Takı Sanatının Tarihten Günümüze Yolculuğu MEÜ'de Masaya Yatırıldı

İçel Üniversitesi (MEÜ) Takı Teknolojisi ve Tasarımı Yüksekokulu tarafından “Günümüz Takı Sanatı” başlıklı etkinlik düzenlendi. MEÜ Öğr. Gör. Serkan Günenç, takıyı diğer sanat yapıtlarından farklı ve özel kılanın; taşıyanı ile birlikte hareket ediyor olması olduğunu vurgulayarak, “Bu da takı sanatını heyecan veren bir meydan okumaya dönüştürmektedir” dedi.

Takı Sanatının Tarihten Günümüze Yolculuğu MEÜ'de Masaya Yatırıldı
Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe, Takı Teknolojisi ve Tasarımı Yüksekokulu öğretim elemanları Prof. Dr. Zeki Umay, Yrd. Doç. Dr. Meltem Gürbüz, Öğr. Gör. Serkan Günenç ve 2005 yılında MEÜ’den mezun olan Mücevher Tasarımcısı Hatice Selda Okutan Dalgıç konuşmacı olarak katıldı.

Etkinlikte, takı tasarımcılarının çalışmalarını sergileyebileceği mecraları anlatan Prof. Umay, Mücevher Tasarımcısı Dalgıç’ın blogu üzerinden örnek sunarken, Yrd. Doç. Dr. Gürbüz de ‘Geçmişten Günümüze Kuyumculuk Eğitimi’ başlıklı konuşmasında, kuyumculuk sanatının tarihinin ilk insanlara kadar dayandığını söyledi.

İlk takı malzemelerinin deniz kabuğu, diş, ağaç parçaları, taşlar olduğuna işaret eden Gürbüz, “Yüzyıllar boyunca usta-çırak ilişkisi ile nesillere aktarılan bu sanat son yüzyıllarda okullarda öğretilmeye başlanılmıştır. Günümüzde giderek önem kazanan takı sanatı eğitimi, Türkiye’de de çeşitli okullarda verilmektedir. İçel kenti hem lise hem ön lisans hem lisans düzeyinde takı sanatı eğitimi vermesi açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Türkiye’de lisans düzeyinde takı sanatı eğitimi veren ilk üniversitenin İçel Üniversitesi olması bizi gururlandırmaktadır” diye konuştu.

Öğr. Gör. Günenç ise “Bedenle Bütünleşen Sıra Dışı Takılar” başlıklı sunumunda şunları söyledi: “Takıyı diğer sanat yapıtlarından farklı ve özel kılan; taşıyanı ile birlikte hareket ediyor olmasıdır. Görsel sanatların form ve önermelerinin olduğu gibi takı uyarlaması imkansızdır, çünkü takıyı bedenden ayrı düşünmek mümkün değildir. Takı, kendini taşıyacak bir beden bulamadığında ifade ettiği anlam da farklılaşır. İnsan vücuduna bağımlı olan takı kısıtlamalarını sadece beden ve bedende taşınabilirliği sınırlar. Bu da takı sanatını heyecan veren bir meydan okumaya dönüştürmektedir.”

Takı yapmanın kendisi için bir tutku olduğunu ifade eden Mücevher Tasarımcısı Dalgıç da “Tasarladığım ve yaptığım her koleksiyonun ve her bir parçanın kendi hikayesi var. Takılarımda insan figürlerini kullanmayı seviyorum. Bir anlamda heykelsi takılar yapıyorum. Bana göre mücevher, sadece takılabilir bir güzellik olması dışında sanatsal bir tasarım objesidir. Yeni fikirleri farklı bakış açısıyla sunmak yaptığım işte önceliğimdir, bu nedenle zamanımın çoğunu araştırmaya ve yeni teknikler öğrenmeye harcıyorum” şeklinde konuştu.

Etkinlikte daha sonra Takı Teknolojisi ve Tasarımı Yüksekokulu dersliklerinde ‘mum modelleme’ atölye çalışması yapıldı.
Kaynak: İHA