AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ve Parti Sözcüsü Ünal Açıklaması (1)

'(Kılıçdaroğlu'nun iddiaları) Yargıyla basınla paylaşmıyor, peki ne yapıyor? 'Biz, Mecliste araştırma önergesi vereceğiz, araştırma komisyonu kurulmasını istiyoruz.' TBMM'nin işi yok sizin yalanlarınızın, iddialarınızın, iftiralarınızın yeri midir? Siz TBMM'yi kendi yalanlarınıza niye alet ediyorsunuz' 'İftirada bulunduğu, hakaret ettiği iddia edilen sanığa Anayasa'nın 39. maddesi 'ispat hakkı' veriyor. Buyursun, o belgeleri versin yargıya, kendi iddiasını ispat etsin. Dolayısıyla TBMM'yi de böyle bir meseleyle meşgul etmesin. TBMM'nin yanı sıra Türkiye'nin siyasi gündemini de kendi yalanlarıyla, ispata muhtaç iddialarıyla, elinde ne olduğu belli olmayan, kendi partilileriyle bile paylaşmadığı birtakım belgelerle Türkiye'nin siyasi gündemini meşgul etmesin' '(ABD'de Rıza Sarraf'ın tanık olarak yer aldığı dava) Savcısıyla, hakimiyle ilgili medyadaki haberleri siz de izlediniz, böyle bir aklın ortaya koyduğu dava üzerinden birilerinin Türkiye'yi siyasi ve ekonomik olarak köşeye sıkıştırmasına herhalde seyirci kalacak değiliz' 'İçeride de bunun sözcülüğünü üstlenen, içeride bu siyasi ve ekonomik operasyona bel bağlayarak umutlananlara buradan şunu söylüyorum; hiç umutlanmayın. Bu dava üzerinden Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak isteyenlerin yanında kimler yer almak istiyor, bunu çok net bir şekilde görüyoruz'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin, "Yargıyla basınla paylaşmıyor, peki ne yapıyor? 'Biz, Mecliste araştırma önergesi vereceğiz, araştırma komisyonu kurulmasını istiyoruz.' TBMM'nin işi yok sizin yalanlarınızın, iddialarınızın, iftiralarınızın yeri midir? Siz TBMM'yi kendi yalanlarınıza niye alet ediyorsunuz?" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, partisinin milletvekilleriyle bir araya geldiği toplantının ardından Ünal, AK Parti Genel Merkezi önünde basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Ünal, Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan Erdoğan'ın, daha önce düzenli olarak bölge milletvekilleriyle gerçekleştirdiği ve milletvekillerinin illeriyle, gündemdeki konularla ilgili düşüncelerini, bakış açılarını paylaştıkları istişare ve değerlendirme toplantısının ikincisinin yapıldığını bildirdi.

"Seçim barajı toplantıda görüşüldü mü?" sorusu üzerine Ünal, bu konunun toplantıda gündeme gelmediğini belirtti.

Ünal, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun iddialarının toplantıda gündeme gelip gelmediğine ilişkin soruya, "Öncelikli olarak bir şeyi doğru koyalım, ortada Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı'nın birtakım iddiaları var. Bu iddialar üzerinden de 'Bu iddialarımı ispat edeceğim.' diye grup toplantısında salladığı, bazı, belge diye gösterdiği evraklar var. Bu evrakların ne olduğunu kendi partilileri dahil kimse bilmiyor. Basınla paylaşılmıyor." dedi.

Söz konusu evrakın içeriği konusunda basın mensuplarının da CHP TBMM Grup Toplantısı'nda çekilen fotoğraflardan yola çıkarak sonuca varmaya çalıştığını belirten Ünal, "Türkiye, dört terör örgütüyle mücadele ederken, uluslararası alanda hem siyasi hem de ekonomik operasyonlara maruz kalırken Kılıçdaroğlu'nun, siyasetin ve TBMM'nin gündemini ne olduğu belli olmayan, içeriği paylaşılmayan evraklarla meşgul ettiğini" ifade etti.

- "Bundan sonrası yargının işi"

Müddeinin iddiasını ispatla mükellef olmasının hukukta temel ilke olduğunu vurgulayan Ünal, şöyle devam etti:

"Buyurun bunu ispat edin. 'Hayır efendim, biz bu belgeleri paylaşmayız.' Peki bu belgeyi yargıyla paylaşın... 'Hayır efendim yargıyla da paylaşmayız.' Anayasa'nın 39. maddesi son derece açık, ispat hakkı da veriyor. Bu konuda Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız kendisiyle ilgili tazminat davası açtı. Meclis kürsüsünden itham ettiği, iftira ettiği kişiler de dava açtılar. Artık bundan sonrası yargının işidir. Hakkında dava açılan kişinin, ilgili genel başkanın ne yapması gerekiyor? Bu belgeleri yani kendi iddiasının ispatı niteliğinde olduğu belgeleri yargıyla paylaşması gerekiyor. Yargıyla paylaşmıyor, basınla paylaşmıyor, peki ne yapıyor? 'Biz, Mecliste araştırma önergesi vereceğiz, araştırma komisyonu kurulmasını istiyoruz'. TBMM'nin işi yok sizin yalanlarınızın, iddialarınızın, iftiralarınızın yeri midir? Siz TBMM'yi kendi yalanlarınıza niye alet ediyorsunuz?"

Ortaya konulan evrakın yargının meselesi olduğuna dikkati çeken Ünal, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'nin bu kadar kritik gündemi olmasına rağmen, Türkiye'nin sınır güvenliğinden tutun da terörle mücadeleye, enerji politikalarından ekonomide alınması gereken tedbirlere kadar birçok önemli gündemi varken maalesef her zaman olduğu gibi yine Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin çıkardığı suni krizlerle Türkiye meşgul edilmek isteniyor. Biz bu suni gündemlerle Türkiye'yi meşgul etmek istemiyoruz. Bu tür arkası belli olmayan, arkası karanlık iddialarla Türkiye'nin gündeminin meşgul edilmesine de karşıyız."

- "CHP'nin, Türkiye'nin siyasetini meşgul etmeye hakkı yok"

Ünal, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun iddialarında adı geçen 5 isim dava açtı ve Cumhurbaşkanı da dün bu konuda dava açtığını söyledi. Bahsedilen davalar açıldı değil mi?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Bu davalar açılıyor. Nihayetinde burada siz Meclis kürsüsünden açık açık insanların isimlerini zikrederek, bu insanların yurtdışına para çıkardıkları iddiasını ortaya atıyorsunuz. Bu iddia üzerinden bazı iftiralarda bulunuyorsunuz. Yine bu iddia üzerinden 'Ankara'daki beylerin çocukları' gibi nefret suçu ve nefret dili niteliğinde ayrımcı ve ötekileştiren dil kullanıyorsunuz. Mahkemeler de zaten sanığa yani iddiada bulunan, iftirada bulunduğu, hakaret ettiği iddia edilen sanığa Anayasa'nın 39. maddesi 'ispat hakkı' veriyor. Buyursun, o belgeleri versin yargıya, kendi iddiasını ispat etsin. Dolayısıyla TBMM'yi de böyle bir meseleyle meşgul etmesin. TBMM'nin yanı sıra Türkiye'nin siyasi gündemini de kendi yalanlarıyla, ispata muhtaç iddialarıyla, elinde ne olduğu belli olmayan, kendi partilileriyle bile paylaşmadığı birtakım belgelerle Türkiye'nin siyasi gündemini meşgul etmesin. Bunları basınla, yargıyla paylaşsın. CHP'nin, Türkiye'nin siyasetini daha fazla meşgul etmeye hakkı yok."

- "Birilerinin yine yüzünde güller açtığını görüyoruz"

Ünal, "AK Parti, Rıza Sarraf'ın eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkındaki iddialarıyla ilgili ne düşünüyor?" sorusu üzerine de şöyle konuştu:

"Son günlerde sosyal medyada, birtakım televizyon ekranlarında birilerinin yine yüzünde güller açtığını görüyoruz. Birilerinin yine umutlandığını görüyoruz. Amerika'da, New York'ta sürdürülen ve uluslararası hukuka, bırakın uluslararası hukuku doğal hukukta bile yeri olmayan, tuhaf bir şekilde bir adamın bazı iddialar üzerinden, rehin alınarak ortaya koyduğu iddialardan, ifadelerden birileri umutlanmaya başladılar ve bu umutlarını nereye bağladıklarını görüyoruz.

İçeride ve dışarıda 'Gezi olmadı, 17-25 Aralık'ta başaramadık, 15 Temmuz'da olmadı, acaba bu defa Amerika eliyle Türkiye'de bir şeyler olabilir mi?' diye umutlananlara dönük biz şunu söylüyoruz; Türkiye, yerli ve milli unsurlarıyla Amerika'nın derin devletinin yargıda oluşturduğu FETÖ'cü aklın etkisi altında. Çünkü savcısıyla, hakimiyle ilgili medyadaki haberleri siz de izlemişsinizdir. Böyle bir aklın ortaya koyduğu dava üzerinden birilerinin Türkiye'yi siyasi ve ekonomik olarak köşeye sıkıştırmasına herhalde seyirci kalacak değiliz. İçeride de bunun sözcülüğünü üstlenen, içeride bu siyasi ve ekonomik operasyona bel bağlayarak umutlananlara buradan şunu söylüyorum, hiç umutlanmayın. Bu dava üzerinden Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak isteyenlerin yanında kimler yer almak istiyor, bunu çok net bir şekilde görüyoruz."

Türkiye'ye karşı ne yapılmak istendiğini de bütün milletin gördüğünü vurgulayan Ünal, şunları kaydetti:

"Çünkü her şey aziz milletimizin gözü önünde cereyan ediyor. Türkiye diğerlerini aştığı gibi bunu da aşacaktır. Bu bizim bir tiyatro oyunu olarak gördüğümüz, senaristini, oyuncularını, figüranlarını tanıdığımız bir oyundur. Biz bu oyunun aktörü olmayacağız. Bu oyunda, senaryoda Türkiye'yi sanık sandalyesine oturtmak isteyenlere de fırsat vermeyeceğiz. Bu konuda kamuoyu rahat olmalıdır."

(Sürecek)

Kaynak: AA