Bahçeli'den '5 Bin Ülkücü' Açıklaması

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Herkes ayağını denk alsın, sözlerinin nereye varacağını iyi tartsın. 5 bin Ülkücü hazır demişsek, karar verilmiş, söz bir defa ağızdan çıkmıştır. Dediğimizi yapar, yaptığımızı dosta da, düşmana da delileriyle gösteririz" dedi.

Bahçeli'den '5 Bin Ülkücü' Açıklaması
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Ankara Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleştirilen “Kerkük Sevdalıları Buluşuyor” programında konuştu.

25 Eylül’de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) yapılan referanduma değinen Bahçeli, Irak’ın istikrar ve toprak bütünlüğünün Türkiye için hayati nitelikte olduğuna dikkat çekerek, “Aynı durum hiç kuşku yok ki Suriye için de geçerlidir. Çünkü iki ülke bizim sınır komşumuz, tarihsel bağlarımızın olduğu ülkelerdir. Şunu hiç unutmayın, Kerkük’ün güvenliği Ankara’nın güvenliği demektir. Türkmeneli ateşe atılırsa Türkiye de yanmaktan kurtulamayacaktır. Gerçekler bu kadar acı ve alarm verici boyuttadır. Her mihnete katlanıp, her melaneti göğüsleyip mütecaviz emelleri kaynağında kesmek şarttır, fitneyi odağında kurutmak Türk devletinin en tabii hakkı, ertelenemez görevidir. Irak Türkmenleri gözden çıkarılamaz, gönüllerimizden koparılamaz. Onlar bizim namusumuza emanettir. Onlar bizim sınır ötesindeki sancaktarlarımızdır. Onlara dil uzatan olursa o dili keser, tuzak kuranlar olursa o tuzakları başlarına geçiririz. Türkmenlerden vazgeçmeyiz. Türkmeneli’ni makus talihine bırakamayız, aşağılık hesaplara teslim edemeyiz. Kerkük’ün Türklüğünü, Türkmeneli’nin Türk kimliğini sadece biz söylemiyoruz. Tarih bas bas bağırıyor. Coğrafya adeta kükrüyor, adeta dile geliyor. Kerkük Türk’tür, Türk’ündür, Türkmeneli Türk’ün öz yurdudur. Bunun tam tersini iddia edenler eğer zeka özürlüsü, eğer akıl fukarası değilse, biliniz ki, peşmergenin ağında kıvranan, küresel zalimlerin gölgesine sığınan, irade ve iffet kaybına uğrayan Türk düşmanlarıdır” diye konuştu.



“BOŞ KONUŞMUYORUZ. KURUSIKI ATMIYORUZ”

“Biz Kerkük dedikçe birileri rahatsız olmaktadır” diyerek sözlerini sürdüren Bahçeli, “Varsın olsun, onların rahatsızlığı bizim için memnuniyettir. Biz Türkmeneli dedikçe, birileri kudurmaktadır. Varsın kudursunlar, geciken aşılarını yapacak elbet birileri çıkacaktır. Kerkük neyse İstanbul odur diyoruz, anlamıyorlar. Musul Ankara’dır diyoruz, kalın kafaları almıyor. Hatta hiç kimse, hiçbir kişi veya kurum Türkmenlerin varlık ve birlik mücadelesine destek vermezse biz varız, en az 5 bin ülkücü hazır bekliyor diyoruz, ne çare, duruşumuzu saptırmak, sulandırmak, savsaklamak için her yola müracaat ediyorlar. TSK ne güne duruyormuş. Neredeymiş hazır bekleyen ülkücüler. Bunların gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar. Gelsinler de bu salondaki korkusuz yüzleri görsünler. Gelsinler de Kerkük sevdasıyla yanıp tutuşan yüreklere şahit olsunlar. Milliyetçi-Ülkücü Hareket inanç, iddia ve ülküleri uğruna dünyevi her değeri elinin tersiyle itecek kararlılıktadır. Milliyetçi-Ülkücü Hareket ölüm karşısında sayısız imtihandan geçmiş, imanıyla darağaçlarını devirmiş, irfanıyla zindanları medreseye dönüştürmüştür. Bizim aklımız bize yetecektir. Mankurtlardan öğrenecek bir şeyimiz yoktur. Köksüz aydınlardan, kimliksiz ve kişilik yoksunu kalem sahiplerinden alacak bir şeyimiz de yoktur. Herkes bildiğini kendine saklasın. Herkes ayağını denk alsın, sözlerinin nereye varacağını iyi tartsın. 5 bin ülkücü hazır demişsek, karar verilmiş, söz bir defa ağızdan çıkmıştır. Dediğimizi yapar, yaptığımızı dosta da, düşmana da delileriyle gösteririz. Bedenlerimizi ortaya koyarak ihaneti deliğe süpürürüz. Boş konuşmuyoruz, kurusıkı atmıyoruz. Barzani’nin gönüllü ajanlarına, FETÖ’ye kuyruğunu kaptırmış, PKK’ya aklını kiralamış, Türkiye düşmanlarının denetim ve ipoteği altına girmiş müstevli kalıntılarına tavsiyem, kendi çamurlarında oynasınlar, kendi karanlıklarında debelensinler. Biz Misak-ı Milli diyeceğiz. Biz coğrafyaya dar gelen tarihi konuşacağız. Biz Kerkük’ün şeref tapusunu yağmalatmayacağız. Biz Türkmeneli’ni son nefesimize kadar, tıpkı son vatanımızı olduğu gibi, savunacağız, sahipleneceğiz, şerefsizlerin ambargosuna, egosuna, pis emellerine bırakmayacağız” ifadelerini kullandı.

Bahçeli, Türkiye olarak Irak’ın toprak bütünlüğünü muhakkak surette müdafaa etmenin zorunlu olduğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:

“Irak’ta yaşayan tüm halklara saygımız vardır. Arap kardeşlerimize, Kürt kökenli kardeşlerimize, diğer insanlara bakışımız doğal olarak müspettir. Hepsinin insanca hayatlarını idamesi şarttır. Irak Merkezi yönetimle ilişkilerimizi kuvvetlendirmeliyiz. Diyalog kanallarını açık tutmalıyız. Uçurumları kapatmalıyız. İrtibatlarımızı temellendirmeliyiz. Bir asırdır çizilen haritaları güncellemek için fırsat kollayan vandallara kapıları sürgülemeliyiz. Mütecaviz niyetlere birlikte set çekmeliyiz. Barzani’ye ve çetesine haddini bildirmeliyiz. Bir Türkmen atasözünde söylendiği üzere; ‘Domuz derisinden post, eski düşmandan dost olmayacağını’ aklımızdan çıkarmayacağız.”

“MHP DEVLETİN VE HÜKÜMETİN YANINDA SAĞLAM, TAVİZSİZ, MİLLİ ÇIKARLARA UYGUN BİR ŞEKİLDE DURACAKTIR”

İdlib’teki ateşkesi koruma için başlatılan operasyona ilişkin de açıklamada bulunan Bahçeli, “İdlib’te yeni bir operasyon başlamıştır. Darısı Afrin’in başınadır ve bu da gerçekleşmelidir. Buralar temizlenmeli, terörden arındırılmalıdır. Bekamızı yakından ilgilendiren tehditlere, Astana mutabakatıyla İdlib’te müdahale edilmiştir. Hainler artık bölgemizden sökülüp atılmalıdır. Irak, tüm Iraklılarındır. Suriye, burada yaşayan herkesindir. Etnik farklılıkmış, mezhep ihtilafıymış, bunlar cehenneme giden yolun yapı taşlarıdır. Milliyetçi Hareket Partisi kahraman Türk askerinin duacısı ve destekçisidir. Bu süreçte Milliyetçi Hareket Partisi devletin ve hükümetin yanında sağlam, tavizsiz, milli çıkarlara uygun bir şekilde duracaktır. Aynı siperdeyiz. Aynı cephedeyiz. Aynı saftayız. Türkiye ve Türk düşmanlarına karşı biriz, beraberiz, çok güçlüyüz. Bu iradeyi kıramayacaklar. Bu azmi bozamayacaklar. Bu kaleyi aşamayacaklar. Şayet Barzani aklını başına almazsa, bir gece orada görünmek, bağımsızlıkta ısrar ederse, Misak-ı Milli’nin namusunu çiğnetmemek bizim boynumuzun borcudur. Bağdat harap olduktan, Basra yıkıldıktan, Irak tasfiye olduktan sonra ya Türkmeneli devletleşmeli ya da 82 Kerkük, 83 de Musul olmalı, tarihin parantezi olağanüstü sabır, akıl ve üstün bir mücadeleyle kapatılmalıdır. Biz Kerkük’te olmazsak, işte o zaman Diyarbakır’ı veririz. Biz Musul’da olmazsak işte o an geldiğinde Şırnak’ı, Hakkari’yi kaybeder, Ankara’yı Sevr şartlarına mahkum etmiş oluruz. Biz ya istiklal ya ölüm dedik Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduk. Biz hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır; o satıh tüm vatandır dedik, düşmanı denize süpürdük. Barzani yanlıştan derhal dönmelidir. Sabrımızı daha fazla zorlamamaları hayırlarına olacaktır. Bir bağımsızlık girişiminin mücavir alanları da istikrarsızlaştıracağı, bölgedeki halklara ağır bedeller ödeteceği kesindir. Kürt kökenli kardeşlerimiz Barzani’nin tarihi ihanetini reddetmeli, bunun kendilerine de bir şey sağlamayacağını görmeleri lazımdır. Zayıf bir ekonomi, yüksek bir borç, tartışmalı sınırlar, komşularla husumet, denize çıkış olmayan bir bölge, ticaret ve ekonominin durması Irak’ın kuzeyini yavaş yavaş kemirip insan varlığına büyük eziyetlere yol açacak, cefalara neden olacak, vahim faturalar yükleyecektir. Biz meseleye ticaret, gaz, petrol, boru hattı açısından elbette bakmıyoruz, bakmayacağız. Bunlar bizim varlık yokluk mücadelemizde afaki ve ikinci planda hususlardır. Barzani’nin 25 Eylül komplosunu beka meselesi olarak görüyor, bu uğurda yeri gelirse gemileri yakacağımızı açık seçik ilan ediyoruz” dedi.

(İlker Turak - Ahmet Umur Öztürk / İHA)
Kaynak: İHA