30 Yaş Üzeri Her 4-5 Kadından 1'İnde Myom Görülüyor

25’tir” dedi.

30 Yaş Üzeri Her 4-5 Kadından 1'İnde Myom Görülüyor
Toplumda her 4 ile 5 kadından birisinde myom mevcut olduğunu belirten Prof. Dr. Aktuğ Artekin, gebelik ve myom hakkında bilgilendirmede bulundu. Ertekin, myomların rahim duvarındaki kas tabakasından kaynaklanan iyi huylu urlar olduğunu ve kötü huylu (kanser) olma ihtimalinin yüzde 1’den az olduğunu, hiçbir belirti vermeyip, kontrol muayenelerinde tesadüfen saptanabilecekleri gibi aşırı şikayetlere yol açarak kendini belli edebileceklerini aktararak; “Toplumumuzda çalışmakta olan ve yüksek öğrenim görüp kariyer yapanlarda eğitim süresi uzun olduğu için, evlilik ve doğum yaşları da ileri yıllara kaymıştır. Bu sebeple myom ve gebelik birlikteliğini veya gebe kalmayı düşünüp kontrol için muayeneye gelenlerde myom varlığını daha sık görmekteyiz. Myomlar gebe kalmaya engel olabilse de çoğu zaman gebelik mümkündür ve ileri gebelik haftalarında bebek büyüdüğü için görülmeleri zor olabilmektedir. Toplumlara göre ve muayene sıklığına göre oran değişmekle birlikte gebelerde görülme sıklığı yaklaşık yüzde 2’dir” dedi.



Myomların yol açtığı şikayetlerin yerleşim yerlerine göre değiştiğini, rahimden karın boşluğuna doğru büyüyenlerin genellikle ağrı dışında önemli bir sorun yaratmayacaklarını belirten Prof. Dr. Ertekin, rahim duvarında veya rahim içi boşluğa doğru büyüyenler ise düşüklere, ağrılara, erken doğumlara yol açabileceğini ve yerleşim yeri doğum kanalını kapatıyorsa sezaryenle doğum gereği oluşabileceğini ve doğum şekline sezaryen olarak karar verilen çok büyük myomlarda bebeğin karın boşluğundan çıkarılmasını engellendiğinden önce myomun çıkarılıp sonra bebeğin doğurtulması gerekebileceğini aktardı.

Myomların gebelik sırasında değişimlere de uğrayabileceklerini belirten Ertekin, “Karnöz dejenerasyon denilen olayda, myom içine kanamalar olabilmekte ve bu durum da şiddetli ağrılara yol açabilmektedir. Bu durum erken doğum, apandisit, böbrek taşı ağrısı, böbrek ve idrar yolları iltihabı, plasentanın yerinden ayrılması gibi durumlarla karışabilmektedir. En basit tedavi yaklaşımı, ağrı kesiciler verilmesi ve istirahat etmektir. Çok nadiren gebelik sırasında dayanılmaz ağrılar oluşur ve myom çok büyürse ameliyat gerekebilir” sözleriyle sebep karnöz dejenerasyonun sebep olabilecekleri hakkında bilgi verdi.

Myomların bazen gebe kalmaya engel de olabileceğini, myomun yerleşim yeri, büyüklüğü, kişinin şikayetinin olup olmaması, anne adayının yaşı gibi durumlar göz önüne alınarak gereken planlamaların yapılması gerektiğine dikkat çeken Ertekin, “Genel bir yaklaşım olarak, myom ameliyatı olanların belli bir süre geçmeden gebe kalması arzu edilmez. Hastanın ameliyat olmadan gebe kalma şansı varsa genelde gebelik önerilir, ancak düşük riskinin biraz artabileceği, gebelikte myomun büyüyebileceği, ağrıların olabileceği veya hiçbir sorun olamayıp her şeyin yolunda gidebileceği hastaya baştan anlatılır ve hastanın tercihi de göz önüne alınarak tedaviyi üstlenen doktorun öneri ve bilgilendirmelerine göre karar vermekte fayda vardır” şeklinde konuştu.



Gebelikte myomlar büyüyebileceğini, değişmeden kalabileceğini veya küçülebileceğini, nasıl davranacaklarını öngörmek pek mümkün olmadığını belirten Ertekin, gebelikte myomları yol açtığı başlıca sorunları; erken doğum, bebeğin eşinin erken ayrılması, bebeğin vaginal doğum için uygun olmayan duruş şekli, doğum kanalının kapanması ve sezaryen doğum gereksinimi ile doğum sonu şiddetli kanamalar olabilmesi olarak aktardı. Ertekin, şöyle konuştu: “Ultrasonografi ve gerekirse MRI yöntemleri myomların yeri ve büyüklüğünü belirlemede faydalı yöntemlerdir, gebelik ve doğum planlamalarında bizlere çok yardımcı olurlar. Myom ameliyatı geçirenlerde, doğum genellikle sezaryenle gerçekleştirilir, çünkü rahim kasılmaları sırasında eski ameliyat yerinde yırtılmalar olabilir ve bu durum anne ve bebek ölümlerine yol açabilir. Anlatılanlar genel bilgiler olup, her hastada yaklaşımın farklı olması gerekebilir, gebe ve ailesi bilgilendirilip anne ve bebek için en sağlıklı yaklaşım için karar verilir. Amaç annenin mümkün olduğunca sorunsuz bir gebelik süreci geçirip, sağlıklı bir doğum yapması ve sağlıklı bir bebeğin doğumudur”
Kaynak: İHA