'Ankara'nın En'leri Ödül Töreni'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1)'Ekonomisi güçlü olmayan bir devletin altyapı yatırımları da diğer hizmetleri de milleti memnun edecek düzeyde olamaz. Böyle bir devletin güçlü bir ordu kurabilmesi ise hiç mümkün değildir' 'Amerika'dan Afrika'ya, Avustralya'dan Asya'ya kadar pek çok kıta, sömürgeci devletlerin pençesinde soyulup soğana çevrilmiştir. Sadece yer altı veya yer üstü zenginlikleniyle değil aynı zamanda insan kaynaklarıyla da sömürülen ve daha acısı katledilen bu kıtaların asli sahipleri hala toparlanabilmiş değildir' 'Balkanları fetheden ecdadımız burada ele geçirdiği zenginlikleri sırtlanıp bir başka yere götürerek orada kendine refah düzeni kurmaya çalışmamıştır, tam tersine tüm birikimini, tüm emeğini bu coğrafyaya vermiş ve medeniyetini burada yükseltmiştir'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ekonomisi güçlü olmayan bir devletin altyapı yatırımları da diğer hizmetleri de milleti memnun edecek düzeyde olamaz. Böyle bir devletin güçlü bir ordu kurabilmesi ise hiç mümkün değildir." dedi.

Erdoğan, Ankara Ticaret Odası tarafından ATO Congresium'da düzenlenen "Ankara'nın En'leri Ödül Töreni"nde yaptığı konuşmada, dört yıllık bir aranın ardından ödül töreninde tekrar birlikte olmaktan mutluluk duyduğunu belirtti.

Ödül kazanmaya hak kazanan firmaları ve iş adamlarını tebrik eden Erdoğan, "Ülkemizdeki pek çok kuruluş gibi Ankara Ticaret Odamız da Feto'nun tacizleri altında sıkıntılı bir dönem geçirdi. Hamdolsun, o günler geride kaldı." diye konuştu.

ATO'nun Ankaralılara, Ankaralı iş adamlarına, esnaflara hizmet veren bir kuruluş olarak çalışmalarını kararlı bir şekilde sürdürdüğünü dile getiren Erdoğan, oda yönetiminin milletini seven tüm kesimleri bir araya getiren çoğulcu yapısıyla ortaya koyduğu gayretleri, elde ettiği neticeleri yakından ve takdirle takip ettiğini söyledi. Erdoğan, "Ankara'nın sadece bürokrasinin değil aynı zamanda üretimin, girişimin, ihracatın, istihdamın ve verginin de iddialı şehri olduğunu ortaya koyan sizlere şükranlarımı sunuyorum." ifadesini kullandı.

Güçlü ekonominin güçlü devlet olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ekonomisi güçlü olmayan bir devletin altyapı yatırımları da diğer hizmetleri de milleti memnun edecek düzeyde olamaz. Böyle bir devletin güçlü bir ordu kurabilmesi ise hiç mümkün değildir. Peki ekonomi nasıl güçlü olacak? Bunda elbette devletin izlediği politikaların rolu çok büyüktür. Siyaset her alanda olduğu gibi ekonomi konusunda da çok belirleyici ama ekonomi asıl gücünü milletten alır. Milletin çalışkanlığı, üretimi, gayretiyle ortaya çıkardığı katma değerin bir bölümü devletin hazinesine gider. Bu gelirle de devlet temel görevlerini yerine getirir."

Geçmişten bugüne devletlerin farklı gelir kaynakları olduğuna dikkati çeken Erdoğan, kimi ülkelerin petrol ve doğal gaz gibi yer altı zenginlikleriyle kimilerinin de başka imkanlarıyla ekonomisini güçlendirdiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Günümüzde farklı biçimlerle, farklı şekillerle de bu tür süreçler işliyor olsa da eskiden en vahşi haliyle yürütülen sömürgecilik de önemli bir zenginlik kaynağıdır. Amerika'dan Afrika'ya, Avustralya'dan Asya'ya kadar pek çok kıta, sömürgeci devletlerin pençesinde soyulup soğana çevrilmiştir. Sadece yer altı veya yer üstü zenginlikleriyle değil aynı zamanda insan kaynaklarıyla da sömürülen ve daha acısı katledilen bu kıtaların asli sahipleri hala toparlanabilmiş değildir." değerlendirmesinde bulundu.

Yurt dışı ziyaretlerinde yaptığı görüşmeleri anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ziyaretlerimde görüştüğümde o ülkelerin devlet devlet başkanları hep şunu söylerler. 'Gelirlerdi, helikopterlerle, uçaklarla bizim altın, elmas neyimiz var, pırlanta... Alır götürürlerdi', 'Peki bir şey verirler miydi?', 'Hayır, hiçbir şey vermezlerdi'. Peki bugün? Hala aynı şekilde bu anlayış devam ediyor. Bu zulüm hala devam ediyor. Bunun en büyük bedelini ödeyen kıta Afrika'dır. Hala da öyledir. Bir de bizim ecdadımızın yaptığı gibi sömürge değil, gaza ruhuyla gerçekleştirilen fetihler vardır. Bizim medeniyetimizde ve kültürümüzde fethedilen yer sömürülecek yer değil tam tersine ihya edilecek, inşa edilecek, tüm imkanları ve insan kaynaklarıyla ayağa kaldırılacak yer demektir."

Balkanlara, Kuzey Afrika'ya bakıldığında bunun görülebileceğini ve hala oralarda ecdadın eserlerinin bulunduğunu belirten Erdoğan, "Bizim onlara miras olarak adeta bıraktığımız bu eserleri bile onlar korumamışlardır, koruyamamışlardır. Onları bile tarumar etmişlerdir. Balkanları fetheden ecdadımız burada ele geçirdiği zenginlikleri sırtlanıp bir başka yere götürerek orada kendine refah düzeni kurmaya çalışmamıştır. tam tersine tüm birikimini, tüm emeğini bu coğrafyaya vermiş ve medeniyetini burada yükseltmiştir." dedi.

Bosna-Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç ile bir anısını paylaşan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Aliya İzzetbegoviç ölümünden bir gün kendisini ziyaret ettiğimde bana aynen şunu söylemiştir, 'Tayyip, evladım, burası Evladı Fatihandır. Sakın ha buraları ihmal etme'. Biz zaten ne yaptık, işte Balkanlarda bütün oralardaki tarumar olmuş eserleri, camileri, kervansarayları, köprüleri hepsini bizler yeniden ihya ettik, yeniden bunları inşa ettik. İnşa edip de biz kullanmıyoruz, oraya bırakıyoruz. İstanbul'u fetheden ecdadımız Ayasofya'yı yıkmayı aklından bile geçirmemiştir, bunun yerine asırlar boyunca aynı şehirde çok daha büyük, çok daha görkemli eserler inşa etmek için çalışmıştır. Ankara'da Osmanlı döneminin eseri Hacı Bayram Veli Camisi ile Roma döneminden kalma Agustus Tapınağı'nın duvar duvara asırlardır ayakta kalmasının sebebi de aynıdır."

(Sürecek)

Kaynak: AA