5. Örgütsel Davranış Kongresi'nde 'Paylaşım Ekonomisi'Ne Dikkat Çekildi

Bu yıl beşincisi düzenlenen Örgütsel Davranış Kongresi’nde ’paylaşım ekonomisi’ne dikkat çekildi. Kongrenin Dönem Başkanı Prof. Dr. Deniz Elber Börü, “Paylaşım ekonomisi endüstriyel kapitalizm karşısında kaynak kullanımı ve değer yaratmada hızla yol alacak. Bu dönüşüme genç jenerasyonun yaşam tarzı haline gelen mobil uygulamalar hızlıca adapte edilmeli” dedi.

5. Örgütsel Davranış Kongresi'nde 'Paylaşım Ekonomisi'Ne Dikkat Çekildi
Marmara Üniversitesinin ev sahipliğinde Antalya’da bu yıl beşincisi düzenlenen “Örgütsel Davranış Kongresi” sona errdi. Toplam 96 bildirinin sunulduğu kongreye Türkiye’nin farklı bölgelerindeki 85 üniversiteden toplam 208 akademisyen katıldı.

Sekiz oturumun gerçekleştirildiği kongrede liderlik, motivasyon, örgüte bağlılık, değişim gibi örgütsel davranış alanının temel konularının yanı sıra sinizm, kadın çalışmaları, duygusal emek, mutluluk, iş yaşam doyumu gibi güncel konular da ele alındı. Kongrenin bu yılki dönem başkanlığını ise Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Deniz Elber Börü üstlendi.

"Paylaşım ekonomisi Türkiye’de hızla yaygınlaşmaya başladı"

Kongre, iş dünyasından katılımcıların misafir olduğu "Yeni Ekonomik Düzen İçerisinde Değişen İnsan Kaynakları İhtiyaçları ve Uygulamaları: İş Hayatı Yeni Jenerasyona Hazır mı?" konulu panelle başladı.

Panelde yeni ekonomik düzenin paylaşım ekonomisi üzerinden ilerlediği, şirketlerin rekabetçi güçlerinde artık bu bakış açısını temel aldığı üzerinde duruldu.

Otokoç Genel Müdür Görgün Özdemir panelde yaptığı konuşmada, 1930’lu yıllarda rahmetli Vehbi Koç’un Türkiye’de ilk otomotiv fabrikasını kurduğunu hatırlatarak, “O yıllarda araba bir yatırım aracı olarak görülüyordu ve herkes bir araba sahibi olmak için çaba içerisine giriyordu. Artık insanlar kullanmadıkları zamanlarda evlerini, arabalarını başkalarına kiralama davranışına yöneldi. Paylaşım ekonomisi olarak adlandırılan bu uygulamalar Türkiye’de de hızla yaygınlaşmaya başladı.

İşletmelerin kendilerini buna hazırlaması gerekiyor” dedi.



"Yeni jenerasyona yönelik yatırımlar da yapılmalı"

Prof. Dr. Deniz Elber Börü de, teknolojinin insan yaşamına hız kazandırdığını belirterek, “Değişim ve dönüşüm engellenemez bir hızla yaşam tarzını ve alışkanlıkları değiştiriyor. Yeni jenerasyon parmağının ucuyla iş yapma ve yaşamını devam ettirme arzusu içerisinde. İş dünyasının bazı büyük ve kurumsal şirketlerin yaptığı gibi bu dönüşüme cevap verebilecek yetkinlikler kazanarak kendisini yenilemeli. Bunun için de teknolojiye yatırım yapıldığı kadar yeni jenerasyonun ihtiyaçlarının tanımlanmasına yönelik yatırımlar da yapılmalı” ifadelerini kullandı.

"Sosyal ağlar bu gelişim ve dönüşüm sürecinde aktif rol üstlenecek"

Paylaşım ekonomisini “sahip olmak yerine ihtiyacın olduğu süre içinde kullanmak” olarak da tanımlayan Börü, “Artık sadece ev ve araba değil şemsiyeden ofise, servisten kıyafete kadar her alanda bu fikir yaygınlaşarak ekonomik değere dönüştü. Paylaşım ekonomisi endüstriyel kapitalizm karşısında kaynak kullanımı ve değer yaratmada hızla yol alacak. Ancak bu dönüşüme genç jenerasyonun yaşam tarzı haline gelen mobil uygulamalar da adapte edilmeli. Bugün dünyanın en büyük paylaşım ekonomisine sahip Çin’de 600 milyon kişi 500 milyar dolar büyüklüğünde ekonomik işlem hacmi yarattı. ‘Senin olan aynı zamanda benim de’ mottosu yakın bir gelecekte herkes tarafından kullanılmaya başlanacak. Ayrıca sosyal ağların kullanımı da bu gelişim ve dönüşüm sürecinde aktif rol üstlenecek” diye konuştu.



"İnsanlar zorunlu oldukları durumlarda sigorta yaptırıyor"

Panelde söz alan HDI Sigorta Genel Müdür Ceyhan Hancıoğlu ise, şirket olarak bu dönüşümün farkında olduklarını ve sigortacılık sektöründe de yeni ürünler üzerine çalıştıkları ifade ederek, “Türkiye’de sigorta sektörü Avrupa’daki kadar gelişmedi. İnsanlar çoğunlukla zorunlu oldukları durumlarda sigorta yaptırıyorlar. Dünya’da ve Avrupa’da örnekleri olan sigorta ürünlerini Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Bu da aslında paylaşım ekonomisi anlayışı ile iç içedir. Örneğin bir araç sahibinin tam kasko yerine yıllık belirli bir KM üzerinden daha düşük primli kasko yaptırmasına imkan verecek uygulama gibi” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA