'Çevre Dostu' Malzemeden Depreme Dayanıklı Duvar

ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü'nde, çimento yerine toprak ve ahşap gibi doğal malzemeler kullanılarak, 8 büyüklüğündeki depreme dayanabilecek güçte duvar geliştirildi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türer: 'Bu projemizde kullandığımız malzeme killi toprak, içinde ahşap ya da çok az çelik malzeme var. Biz bu sayede geliştirdiğimiz bu özel duvar tipiyle normalde deprem kuvvetlerine hiç hasar görmeden dayanacak, hatta şartnamelerde belirtilen yatay deprem kuvvetinin yaklaşık 50 katına dayanabilecek bir duvar oluşturmayı başardık' 'Gerçek boyuttaki binalar üzerinde bir hesap yaptığımızda normal şartnamelerdeki deprem etki ettiğinde hiç hasar görmeyeceğini veya çok minimal hasar göreceğini, içerideki insanların hem can hem de malını koruyacağını öngörebiliyoruz' 'Çok kuvvetli, aynı zamanda çok çevre dostu ve ucuz. Herhangi bir yerdeki killi toprakla yapılabilecek bir uygulama. Böylece çimentonun maliyeti de yok edilmiş oldu'

ANKARA - YILDIZ NEVİN GÜNDOĞMUŞ - Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Türer, bir öğrencisi ile geliştirdiği proje kapsamında, çimento yerine toprak ve ahşap gibi doğal malzemeler kullanarak, 8 büyüklüğündeki depreme dayanabilecek güçte duvar geliştirdi.

Prof. Dr. Türer, Yüksek Lisans Öğrencisi Dinçer Yıldız ile ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı Mekaniği Laboratuvarı'nda çalıştıkları "Doğal Malzemelerle Güçlendirilmiş Depreme Dayanıklı Sıkıştırılmış Duvar" projesi hakkında AA muhabirine bilgi verdi.

Üniversite olarak depremle ilgili birçok farklı araştırma yaptıklarını belirten Türer, son zamanlarda özellikle hem düşük maliyetli hem de doğal malzemeler kullanılarak depreme dayanıklı bina modelleri üzerinde çalıştıklarını söyledi.

Bunun için özellikle "toprak ve ahşap" üzerinde durduklarına işaret eden Prof. Dr. Türer, "Çünkü ülkemiz kırsalındaki yapılar zaten ahşap ve toprak karışımı. Biz bunu depreme güçlü hale getirmek için farklı teknolojik arayışlar içindeyiz. Bu projemizde kullandığımız malzeme killi toprak, içinde ahşap ya da çok az çelik malzeme var. Biz, bu sayede geliştirdiğimiz bu özel duvar tipiyle normalde deprem kuvvetlerine hiç hasar görmeden dayanacak, hatta şartnamelerde belirtilen yatay deprem kuvvetinin yaklaşık 50 katına dayanabilecek bir duvar oluşturmayı başardık." diye konuştu.

Bu projenin Güney Amerika'da kullanılan sistemin bir çeşidi olduğunu ifade eden Türer, bu sistemle betonarmedeki bazı teknikleri birleştirerek, hibrit bir yapı elde ettiklerini anlattı.

- "Çevre dostu ve ucuz"

Türer, "Çok kuvvetli, aynı zamanda çok çevre dostu ve ucuz. Herhangi bir yerdeki killi toprakla yapılabilecek bir uygulama. Böylece çimentonun maliyeti de yok edilmiş oldu." diye konuştu.

"Global ısınma, sera etkisi, karbondioksit salınımı" gibi faktörlerle 21. yüzyıldaki inşaat malzemelerinin çok farklı bir yöne gittiğini, daha fazla ahşap ve toprak kullanılacağını dile getiren Türer, şöyle devam etti:

"Aslında 20. yüzyıldan önce ülkemizde kullanılan ahşap ve toprak yapılara bütün dünyada yeniden dönüş olacak. Mesela ABD ve Kanada'da oturulan evlerin yüzde 90-95'i ahşaptan yapılıyor. Ahşap denilince akla yangın gelir ama modern teknolojide ahşabın da yangına çok dayanıklı hale getirildiğini görüyoruz. Depremde ahşap, doğal olarak güçlü bir malzeme. Betondan 5 kat, çelikten 15 kat daha hafif. Bu sebeplerle deprem kuvvetleri de düşürülüyor."

Prof. Dr. Türer, Kaliforniya'daki fay hattıyla Kuzey Anadolu fay hattının birbirine çok benzediğini, Kaliforniya'daki bu hatta yakın yapıların çoğunun ahşap olduğunu vurgulayan Türer, "Bu yeni sıkıştırılmış toprak teknolojisiyle çok zengin olmayan, daha düşük gelirli vatandaşlarımız da 'depreme dayanıklı ev' hakkını çok düşük maliyetle ve kendilerinin yapacağı tekniklerle elde etmiş olacaklar." dedi.

Proje kapsamında güçlendirilmiş toprak duvarda yaptıkları testleri anlatan Türer, ilk testlerin mertebe olarak 360 kilogram civarındayken, bunu, uyguladıkları teknikle 15 tona kadar yükselttiklerini, "45-50 kat dayanım" kazandığını söyledi.

Prof. Dr. Türer, "Gerçek boyuttaki binalar üzerinde bir hesap yaptığımızda normal şartnamelerdeki deprem etki ettiğinde hiç hasar görmeyeceğini veya çok minimal hasar göreceğini, içerideki insanların hem can hem de malını koruyacağını öngörebiliyoruz. O yüzden tek katlı veya 2 katlı binalarda sıkıştırılmış toprak teknolojisi depreme karşı ucuz bir barınma yöntemi olarak düşünülebilir." ifadelerini kullandı.

Kerpiç evlerde tuğlaya benzer halde bloklar yapılıp, sonrasında yığma duvar haline getirildiğine işaret eden Türer, "Bizim bu uygulamamızda tek bir duvar tek bir kerpiç gibi oluyor. Kalıp içine değişik seviyelerde malzemeyi sıkıştırarak bir araya getiriyoruz. Buradaki toprak birbirine kaynaşmış tek bir duvar gibi oluyor. Zaten sistemin güzelliği de orada. Daha sonra bu duvarı içine bir takım çelik halkalar ve ahşap elemanlarla güçlendirerek dayanımını 45-50 kat arttırmayı başardık. Böylece depreme dayanıklı süper bir toprak duvar ortaya çıktı." diye konuştu.

- "Hem depreme dayanıklı hem uzun ömürlü"

Prof. Dr. Türer, geliştirdikleri bu çevre dostu ve yeşil toprak duvarlar ile depreme dayanıklı olmasının yanı sıra evlerin uzun ömürlü olmasını da öngördüklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bir deprem olduğunu düşünürsek bizim duvarlarımız da 40-50 kat daha kuvvetli olduğu için yaklaşık 8 şiddetinde bir depreme dayanıklı olacağını söyleyebiliriz. Geliştirilen bu yeni sistem, neredeyse sıfıra yakın bir maliyetle doğada bulunan malzemeler kullanılarak inşa ediliyor ve uzun yıllar vatandaşlarımızın hayatları ve mallarını depreme karşı korumuş oluyoruz."
Kaynak: AA