Başbakan Yardımcısı Şimşek Açıklaması (3)

'Cumhurbaşkanımız haklı olarak bize diyor ki; 'faizler yüksek.' Faizler yüksek çünkü bizim fon talebimiz yüksek. Sermaye piyasaları gelişirse ve derinleşirse, reel sektörün bankalara olan bağımlılığını azaltırız. Başından sonuna kadar o çaba içindeyiz' '(Taşeron düzenlemesi) Hizmet alımı yoluyla kamuya hizmet veren kardeşlerimiz rahat olsunlar, yakın zamanda Bakanlar Kurulunda son değerlendirme yapılır' 'Enflasyon her halükarda önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde tek haneye düşmüş olacak' 'OVP'deki büyüme hedeflerine inanıyorum. Son 15 yılda yüzde 5,6 büyüdük, önümüzdeki 3 yılda da ortalama yüzde 5,5 civarında büyürüz' 'Varlık Fonunda beklentileri makul tutmak lazım, bu mucizevi değnek filan değil. Zamanla Türkiye bu konuda mesafe katedecek' 'Şirketlerin kur riskine karşı düzenleme yapacağız, Merkez Bankasına bu yönde güçlü bir yetki vereceğiz'

Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın faizlerin yüksekliğine ilişkin uyarılarının haklı olduğunu belirterek, "Faizler yüksek çünkü bizim fon talebimiz yüksek. Sermaye piyasaları gelişirse ve derinleşirse, reel sektörün bankalara olan bağımlılığını azaltırız. Başından sonuna kadar o çaba içindeyiz." dedi.

Şimşek, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin yatırım ve kaynak talebinin yüksek olduğuna işaret eden Şimşek, "Türkiye koşmak istiyor. AB yüzde 2 büyüdüğünde muhteşem deniyor, biz yüzde 5'in altında büyüyünce üzülüyoruz. Fon talebiniz yüksek olunca, o fonların maliyeti de yüksek olur." diye konuştu.

Şimşek, fon ihtiyacının sıcak parayla çözülemeyeceğini, ülkenin kalıcı doğrudan yatırımlara ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, Orta Vadeli Program'da (OVP) da bu mantığın bulunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "faizlerin yüksekliği" konusundaki uyarılarının haklılığına dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanımız haklı olarak bize diyor ki; 'faizler yüksek.' Faizler yüksek çünkü bizim fon talebimiz yüksek. Bu, Cumhurbaşkanımızın talimatı. Altın, kefalet sigortası ve alacak sigortası inisiyatifimiz bu nedenle getirildi. Sermaye piyasalarını geliştirmeye çalışıyoruz. Sermaye piyasaları gelişirse ve derinleşirse, reel sektörün bankalara olan bağımlılığını azaltırız. Başından sonuna kadar o çaba içindeyiz."

- "Enflasyonla mücadeleyi ciddiye alıyoruz"

Şimşek, eylül ayı enflasyon rakamları ve çekirdek enflasyon verisine ilişkin soruyu yanıtlarken, enflasyonun temel iki sebebinin kur ve gıda fiyatları olduğunu bildirdi.

Geçen yıl oluşan kur şoklarının gecikmeli enflasyonist etkisinin bu yıl yaşandığını belirten Şimşek, gıda fiyatlarının da yüksek ve oynak olduğuna işaret etti.

Alınan yapısal tedbirlerin etkisinin zaman aldığını ifade eden Şimşek, bu adımları atarken, çiftçilerin maliyetlerini ve tepkisini de dikkate aldıklarını söyledi.

Şimşek, para politikasındaki sıkı duruşu devam ettireceklerini vurgulayarak, "Arz zincirinde, yaş meyve ve sebzede tedbirler devreye girmeye başladı. 1 Ekim'den başlayarak bir sürü yönetmelik çıkıyor. Yaptığımız analize göre enflasyon yıl sonunda 10'un biraz altına iniyor. Baz etkisi şu anda aleyhimize. Beklentiler biraz bozulmuş durumda. Ben inanıyorum ki her halükarda önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde net şekilde enflasyon tek haneye düşmüş olacak. Biz enflasyonla mücadeleyi ciddiye alıyoruz, bu ciddi bir sorundur. Asla ve asla rehavete yer yoktur." değerlendirmesinde bulundu.

Bu yıl elde edilen büyüme rakamlarının makul olduğunu belirten Şimşek, istihdam artışının, kapasite kullanım oranındaki yükselişin, AB'deki güçlü talebin, petrol fiyatlarındaki artışla Türkiye'nin yakın coğrafyasındaki ülkelerin gelirinin olumlu etkilenmesinin büyümeyi destekleyici olduğunu anlattı.

Şimşek, Türkiye'ye yatırım için uygun ortam bulunduğuna işaret ederek, "Muazzam teşvikler var, siyasi belirsizlik azaldı. Evet, bu büyüme rakamlarına inanıyorum. Son 15 yılda yüzde 5,6 büyüdük. İnanıyoruz ki önümüzdeki 3 yılda da ortalama yüzde 5,5 civarında büyürüz." ifadesini kullandı.

Bireysel Emeklilik Sisteminde (BES) yapılacak iyileştirme için sigortacılık sektörünün önerilerini aldıklarını ve bunların Hazine tarafından incelendiğini dile getiren Şimşek, kendisine bu konuda sunum yapılacağını bilirdi.

Şimşek, BES'te elde edilen rakamların kötü olmadığını belirterek, "Gönüllü BES'te 6 milyon 833 binin üzerinde katılımcı, 72,7 milyar liralık birikim var. Otomatik katılımda 3 milyon 342 binin üzerinde katılımcı ve 1,2 milyar lirayı aşan birikim bulunuyor. Bu birikimlerin yüzde 63'ü faizsiz enstrümanlarda değerlendiriliyor. Başarılı gidiyor. Aksayan taraflar olabilir, ilave adım atmamız gerekiyorsa atacağız." dedi.

- "Taşeron düzenlemesinde son değerlendirme yapılacak"

Taşeron işçilere yönelik düzenlemenin bu yıl tamamlanacağını anlatan Şimşek, Başbakan Binali Yıldırım'ın bu yöndeki talimatının çok net olduğunu vurguladı. Maliye ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarının konu üzerinde çalıştığını aktaran Şimşek, şöyle konuştu:

"Maliye Bakanlığı çalışmalarını tamamladı ve Ekonomi Koordinasyon Kuruluna sundu. Orada gereken değerlendirmeleri yaptık. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının da çalışması hazır. OVP nedeniyle zaman ayıramamıştık. Yakın zamanda tekrar değerlendirilir ve Bakanlar Kurulunda son değerlendirme yapılır. Hizmet alımı yoluyla kamuya hizmet veren kardeşlerimiz rahat olsunlar. Zaten sözleşme süreleri, aile yardımı ve kıdem gibi birçok sorunlarını çözmüştük, şimdi statü konusu konuşulacak. İnanıyorum ki o konuda da iki sunumun sonrasında bir karar verilmiş olacak."

Şimşek, Türkiye Varlık Fonu'nun izleyeceği stratejiye ilişkin soru üzerine de fon kurulalı henüz bir yıl bile olmadığını ve beklentilerin yüksek tutulduğunu söyledi.

Singapur benzer fonu 300 milyon dolarla kurarken Türkiye'nin 40 milyar doların üzerindeki değeri fona aktardığına dikkati çeken Şimşek, fonun başkanının belirleneceğini dile getirdi. Şimşek, "CEO'dan sonra gerek strateji ve gerekse var olan imkanların harekete geçirilmesinde inanıyorum ki daha hızlı yol katedilir. Beklentileri makul tutmak lazım. Bu mucizevi değnek filan değil. Zamanla Türkiye bu konuda mesafe katedecek, katma değer ortaya konulacak. Var olan şirketlerin yeniden yapılandırılması, buradaki imkanların uzun vadeli kaynaklara dönüştürülmesi, diğer ülkelerle iş birliği dolayısıyla Türkiye'ye imkanların aktarılması gibi işin birçok boyutu var ama bunlar iki günde olmuyor. Beklentiler makul düzeyde tutulmalı. Zamana ihtiyaç var, inanıyorum ki yakında bu konuda adımlar atılacak." diye konuştu.

Şimşek, torba yasa tasarısıyla Merkez Bankasına gerçek ve tüzel kişilerden bilgi isteme yetkisi verilmesine ilişkin soruyu yanıtlarken de Türkiye'nin döviz açık pozisyonuna işaret etti. Şimşek, şirketler yurt dışından borçlanırken, bu riski yönetip yönetemeyeceklerinin önemli olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bunu sağlamak için hiç döviz geliri olmayanlara diyeceğiz ki; 'bir dakika, senin gelirin lira, sen lirayla borçlan.' İhracatcılara da; 'yıllık 100 milyon dolarlık ihracatınız var, 300 milyon dolara kadar dışarıdan borçlanabilirsin.' Kur riskine girmeyecekler. Öyle şirketler var ki bina yapmak için dahi gidiyor dışarıdan borçlanıyor. Kur riskine karşı kendilerini korumaya alacaklar. Kurda ufak bir hareketlenme olunca bizimkiler ateşe benzin döküyorlar çünkü korkuyorlar. Bu, Türkiye'nin makro finansal istikrarına bir tehdittir. Onun için bu şirketler kendi hesaplarını bilirler, 'siz niye karışıyorsunuz?' diyemezsiniz çünkü bu bir makro risk haline gelmiştir ve o nedenle bir düzenleme yapacağız. Hindistan ve Endonezya'da başarılı, güzel örnekler var. Hepsini çalıştık, her şey hazır. Bu bilgiler üzerine politikayı şekillendireceğiz, eşik değeri belirleyeceğiz. Merkez Bankasına bu yönde güçlü bir yetki vereceğiz. Bu yetkiyle alt yapıyı oluşturacağız. Ondan sonra kur riskini yönetmeye yönelik adım atacağız."

(Bitti)

Kaynak: AA