'Kur'an Eğitimi' Paneli

Eski Diyanet İşleri Başkanı Altıkulaç: 'Bugün Türkiye'de hafızlık belgesi alanların sayısı 130 bine yaklaştı veya geçti. Ömrüm boyunca Allah nasip etti, Kur'an'la meşgul olduk. Hala eski Mushaf'lar üzerinde çalışıyorum. Benim hıfzım dahi tehlikeye maruz. Unutma gibi bir sıkıntı var. Bu kadar diplomalı hafızın içinde 10 bin hafız zor kalmıştır; hakiki hafız, diğerleri unutmuştur' MEB Din Eğitimi Genel Müdürü Yılmaz: 'Kur'an dersi hoca merkezli bir ders. Söyle hocanı söyleyeyim kıraatini. Dolayısıyla temelde hocanın yetişmişliği, vasıflı oluşu öne geçiyor. Bu açıdan imam hatip okulları ve diğer okullarımızda Kur'an öğretiminin kalitesini aslında hocanın kalitesinde aramak lazım. Biz de bunun için ilahiyat fakültelerimizden iyi yetişmeyen hocaların mezun edilmemesini istiyoruz. Öğretmen olamasınlar'

Eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç, Türkiye'de hafızlık belgesi alanların sayısının yaklaşık 130 bin olduğunu belirterek, "Ömrüm boyunca Allah nasip etti, Kur'an'la meşgul olduk. Hala eski Mushaf'lar üzerinde çalışıyorum. Benim hıfzım dahi tehlikeye maruz. Unutma gibi bir sıkıntı var. Bu kadar diplomalı hafızın içinde 10 bin hafız zor kalmıştır; hakiki hafız, diğerleri unutmuştur." dedi.

29 Mayıs Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı da olan Altıkulaç, Din ve Hayat dergisi tarafından Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Kur'an Eğitimi" panelindeki konuşmasında bu birlikteliğin hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Kur'an eğitiminde ilk öğretmenin Hazreti Peygamber olduğunu aktaran Altıkulaç, "Kur'an kursu hizmetinin ülkemizde aksadığı yıllar olmuştur. Bugün İstanbul'da bu kadar arkadaşımız Kur'an eğitimiyle meşgul oluyorsa hamdolsun. Göreve geldiğimde Kur'an kursu sayısıyla da yeni kurslar açtığımızda da hep bunun mücadelesini verdik. Hatta Kur'an kurslarının Diyanet'in elinden alınması gündeme geldi. Milli Eğitim Bakanlığı'na devri söz konusu oldu. Doğrusu şoke olduk. Bu değişimin o günkü şartlarda Kur'an kurslarına bir darbe olacağını düşündük." diye konuştu.

Altıkulaç, Kur'an kurslarının siyasetin alanına girmesine karşı çıktığını anlatarak, bundan sonra bu tür sıkıntıların yaşanmamasını diledi.

Kur'an kursları ve hafızlık konusunda da değerlendirmelerde bulunan Altıkulaç, şöyle devam etti:

"Bir şekilde hafızlık müessesesi yürüyor. Gelişi güzel her çocuğu hafız yapmaya çalışmamalıyız. Çocuğun yönelişi ve istidadı falan... Çeşitli denemeler ve testlerden sonra buna karar vermeliyiz. Buna karar vermişsek o çocuğun İslam ilimleri alanında yetişeceğini de öngörmeliyiz. Hafız olacak. Sonra öteki vazifesi başlayacak. Nedir o? Unutmak. Bugün Türkiye'de hafızlık belgesi alanların sayısı 130 bine yaklaştı veya geçti. Ömrüm boyunca Allah nasip etti, Kur'an'la meşgul olduk. Hala eski Mushaf'lar üzerinde çalışıyorum. Benim hıfzım dahi tehlikeye maruz. Unutma gibi bir sıkıntı var. Bu kadar diplomalı hafızın içinde 10 bin hafız zor kalmıştır; hakiki hafız, diğerleri unutmuştur. On binlerce insan hafız olmuştur ve unutmuştur. Bu çok büyük sorumluluktur."

Altıkulaç, imam hatip liselerinde imamların kıraatlerinin zayıf kaldığını dile getirerek, bu okullarda branş derslerinin konulması gerektiğini sözlerine ekledi.

- "Değer ve din eğitimi politikalarının belirlenmesinde önemli bir kurumuz"

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz, panelin kendisi için çok önemli olduğunu söyledi.

Yılmaz, Genel Müdürlüğün işleyişi ve sorumlulukları hakkında bilgi verdi.

Diyanet İşleri dışında MEB'de de önemli çalışmalar olduğunu dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:

"Biz bağlı kurumlarda değer ve din eğitimi politikalarının belirlenmesinde önemli bir kurumuz. Çalışmalarımız arasında orta okul ve liselerdeki seçmeli Kur'an-ı Kerim dersleri, imam hatip orta okulları ve liselerindeki Kur'an dersleri, sosyal ve kültürel etkinliklerimiz, tashih-i huruf çalışmalarımız, örgün eğitimle birlikte hafızlık sistemi var. Bu yeni başlattığımız bir sistem.

Kur'an dersi hoca merkezli bir ders. Söyle hocanı söyleyeyim kıraatini. Dolayısıyla temelde hocanın yetişmişliği, vasıflı oluşu öne geçiyor. Bu açıdan imam hatip okulları ve diğer okullarımızda Kur'an öğretiminin kalitesini aslında hocanın kalitesinde aramak lazım. Biz de bunun için ilahiyat fakültelerimizden iyi yetişmeyen hocaların mezun edilmemesini istiyoruz. Öğretmen olamasınlar."

Yılmaz, hafızlıkla ilgili yeni bir sistem üzerinde 4 yıldır çalıştıklarını belirterek, "Şu anda elhamdülillah meyvelerini veriyor. İlk defa mezunlarını veriyor. Örgün eğitimle hafızlık çerçevesinde 2014'te başladı. Şu anda 105 okulda bu çalışma devam ediyor. Proje okullarımızda 3 bin 700 öğrencimiz devam ediyor. Burada amacımız, hafızlık için istidadı olan öğrencilerin seçimi, erken yaştaki hafızlığın avantajlarından yararlanılması, öğrencilerin okul ortamında fazla kalmadan hafızlık eğitimi almaları, hafızlık eğitimi içinde öğrencilerin sosyal imkanlardan faydalanması, temel eğitimden üst öğrenime geçmeleridir." değerlendirmelerinde bulundu.

Panelin moderatörlüğünü yapan İstanbul Müftüsü Hasan Kamil Yılmaz ise Din ve Hayat dergisinin yeni çıkan sayılarının akabinde bu tür panellerin gerçekleştirildiğini belirterek, emeği geçenlere teşekkür etti.

Yılmaz, derginin gelecek yıl 4 sayı halinde çıkacağını dile getirerek, "İlk sayıda hicret ve göç konusu incelenecek. Temmuzdaki sayıda ise şeriye sicillerinin muhtevalarıyla alakalı olacak. 1 milyonun üzerinde vesika bulunuyor. Bu hazinenin farkında olmak istiyoruz. Hedefimiz; bu dergiyi meslektaşlarımıza el altı bilgi kaynağı ve vatandaşlarımıza da yararlanacakları bir kaynak olarak sunmaktır. Bu işte herkesin desteğini bekliyoruz. Yazı yazmanız ve yazı yazılmasına vesile olmanızı temenni ediyoruz." diye konuştu.

Üsküdar Müftülüğü Başvaizi Fatma Bayram da dergide yer alan yazısına ilişkin sunum gerçekleştirdi.
Kaynak: AA