Nil Sularının Paylaşılmasındaki Kriz Açıklaması Hedasi Barajı

Mısır'ın, Etiyopya'nın Nil Nehri üzerine inşa ettiği Hedasi Barajı'yla ilgili Etiyopya, Sudan ve Mısır arasında yürütülen müzakerelerin 'tıkandığını' duyurmasının ardından dış ülkelerle diplomasi trafiğini arttıracağı ve hukuki yollardan harekete geçeceği değerlendirmeleri yapıldı ElEhram Stratejik Araştırmalar Merkezi Uzmanı Sudavi: 'Mısır'ın önünde uluslararası topluma ve uluslararası tahkime başvurma seçeneği bulunduğunu düşünüyorum. Bundan sonra da müzakerelerden bir şey çıkmayacak' Mısırlı uluslararası hukuk uzmanı Abdulati: 'Mısır, üç ülkenin BM'ye üye olması nedeniyle bu kuruma ya da BMGK'ya şikayette bulunabilir' 'Uluslararası barışı tehdit eden çatışmaları gördüğünde, söz konusu anlaşmazlıkları çözmeye davet etmek BMGK'nın yetkileri arasındadır'

HÜSEYİN EL-KABBANİ - Mısırlı uzmanlar, Mısır Sulama Bakanlığı'nın, Etiyopya'nın Nil Nehri üzerine inşa ettiği Hedasi (Nahda) Barajı'yla ilgili olarak Etiyopya, Sudan ve Mısır arasında yürütülen müzakerelerin "tıkandığını" duyurmasının ardından Mısır'ın dış ülkelerle diplomasi trafiğini arttıracağı ve hukuki yollardan harekete geçeceği öngörüsünde bulundu.

Mısır Sulama Bakanlığı, geçen cumartesi-pazar günleri Kahire'de yapılan Mısır, Etiyopya ve Sudan'ın teknik komitelerinin katıldığı üçlü toplantıların ardından ihtilaflı bazı konularda anlaşma sağlanamaması üzerine üç ülke arasında yürütülen müzakerelerin "tıkandığını", konunun karara bağlanması için üç ülkenin hükümetlerine bırakıldığını duyurdu.

Anlaşmazlıkların, kuraklık ve sel zamanlarında baraj sularının nasıl doldurulacağı, barajın çalışma mekanizmasıyla ilgili olduğu aktarıldı.

Mısır Dışişleri Bakanlığı da çarşamba günü Hedasi Barajı müzakereleriyle ilgili net bir eylem planının olduğunu bildirdi.

Bakanlık Sözcüsü Ahmed Ebu Zeyd, özel bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, sözünü ettiği eylem planının ilk aşamasında uluslararası toplumun müzakerelerin ayrıntılarına dahil edilmesi gerektiğini söyledi.

Müzakerelerin, teknik ve siyasi olmak üzere iki şekilde yürütüldüğüne dikkati çeken Ebu Zeyd, "Biz uluslararası toplumun ayrıntılara ortak olmasını istiyoruz. Boşluklar nerede, bu sürecin aksamasından kim sorumlu ve müzakerelerin tıkanma nedeni nedir? Uluslararası toplum bu dosyanın aksamasına neden olan taraflara baskı yapmalı. Bu arada Mısır ve Etiyopya arasında siyasi alanda doğrudan iletişim var." ifadelerini kullandı.

Bakanlık Sözcüsü Zeyd'in açıklamalarını değerlendiren uzmanlar, Mısır'ın dış ülkelerle diplomasi trafiğini arttıracağı ve hukuki yollardan harekete geçeceği öngörüsünde bulundu.

- Diplomatik yollar

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi Uzmanı Atıf es-Sudavi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müzakerelerin Hedasi Barajı meselesinde bir yol haritası olduğunu, uzun zamandır başvurulan bir seçenek olduğunu ancak başarısızlığa uğradığını belirtti.

Sudavi, "Şuan Mısır'ın önünde uluslararası topluma ve uluslararası tahkime başvurma seçeneği bulunduğunu düşünüyorum. Siyasi çözümde sorun, Addis Ababa'nın koalisyon kurması. Bundan sonra da müzakerelerden bir şey çıkmayacak. O nedenle uluslararası hukuk, Mısır için daha güçlü bir seçenek olacak." dedi.

Mısır'ın uluslararası hukuka alternatif olarak değil mecburi başvurmak zorunda olduğunu kaydeden Sudavi, diğer seçeneklerin başarıya ulaşma imkanı bulunmadığını ifade etti.

Sudavi, öte yandan askeri çözümün ya da başka yollarla tehdit etmenin bir seçenek olmadığını, bunun uluslararası toplum nezdinde olumsuz yansımaları olacağını aktardı.

Mısır'ın Hedasi krizinde "soğuk savaş diplomasisi" yürüttüğünü belirten Sudavi, "Mısır, son zamanlarda Nil havzası ülkelerle olan krizlerin çözümünde izlediği diplomaside başarılı oldu. Bazı ülkeleri kutuplaştırdı bazılarını etkisizleştirdi. Gelecek zaman diliminde bu tutum artarak devam edecek. Ancak harekete geçen Etiyopya diplomasisi ile karşı karşıya kalacak." dedi.

- Hukuki yollar

Mısırlı uluslararası hukuk uzmanı Musaid Abdulati, Etiyopya'nın hukuki prensiplere uymadığını belirterek, "Bu nedenle Mısır, üç ülkenin (Mısır, Etiyopya, Sudan) Birleşmiş Milletler'e (BM) üye olması nedeniyle bu kuruma ya da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) şikayette bulunabilir." ifadelerine yer verdi.

Abdulati, "Uluslararası barışı tehdit eden çatışmaları gördüğünde, söz konusu anlaşmazlıkları çözmeye davet etmek BMGK'nın yetkileri arasındadır. Ya da BMGK böyle bir durumda söz konusu üç ülkenin uluslararası tahkime gitmesini tavsiye edebilir. Etiyopya'nın buna karşı çıkması durumunda Mısır'ın tutumu uluslararası açıdan daha güçlü hale gelir ve Etiyopya'ya baskı yapabilir." diye konuştu.

Mısır Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Sözleşmeler İdaresi Müdürlüğünden emekli olan Büyükelçi İbrahim Yusri de Mısır'ın hızlıca harekete geçmesi gerektiğini belirterek, "Uluslararası konularda hızlı harekete geçmek önemlidir. Geç kalmamak gerekir." ifadelerini kullandı.

Uluslararası ilişkiler uzmanı akademisyen Cihad Avde de Mısır'ın Hedasi Barajı krizinde önünde uluslararası diplomasi trafiğini arttırma ve BM'ye üye kurumlara şikayet etme seçenekleri olduğunu dile getirdi.

Avde, Mısır'ın uluslararası diplomasiyi baskı için kullanacağını, krize bu şekilde çözüm bulunabileceğini kaydetti.

Etiyopya'nın 2011'de Nil'in iki kolundan birini teşkil eden Mavi Nil'in yatağını değiştirerek Hedasi Barajı'nın inşasına başlamasıyla bölge ülkeleri arasında nehrin sularının kullanımı konusunda tartışmalar yaşanmıştı. Etiyopya, Mısır ve Sudan arasında yürütülen müzakereler sonucu 6 Mart 2015'te Hedasi Barajı ile ilgili "İlkeler Anlaşması" imzalandığı bildirilmiş, anlaşmanın ayrıntılarına ilişkin bilgi verilmemişti.

Mısır, Etiyopya ve Sudan, ayrıca 20 Eylül 2016'da Hedasi Barajı projesinde "hidroelektrik üretim sistemi, modelleme, su kaynakları simülasyonu ile bunların çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri" üzerine incelemeler yapılmasını öngören bir anlaşma imzalamıştı.

Kahire yönetimi, Hedasi Barajı'nın yıllık 55,5 milyar metreküp olan ve ülkenin tek su kaynağı durumundaki Nil sularındaki payının muhtemel olumsuz etkilerinden dolayı endişe ediyor. Etiyopya tarafı ise barajın özellikle enerji alanında getirisi olacağını, Sudan ve Mısır gibi ülkeler için herhangi bir zarar teşkil etmeyeceğini savunuyor.
Kaynak: AA