Kıbrıslı Şirketten Türkiye'ye Yatırım

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin önde gelen gayrimenkul şirketlerinden IQ Global Real Estate, Türkiye’deki ilk şubesini İstanbul Bağdat Caddesi’nde açtı.

Kıbrıslı Şirketten Türkiye'ye Yatırım


Kıbrıs’ın ilk kurumsal gayrimenkul danışmanlık şirketi olma özelliği taşıdığı belirtilen IQ Global Real Estate, Türkiye’deki ilk şubesini İstanbul Bağdat Caddesi’nde açtı. İş dünyası ve emlak sektörü temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen törene Kıbrıs’tan gelen birçok misafir eşlik etti. İnşaat, gayrimenkul danışmanlığı ve yatırım danışmanlığı alanında faaliyet gösteren şirketin, 2016 yılında faaliyet alanını genişleterek yurtdışında da şubeler açma kararı aldığı söylendi. Açılışta konuşan IQ Global Gayrimenkul Kurucusu Vedat Mısırlısoy, Türkiye’nin ve dünyanın farklı yerlerinde şubeler açacaklarını belirterek, gayrimenkul sektöründe güvenin önemli olduğuna vurgu yaptı.

Gayrimenkul işine ilk olarak 1996 yılında girdiklerini bilgisini veren Vedat Mısırlısoy,’’Vizyonumuz doğrultusunda hedeflere ulaşmak için sürekli kendimizi yeniledik. 2016 yılında ilk defa dünyaya açılma politikası gütmeye başladık. Kıbrıs dışında ilk şubemizi İstanbul’da açmak istedik. İstanbul’da yılladır çok müşterimiz oldu. O yüzden ilk İstanbul’u tercih ettik. Bağdat caddesini tercih etmemizin sebebi ise çok bilinen ve popüler bir yer olmasından kaynaklı. Aslında şirket olarak dünyaya açılmak istiyoruz. Bugüne kadar yabancı firmalar kendi ülkelerinden çıkıp bütün dünyaya yayıldılarsa bizde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden çıkıp aynı şekilde bütün dünyaya yayılmayı düşünüyoruz. Bunu başarabiliriz. Ben gayrimenkul uzmanıyım. Bugüne kadar çalıştığım yerler ve aldığım eğitim gayrimenkul üzerine olduğu için artık bu sektörün uzmanı olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim’’ dedi.



’’Özellikle 2012’den sonra Türkiye’den gelen talep çok fazla oldu’’

Türkiye’deki potansiyeli değerlendiren Mısırlısoy, ’’1996 yılından bu yana Türkiye’de zaman zaman müşterilerimiz olurdu. Bunlar Türkiye’nin çok zengin işadamlarıydı. Ancak onalar Kıbrıs’a gelip gayrimenkul alabiliyordu. Son yıllarda Türkiye’nin zenginleşmesi ve ekonomik olarak büyümesiyle zengin insanların sayısı o kadar çok arttı ki; doğru orantılı olarak Kıbrıs’tan gayrimenkul almalarına etki etti. Özellikle 2012’den sonra Türkiye’den gelen talep çok fazla oldu. 2012’den sonra acaba biz orada şube açsak mı? Düşüncesi oluşmaya başladı.

Bu kolay değil, başka bir ülkeye gideceksiniz orada gayrimenkul işi yapacaksınız. Ondan dolayı harekete geçmemiz 4-5 yıl aldı’’ şeklinde konuştu.



’’Gayrimenkul faaliyetlerin en önemli konusu bence güvendir’’

Sistemi kurduktan sonra yaygınlaşmak çok daha kolay diyen Mısırlısoy, ’’2 ay önce bu işi İstanbul’da yapmaya karar verdik. Ofisimiz tutup dekorasyonumuz yaptık ve faaliyete başladık. Resmi açılışımızı gerçekleştirdik. Budan sonra, önce Türkiye’nin başka bölgelerinde daha sonra da dünyanın farklı yerlerine şubelerimizi açıcağız. İlk etap olarak güvenebileceğimiz ve birlikte iş yapabileceğimiz insanları tercih ediyoruz. Gayrimenkul işinde güven çok önemli. Hem çalışanların firmaya güven duyması hem firmanın çalışanlara güven duyması hem de müşterinin bize güven duyması ve inanması önemlidir. Gayrimenkul faaliyetlerin en önemli konusu bence güvendir. Biz bu işi bilen insanları işe almadık. Aynı durumu Kıbrıs’ta denedik. Biz, bu işi bilmeyen ama yapabileceğine inandığımız ve potansiyelini gördüğümüz insanları aldık, eğitimler verdik ve onları bu işe biz başlattık. Bunun diğer bir avantajı gönül bağının oluşmasıdır’’ ifadelerini kullandı.

’’Kıbrıs’ta yaşıyor olsak da, aslında kendimizi Türk olarak görüyoruz’’

Mısırlısoy sözlerine şöyle tamamladı: ’’Biz Kıbrıs’ta yaşıyor olsak da, aslında kendimizi Türk olarak görüyoruz. Bir Türk vatandaşı olarak beni, yabancıların Türkler üzerinde, Türkiye üzerinde ya da gelişmekte olan ülkeler üzerindeki o egemenlikleri hep rahatsız etti. Bu insanlar sadece ismini satıyor. İsmini satarken büyük miktarda parayı alıp ülkelerine götürüyorlar. Hayatım boyunca hep dedim ki; bu ülkenin de artık bir yerden başlayarak markalaşması gerekmektedir. Ben aynı zaman Türkiye vatandaşıyım. KKTC ve Türkiye benim vatanım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını bilerek ve isteyerek sonradan aldım. Hedefim; ülkemize ve insanımıza katkıda bulunmak ve onlar için bir şeyler yapmaktı, gerek gayrimenkul sektörü olsun gerek başka bir sektör olsun dünya devleri ile rekabet edebilir duruma gelmekti. Ne kadar zaman alır onu söylemem ama bunu yapmak mümkündür ve biz bunu yapacağız’’.
Kaynak: İHA