TBMM Başkanı Kahraman, Sergi Açılışına Katıldı
Kahraman: 'Tarih tekerrür eder, tarihten ders alırsanız etmez. 15 Temmuz'dan da ders almalıyız. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, halkı meydanlara davet etti ve büyük felaketi durdurduk.' 'Hedef idarenin değiştirilmesi değildi. Hedef Türkiye Cumhuriyeti’nin yok edilmesi hadisesiydi. 196070 ve 80’deki darbelerde hedef kadro değişimiydi ama bu 15 Temmuz’un hedefi, Türkiye’nin tarihe karıştırılmasıydı, bütün coğrafyanın değişmesiydi ama en büyük hesap sahibi Cenabı Hakk, buna mani oldu.'
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, "Tarih tekerrür eder, tarihten ders alırsanız etmez. 15 Temmuz'dan da ders almalıyız. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, halkı meydanlara davet etti ve büyük felaketi durdurduk." dedi.
TBMM Milli Saraylar'a bağlı Saray Koleksiyonları Müzesi'nde "Sultan 5. Mehmed Reşad ve Dönem Objeleri Sergisi" açılışında konuşan Kahraman, Türk tarihinin şanlı sayfalarla dolu olduğunu ve herkesin tarihini bilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin 3 kıta, 7 denize hükmeden bir büyük cihan devletinin devamı, halkının ise muhteşem bir tarihin varisleri olduğunu aktaran Kahraman, "Bakmayın şimdi Meriç Nehri ile Ağrı Dağı arasında sıkıştık. Geçen hafta Sırbistan'daydık. Tuna'yı gördük, cetlerimizin atlarını suladıkları Tuna'yı. Muhteşem bir tarihe sahibiz. Bizim tarihimiz çok eski. Bir çınar ağacıyız. Kolay değil, şu anda bizim topraklarımız içinde 53 devlet var." diye konuştu.
Dolmabahçe Sarayı'nda kalan 6 padişaha ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kahraman, "Abdülaziz bir pehlivan. Kispetinden tuttuğu iki pehlivanı havaya kaldıracak kadar güçlü, muhteşem bir padişah. Fevkalade bilgili, birikimli bir padişah ama dışarıdan propagandalar, neşriyatlar, kullanılan insanlar, Sultan Abdülaziz’imizi katlettiler. Ne oldu? Bileklerini kesti. Neyle kesti? Bıyık makasıyla. Peki bu kadar güçlü bir insan, pehlivan, bir bileğini kesti. Öbürünü nasıl kesti? Çünkü dışarıdaki devletlerin, 15 Temmuz senaristlerinin o günkü, hedefiydi." ifadelerini kullandı.
"Tarih tekerrür eder, tarihten ders alırsanız etmez" diyen Kahraman, şöyle konuştu:
"Menfi propagandalara kulaklarımızı tıkamalıyız. 15 Temmuz’dan da ders almalıyız. 250 şehidimiz var. Türkiye az daha gidiyordu. Cenab-ı Allah müsaade etmedi, yardım etti bize. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bindi uçağa geldi İstanbul’a, halkı meydanlara davet etti ve büyük felaketi durdurduk."
15 Temmuz darbe girişiminde hedefin Türkiye'yi tarih sahnesinde yok etmek olduğunun altını çizen Kahraman, "Hedef idarenin değiştirilmesi değildi. Hedef Türkiye Cumhuriyeti’nin yok edilmesi hadisesiydi. 1960-70 ve 80’deki darbelerde hedef kadro değişimiydi ama bu 15 Temmuz’un hedefi, Türkiye’nin tarihe karıştırılmasıydı, bütün coğrafyanın değişmesiydi ama en büyük hesap sahibi Cenab-ı Hakk, buna mani oldu." dedi.
- "Tarihteki değerli kişiliklerin kıymetinin bilinmesi gerekiyor"
Tarihteki değerli kişiliklerin kıymetinin bilinmesi gerektiğini vurgulayan Kahraman, "Muhteşem bir insanın anılması güzel bir hadise. Hizmet etmiş büyük insanlar, eser bırakanlar, büyük olduğu kabul edilenlerin hepsi doğum yıl dönümlerinde anılır. Ölüm yıl dönemlerinde değil. 'Eyvah öldü' diye ağlanmaz. 'O gün doğmuş' diye sevinilir. İşte bizim Sultan 5. Mehmed Reşad'ımızın da 173'üncü doğum yıl dönümü ile bu sempozyum birleşiyor. Dünyada hep böyledir. Büyük insanlar doğum yıl dönümlerinde anılırlar. Mehmed Reşad çok değerli bir zattı ama talihsizlik, hükümet sisteminde başta İttihat Terakki Hükümeti denilen bela, veba, perişanlar vardı. O adamlar; büyük bir hüsnüniyetle belki ama koca bir cihan devletini 1991-1918, 8 senede tarihe karıştırdı. 1910'daki hudutlarımızın yekunu, 9 milyon 500 bin kilometrekaredir. İttihat Terakki geldiğinde, 8 senede 5 milyon 500 bin kilometre karesi gitti. Geriye 3 milyon 600 bin kaldı elimizde. Derken Cumhuriyet döneminde, 'Lozan’dı, şuydu, buydu' dediler, elimizde kalan 800 bin kilometrekare." değerlendirmesinde bulundu.
Bugünkü hudutların coğrafi değil siyasi hudutlar olduğunu dile getiren Kahraman, Türkiye’nin gönül coğrafyası olduğunu kaydetti.
Türkiye’deki insanların kıymetli bir mazinin sahibi olduğunu dolayısıyla herkesin geçmişini sevmesi gerektiğine vurgu yapan Kahraman, sözlerini şöyle noktaladı:
"İyi taraflarını göreceğiz. Bu bir şovenizm değil. Bu milli ruh, heyecan, kazanmadır ve geleceğe hazırlanmadır. Şuursuz bir milletin yaşaması mümkün değil. Emeği geçen herkese teşekkür ediyor, İstanbul'daki arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Cenab-ı Hak Padişah Sultan Mehmed Reşad'a ve bu ülke için hizmet etmiş olan herkese gani gani rahmet eylesin, mekanlarını cennet etsin."
Kaynak: AA
TBMM Milli Saraylar'a bağlı Saray Koleksiyonları Müzesi'nde "Sultan 5. Mehmed Reşad ve Dönem Objeleri Sergisi" açılışında konuşan Kahraman, Türk tarihinin şanlı sayfalarla dolu olduğunu ve herkesin tarihini bilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin 3 kıta, 7 denize hükmeden bir büyük cihan devletinin devamı, halkının ise muhteşem bir tarihin varisleri olduğunu aktaran Kahraman, "Bakmayın şimdi Meriç Nehri ile Ağrı Dağı arasında sıkıştık. Geçen hafta Sırbistan'daydık. Tuna'yı gördük, cetlerimizin atlarını suladıkları Tuna'yı. Muhteşem bir tarihe sahibiz. Bizim tarihimiz çok eski. Bir çınar ağacıyız. Kolay değil, şu anda bizim topraklarımız içinde 53 devlet var." diye konuştu.
Dolmabahçe Sarayı'nda kalan 6 padişaha ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kahraman, "Abdülaziz bir pehlivan. Kispetinden tuttuğu iki pehlivanı havaya kaldıracak kadar güçlü, muhteşem bir padişah. Fevkalade bilgili, birikimli bir padişah ama dışarıdan propagandalar, neşriyatlar, kullanılan insanlar, Sultan Abdülaziz’imizi katlettiler. Ne oldu? Bileklerini kesti. Neyle kesti? Bıyık makasıyla. Peki bu kadar güçlü bir insan, pehlivan, bir bileğini kesti. Öbürünü nasıl kesti? Çünkü dışarıdaki devletlerin, 15 Temmuz senaristlerinin o günkü, hedefiydi." ifadelerini kullandı.
"Tarih tekerrür eder, tarihten ders alırsanız etmez" diyen Kahraman, şöyle konuştu:
"Menfi propagandalara kulaklarımızı tıkamalıyız. 15 Temmuz’dan da ders almalıyız. 250 şehidimiz var. Türkiye az daha gidiyordu. Cenab-ı Allah müsaade etmedi, yardım etti bize. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bindi uçağa geldi İstanbul’a, halkı meydanlara davet etti ve büyük felaketi durdurduk."
15 Temmuz darbe girişiminde hedefin Türkiye'yi tarih sahnesinde yok etmek olduğunun altını çizen Kahraman, "Hedef idarenin değiştirilmesi değildi. Hedef Türkiye Cumhuriyeti’nin yok edilmesi hadisesiydi. 1960-70 ve 80’deki darbelerde hedef kadro değişimiydi ama bu 15 Temmuz’un hedefi, Türkiye’nin tarihe karıştırılmasıydı, bütün coğrafyanın değişmesiydi ama en büyük hesap sahibi Cenab-ı Hakk, buna mani oldu." dedi.
- "Tarihteki değerli kişiliklerin kıymetinin bilinmesi gerekiyor"
Tarihteki değerli kişiliklerin kıymetinin bilinmesi gerektiğini vurgulayan Kahraman, "Muhteşem bir insanın anılması güzel bir hadise. Hizmet etmiş büyük insanlar, eser bırakanlar, büyük olduğu kabul edilenlerin hepsi doğum yıl dönümlerinde anılır. Ölüm yıl dönemlerinde değil. 'Eyvah öldü' diye ağlanmaz. 'O gün doğmuş' diye sevinilir. İşte bizim Sultan 5. Mehmed Reşad'ımızın da 173'üncü doğum yıl dönümü ile bu sempozyum birleşiyor. Dünyada hep böyledir. Büyük insanlar doğum yıl dönümlerinde anılırlar. Mehmed Reşad çok değerli bir zattı ama talihsizlik, hükümet sisteminde başta İttihat Terakki Hükümeti denilen bela, veba, perişanlar vardı. O adamlar; büyük bir hüsnüniyetle belki ama koca bir cihan devletini 1991-1918, 8 senede tarihe karıştırdı. 1910'daki hudutlarımızın yekunu, 9 milyon 500 bin kilometrekaredir. İttihat Terakki geldiğinde, 8 senede 5 milyon 500 bin kilometre karesi gitti. Geriye 3 milyon 600 bin kaldı elimizde. Derken Cumhuriyet döneminde, 'Lozan’dı, şuydu, buydu' dediler, elimizde kalan 800 bin kilometrekare." değerlendirmesinde bulundu.
Bugünkü hudutların coğrafi değil siyasi hudutlar olduğunu dile getiren Kahraman, Türkiye’nin gönül coğrafyası olduğunu kaydetti.
Türkiye’deki insanların kıymetli bir mazinin sahibi olduğunu dolayısıyla herkesin geçmişini sevmesi gerektiğine vurgu yapan Kahraman, sözlerini şöyle noktaladı:
"İyi taraflarını göreceğiz. Bu bir şovenizm değil. Bu milli ruh, heyecan, kazanmadır ve geleceğe hazırlanmadır. Şuursuz bir milletin yaşaması mümkün değil. Emeği geçen herkese teşekkür ediyor, İstanbul'daki arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Cenab-ı Hak Padişah Sultan Mehmed Reşad'a ve bu ülke için hizmet etmiş olan herkese gani gani rahmet eylesin, mekanlarını cennet etsin."