Eğitimin Düşmanı 'Dikkat Eksikliği' İlaçsız Tedavi Ediliyor

KOCAELİ – Eğitim hayatında öğrencilerin en büyük düşmanı ve çoğu insanın fark etmediği dikkat eksikliği hastalığından özel eğitimlerle ilaçsız tedavi olan öğrenciler, özel eğitim merkezi açarak kendi gibi hasta olan bireyleri tedavi etmeyi hayal ediyor.

Eğitimin Düşmanı 'Dikkat Eksikliği' İlaçsız Tedavi Ediliyor
Nörolojik bir bozukluk olan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) çocuklarda, okul başarısının büyük oranda düşmesine neden olabiliyor. Tedavi edilmediğinde başta eğitim hayatı olmak üzere kişinin yaşam kalitesini düşüren, iş, ev başta olmak üzere sosyal hayatını önemli ölçüde zedeleyebilen hastalık, uzman hekim kontrolünde ilaçla tedavi edilebilirken, Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde bulunan Özel Atlantis Egitim ve Rehabilitasyon Merkezinde ise tamamen ilaçsız yöntemlerle çözüme kavuşturuluyor. Merkezde uzman eğitmenlere kendini teslim eden ve büyük oranda iyileşme aşamasına gelen öğrenciler ise hayallerinin özel eğitim merkezleri açarak kendileri gibi olan bireyleri tedavi etmek olduğunu söylediler.

“Okumada bütün çocuklar oğlumun önüne geçti”

Çocuğunun hastalığını tedavi ettirebilmek için çok yöntem denediğini ancak tedavinin ilaçsız özel eğitimle mümkün olabildiğini söyleyen Şengül Arık, “Benim çocuğum birinci sınıfa giderken anlamıştı ama öğretmenler bunu anlamada zorluk çektiler önce. Okuldaki rehber öğretmeniyle testler çözdük, baktık olabilecek gibi değil. Rehber öğretmeninin yardımıyla Ram Araştırma Merkezine başvurduk, orada testler uygulandı ve testler sonucunda çocuğumun dikkat eksikliği olduğu ortaya çıktı. Bir şey söylediğim zaman anlamıyor, gözlerini kaçırıyordu. Birinci sınıfa gidiyordu o zaman. Okumada bütün çocuklar öne geçti, benim oğlum ise kelimeleri, renkleri üçüncü sınıfta öğrenmeye başladı.

Rahatsızlığını ilaçsız çözdük, doktorlar tavsiye etti ama ben kullandırtmadım” dedi.



“Özel eğitim sayesinde arkadaşlarım ve öğretmenlerimle aram düzeldi”

Özel eğitimle tedavi olmadan önce hastalığını söylemekten korktuğunu söyleyen lise öğrencisi Hüseyin Mert Arık, “Geçmişte ben insanlardan korkuyordum, evden çıkamıyor insanlarla korktuğum için konuşamıyordum. Ama özel eğitime başladığım süreçte çok yol kat ettim. Buna hocalarımın çok katkısı var. Burada bize sunulan imkanların ve burada isteyerek ders yaptığımız için ben şu an insanlardan korkmadan konuşmaya, bazı şeyleri yapmaya başladım. Ben ilkokulda, ortaokulda bazı şeyleri yaptığım için hep küçük görüldüm. Ama şu an öyle değil. Özel eğitime başladığım süreçte eğitim ala ala arkadaşlarımla hocalarımla iletişimim düzeldi. Hocalarımın desteğiyle şu an derslerim çok iyi olmasa da iyi” diye konuştu.



“Hayalim özel eğitim merkezi açarak benim gibilere yardımcı olmak”

Hayalinin ilerde bir özel eğitim merkezi açmak olduğundan bahseden Arık şöyle konuştu:

“Ben buraya ilk geldiğimde korkarak geldim. Benim çevremde ve ailemde benim gibi bir sürü çocuk var. Bir özel eğitim açıp, kendimi bir örnek olarak göstererek çevremdekilere insanlara yardımcı olmak istiyorum. Çünkü dünyaya bakarsan bu hastalığa bakarsan en çok Türkiye’de görülüyor. Bizim bir şeyler yapmamız lazım. Benim gibi çocukları, toplumdan uzak tutmayıp, topluma kazandırmamız lazım. Ben kendimi örnek gösterirsem, onlar beni görürse öz güvenleri yerine gelir.”

“Erken teşhis önemli”

Hiperaktiflik ve dikkat eksikliğinin son yıllarda oldukça arttığını bahseden Özel Eğitim Uzmanı Gülşah Kurt ise şu ifadeleri kullandı:

“Uzman eğitimciler tarafından çocukların gelecekte karşılaşabilecekleri problemler erken tespit edilip çözülebilir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun ilaçsız tedavisi için devletimizin yoğunlaştırılmış eğitim programları dışında biz burada hayvanlarımızı da kullanıyoruz. Örneğin, çocuk burada ata binerken dikkatini yoğunlaştırıyor ve böylece çocuğun dikkati kendisi de farkında olmadan artmış oluyor. Bu tedavi edilmezse özgül öğrenmeye dönebilir, çocuklarımız ciddi anlamda akademik sorunlar yaşayabilir, içine kapanabilir, arkadaşlarıyla iletişime zorlanır. Yani çocuğumuz içine kapanık, asosyal, akademik anlamda zayıf bir birey olarak yetişir ve hiçbirimiz çocuğumuzun böyle olmasını istemeyiz. Bu erken teşhisle kolayca üstesinden gelinebilir ve ilaç kullanılmasına gerek kalmaz. Ama daha ileri dönemlerde seviye arttıkça tedavisi zorlaşabilir.”
Kaynak: İHA