İstinaf Mahkemesi'nden Muratoğlu Hakkında Beraat Kararı

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu'nun, "FETÖ'ye üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan yerel mahkemece verilen 2 yıl 1 ay hapis cezasına ilişkin yaptığı itirazı karara bağlayarak, Muratoğlu'nun beraatini kararlaştırdı.

Muratoğlu'nun, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce "FETÖ'ye üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 2 yıl 1 ay hapisle cezalandırıldığı davayla ilgili itirazı kapsamında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, dava dosyasına ilişkin incelemesini tamamladı.

Dairenin dosya üzerinden verdiği kararında, sanığın, haklarında terör örgütü üyeliğinden soruşturma yapılan ve silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'nin avukat yapılanmasına dahil olduğu iddia edilen avukatlarla, çalıştığı şirketin vergi davaları ve para cezalarının takibi için kurulmasını sağladığı vekalet ilişkisinde, suç örgütünün amacını gerçekleştirme doğrultusunda özel kasıtla hareket etmeyip iddianame ve gerekçeli kararda değinildiği şekliyle suç örgütünün dönemin yargı teşkilatı üzerindeki etkisini kullanmak suretiyle şirketi yararına ilişki kurulmasını sağladığı belirtildi.

Sanığın vekalet verilen avukatların FETÖ yapılanmasına dahil olduğunu bilerek ve bu yapının yargıdaki gücünden yararlanmak amacıyla hareket etmesindeki zafiyetin herhangi bir bir hukuk normu ile cezalandırılamayacağı savunulan kararda, bunun kınanabilir nitelikte bir davranış olduğu bildirildi.

Kararda, sanığın şirketin çıkarları doğrultusunda vekalet ilişkisinin kurulması nedeniyle olayda bulunması gereken suç örgütüne yardım kastı ile hareket etmediği anlatılarak, bu suçun unsurlarının oluşmadığı ifade edildi.

Sanığın örgütle irtibatları dolayısıyla hakkında soruşturma bulunan kişilerle görüşmelerinin olduğu yönündeki tespit nedeniyle sanık hakkında örgüt üyeliği suçundan açılmış dava bulunmadığına işaret edilen kararda, bizzat yargılama sonucunda sanığın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmadığının belirlenmesine göre, yapılan görüşmelerin örgüte yardım kapsamında suç unsuru olarak değerlendirilmesinin de mümkün olmadığı anlaşıldığından sanığın mahkumiyetine dair verilen kararın kanuna aykırı olduğu savunuldu.

Kararda bu kapsamda sanık avukatının istinaf başvurusunun bu nedenle yerinde olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Ancak bu aykırılığın olayın daha fazla aydınlatılmasına ihtiyaç duyulmadan CMK'nın 280 ve 303. maddeleri gereğince yeniden duruşma yapılmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğu görüldüğünden, yerel mahkeme kararındaki sanığın mahkumiyetine ilişkin gerekçe kısmı ile hüküm kısmının hükümden çıkarılarak yerine, 'Muratoğlu'nun iddianamede anlatılan eylemle ilgili açılan dava yönünden he ne kadar TCK'nın 220/6, 314/3 delaletiyle 314/2. maddeleri ile cezalandırılması talep olunmuş ise de sanığın bizzat iddia kapsamında dahi örgüt adına işlediği herhangi bir suçtan bahsedilmediği, eylemin TCK'nın 220/7. maddesi kapsamında 'silahlı terör örgütüne yardım etme' suçu yönünden tartışılması gerektiği, yukarıdaki gerekçeler doğrultusunda atılı bu suçun da unsurları oluşmadığı görülmekle CMK'nın 223/2-a. maddesi gereğince beraatine', 'sanığın tutuklulukta geçirdiği süreler yönünden tazminat davası açma hakkının olduğunun belirtilmesine' ve 'sanık için yapılan yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına' ibareleri eklenmek suretiyle hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir."

- Davanın geçmişi

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 15 Nisan'da verdiği kararında sanık Muratoğlu'nu, "silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'nin örgüt içindeki hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçunu işlediği gerekçesiyle 2 yıl 1 yıl hapis cezasını çarptırmıştı.

Heyet, ceza miktarı ve tutuklulukta geçirdiği süreyi göz önüne alarak, Muratoğlu'nun tahliyesini de hükme bağlamıştı.