Türkiye İle Afganistan Arasındaki İlişkiler Ele Alındı

Afgan Kralı Amanullah Han’ın Türkiye’de yaşayan kızı Prenses Naciye Doğan, Anadolu Üniversitesinde düzenlenen ‘Uluslararası Türkiye-Afganistan İlişkileri Sempozyumu’nun açılışına katıldı.

Türkiye İle Afganistan Arasındaki İlişkiler Ele Alındı
Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) işbirliği ile düzenlenen ‘Uluslararası Türkiye-Afganistan İlişkileri Sempozyumu’nun açılışı, düzenlenen törenle gerçekleştirildi.

İki ülke arasındaki ilişkilerin ve bilim dünyasına katkılarının ele alınacağı sempozyumun açılışına Prenses Naciye Doğan’ın yanı sıra TİKA Başkan Yardımcısı M. Süreyya Er, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, Şair ve Edebiyatçı Ömer Tarzi ile öğretim görevlileri katıldı.



"Bu toplantılarla iki ülke arasındaki yakın ilişkiler yeni kuşaklara aktarılabilecektir"

Sempozyumun açılışında konuşan Rektör Naci Gündoğan, iki devlet arasındaki dostluğun çok uzun yıllara dayandığını dile getirdi. Bu tarz çalışmaların ülkeleri daha yakından tanıtmasına yardımcı olacağına değinen Gündoğan, "Ülkelerimiz arasındaki güçlü tarihi ve kültürel bağlar, zaman zaman adeta kader birliğine dönüşmüştür. Türk milletinin kurtuluş mücadelesinin yaşandığı dönemde, Afganistan da bağımsızlık sürecine girmiştir. Bu durum iki ülkeyi birbirine daha da yakınlaştırmış, Afganistan’ın 1919’da bağımsızlığını ilan etmesinin hemen ertesinde resmi ilişkiler tesis edilmiştir. Aslında Milli Mücadele yıllarında resmiyete evrilen bu ilişkilerin fiili olarak başlaması, Afganistan’ın milli bir devlet olarak yükselmeye başladığı 18. Yüzyılın ortalarına kadar uzanmaktadır. Bu kabil toplantılarla iki ülke arasında tarihten gelen ve son yüzyıldaki yakın ilişkilerle perçinlenen dostluğun bir envanterini çıkarabilmek ve yeni kuşakları bu dostluk hamlelerinden haberdar edebilmek mümkün kılacaktır. Yine bu sempozyum ve devamında yapılacak çalışmalarla Türkiye’nin bundan sonra Afganistan’da icra edeceği sosyal, iktisadi ve kültürel çalışmalar için bilimsel bir zemin oluşturacak ve bunun yanında Afganistan bilim dünyası ile de yakından tanışılmış olunacaktır. Bu bağlamda tarih, dil, din, arkeoloji, etnografya, hukuk ve sosyoloji alanlarında Türkiye’den ve Afganistan’dan sempozyuma katılacak bilim adamları ve uzmanlar vasıtası ile bir farkındalık oluşturacağı gibi konu ile ilgili ciddi bir bilimsel gelişmenin de yolu açılmış olacaktır. Üniversitemiz de Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi kurulduğundan bu yana gönül coğrafyamızı temsil eden akraba topluluklar ve İslam dünyası temsilcileri ile müşterek faaliyet ve programlara önem vermektedir. Böylesine anlamlı bir faaliyeti ortaklaşa tertip etmeleri ve üniversitemizin ev sahipliği yapması bizleri ziyadesiyle bahtiyar etmiştir. Sempozyumun başarılı geçmesini ve sonuçlarının ülkelerimizin kardeşlik ve dostluğuna katkı sağlamasını temenni ediyorum” dedi.



"Eğitime daha fazla değer veriyoruz"

Orta Asya’nın ve özellikle Afganistan’ın kendileri için son derece önemli olduğunu belirten TİKA Başkan Yardımcısı Süreyya Er ise, "Afganistan’a özel bir ehemmiyet atfettiğimizi belirtmek istiyorum. Genellikle Afganistan akademik çalışmalarda geride kalmış. TİKA olarak biz her alanda faaliyet gösteriyoruz ama eğitime ayrıca önem veriyoruz. Her türlü güzelliğin başı eğitim ve farkındalık. Bu coğrafyada cehaletten de kaynaklanan her türlü oyuna açık bir ortam var. Bu anlamda da eğitime yapılacak yatırımlar önemli. Hepimiz ortak bir kültürden geliyoruz. Beşikten mezara kadar ilmi tavsiye eden bir gelenekten geliyoruz. Bunun da gereğini yerine getirme anlamında bu sempozyumu yararlı buluyorum" ifadelerini kullandı.

"Türkiye ile Afganistan hiçbir zaman birbirine hasım ülkeler olmamıştır"

Türkiye ile Afganistan’ın dostane ilişkilerin Osmanlı dönemine dayandığını belirten Prenses Naciye ise konuşmasında şunları söyledi:

"Emanullah Han, gençlik yıllarında Mektebi Askeriye’ye gitti ve Türkçe’yi burada öğrendi. O daha şehzadeyken Çanakkale Savaşı başlamış ve birçok Afgan askeri de Türk askerinin yanında Türk vatanının düşmanlarına karşı birlikte savaşmışlardır. Çanakkale Şehitliğinde de ’Afgan Mehmetçik’ yazısını görebilirsiniz. 1 Mart 1921’de Afganistan ile Türkiye arasındaki dostluk anlaşması Moskova’da imzalandı ve böylece iki ülke birbirlerinin bağımsızlıklarını resmi olarak tanıdılar. Anlaşmanın ardından askeri, siyasi, diplomatik ve eğitim ilişkilerinin seviyesi yükseldi. Atatürk de, sohbetleri arasında Emanullah’a tavsiyelerde bulunurdu. Hep, askeri kuvvetlerinin iç ve dış düşmanlara karşı güçlendirilmesini vurgulardı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla da Afganistanlı gençler, eğitim almak için Türkiye’ye gelip ardından doktor, hemşire, asker olarak geri döndüler. Afganistan’da önemli işler yaptılar. Türkiye ile Afganistan hiçbir zaman birbirine hasım ülkeler olmamıştır. Hep dost olmuşlar ve birbirlerine yardım etmişlerdir. Bu dostluğun mimarı Emanullah Han ve Atatürk’tür. Umarım, bundan sonra da iki dost ülke birbirinin yanında olur."

Konuşmaların ardından iki ülke temsilcilerine hediyelere takdim edildi.
Kaynak: İHA