Arzum ABD'lileri Fal Sırasına Soktu

Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Kolbaşı: 'Kahvemizin en güzel özelliklerinden biri fal... Bazen kahvenin fal hikayesi, kahvenin kendisinden daha popüler' 'Şikago'daki fuarda birçok insan geliyor, kahve içtikten sonra bizden 'bunun falına bakar mısınız' diye sırada bekliyor' 'Arzum, Türk halkının hemen hemen yüzde 100'ünün tanıdığı, bir şekilde yılda 4 milyon adede yakın satışımızla hanelerinde insanların kullandığı, dokunduğu bir ürün. Dolayısıyla Arzum'un borsaya açılırsa iyi bir talep göreceğini düşünüyoruz. Bunlar için birazcık erken. Bu 23 yıllık bir plan, program...' '(Arzum'da) Bu yıl büyümenin yüzde 15'in üzerinde olmasını bekliyorum'

HÜSEYİN DEMİR - Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, Türk kahvesinin en güzel özelliklerinden birinin fal olduğunu belirterek, "Bazen kahvenin fal hikayesi, kahvenin kendisinden daha popüler. Şikago'daki fuarda birçok insan geliyor, kahve içtikten sonra bizden 'bunun falına bakar mısınız' diye sırada bekliyor." dedi.

Kolbaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Arzum'un Türk kahvesiyle 2002'nin sonunda tanıştığını, Arzum'un piyasada o güne kadar pek olmayan, insanların Türk kahvesi yaparken kullandığı çarpmayan, patlamayan, düzgün çalışan, kablosuz bir elektrikli cezve yaptığını hatırlattı.

O cezveyi yaptıktan sonra Türk kahvesinde bir ilgi alaka olduğunu gördüklerini belirten Kolbaşı, şu anda 20'den fazla markanın elektrikli cezve işine girdiğini ve her geçen gün yeni ürünler geldiğini ifade etti.

Kolbaşı, bu süreçte aynı zamanda makineleşmenin de gündeme gelmeye başladığını, muhtelif makinelerin ve markaların piyasaya giriş yaptığını söyledi.

Kendilerinin uluslararası arenada Türk kahvesinin neden çok fazla tutulmadığı, içilmediği konusuna baktıklarını bildiren Kolbaşı, şöyle konuştu:

"İnsanlar Türk kahvesini biliyorlar ama içmiyorlar. Buna baktığımızda da o güne kadar yapılmış olan bütün makine ve cezvelerin aslında Avrupalı veya doğulu, Türkiye'de yaşamayan, Türk kahvesini bilmeyen tüketicinin isteklerine hizmet etmiyor. Yani direkt cezveye servis edemiyor, köpüğünü bir veya iki fincana paylaştıramıyor. Buradaki eksikleri gördük. İnsanların yaşam alanları içerisinde, bürosunda, ofisinde, evinin salonunda, balkonunda o Türk kahvesini pişiremediğini gördük.

Çünkü illa yaptığın cezveyi gideceksin yıkayacaksın, şekerli-şekersiz neyse bir formül... Yani birden ikiye geçemiyorsun. İlla araya bir yıkama prosesi giriyor. Bütün bunları yapabilen bir makine geliştirdik, 2014'ün ekiminde bunu piyasa sunduk. O da Arzum Okka. Daha sonra Okka Minio geldi, onun küçük versiyonu. Hakikaten başarılı oldular ve bizi şu anda aldı ve iyi yerlere doğru götürüyor. Yani kahve kendi içinde bizim için hakikaten farklı, Türk kahve makineleri daha da farklı bir konumda."

- "Türk kahvesinin yayılmasını gündeme getirmeye çalışıyoruz"

Kolbaşı, Türk kahvesi denildiğinde, kahvenin şu anda dünyaya yayıldığına işaret ederek, petrolden sonra ticareti en çok yapılan ikinci emtia olduğunu ve her gün 2,2 milyar fincan kahve içildiğini söyledi. Ama bunun sadece yüzde 10'unun Türk kahvesi olduğu bilgisini paylaşan Kolbaşı, geri kalanının tamamen başka kahveler olduğunu ve kendilerinin şimdi Türk kahvesinin yayılmasını gündeme getirmeye çalıştıklarını dile getirdi.

Türk kahvesinin aslında yanında gelen çok önemli bir değer olduğuna dikkati çeken Kolbaşı, bunun fal olduğunu söyledi. Kolbaşı, şöyle devam etti:

"Fal dediğiniz zaman herkesin yüzü gülüyor. En ummadığınız yerde, bir üniversite diyelim, tanıtım yaptığınız zaman hocalar 'şu kahvenin falına kim bakacak' diye... Fransa'da, İngiltere'de Uzak Doğu'da böyle hikayelerimiz var. Çin'de katıldığımız kahve festivalinde enteresan olaylar yaşayabiliyoruz.

Bunlardan bazılarını Londra kahve festivalinde, Şikago'da yaşıyoruz. Şikago'daki fuarda birçok insan geliyor, kahve içtikten sonra bizden 'bunun falına bakar mısınız' diye sırada bekliyorlar. Dolayısıyla bence kahvemizin en güzel özelliklerinden biri de bu. Ve bunun tabi bir hikayesi oluyor, gençlerin ilgisi oluyor. Bazen kahvenin fal hikayesi kahvenin kendisinden daha popüler."

Arzum'un özellikle son dönemde içecek pazarına odaklandığını aktaran Kolbaşı, şu ifadeleri kullandı:

"Toplam ciro olarak baktığımız zaman şirket çeyrek milyarı geçen sene zaten yakalamıştı ve onu geçiyoruz. Bu sene büyümenin sene sonunda yüzde 15'in üzerinde olmasını bekliyorum. İhracat tarafında da özellikle Almanya pazarında MediaMarkt Saturn'e girişimiz, etnik pazarın yanında diğer pazarı da iyi götürüyor.

Özellikle laboratuvarlardan Okka'nın Sehr Gut yani çok iyi, Okka Minio'nun da Gut belgelerini alması, kendi rüşdünü Almanya'da ispatlıyor olması, Almanya'daki ihracatımızı çok tetikledi. Ama Okka zaten kendi özelinde yaklaşık 32 ülkeye ihracat yapılır hale geldi ve bayağı başarılı gidiyor şu anda."

- "Pazarda her bir ürün grubunda en iyi bir, en kötü yedinci sıradayız"

Kolbaşı, küçük elektrikli ev aletleri pazarının, dünyaya bakıldığında 60 milyar doları geçtiğini söyledi.

Ütü grubu ve süpürgelerin pazarın yüzde 50'sini oluşturduğunu, bunun haricinde gıda hazırlama denilen yiyecek/içecek, ızgara denilen tost makineleri/ekmek kızartma grubu, motorlu ürünler denilen blender'lar/mutfak robotları ve kişisel bakım olmak üzere 4 kategori bulunduğunu bildiren Kolbaşı, bunların da diğer yüzde 50'yi oluşturduğunu bildirdi.

Kolbaşı, kendilerinin Arzum olarak yıllarca aslında gıda hazırlama grubunda ön plana çıktıklarını anımsatarak, şimdi Arzum'un bu 6 kategoride pazara hakim olmaya çalıştığını dile getirdi. Kolbaşı, şunları söyledi:

"Gıda hazırlamada pazar lideriyiz. İçecek grubunda pazarda ikinci konumdayız. Izgara dediğimiz pişiriciler grubunda yine ikinci durumdayız. Kişisel bakımda atağımız var, ilk 5 marka arasındayız. Saç kurutmada pazar liderliğimiz var. Ütü grubunda beşinciyiz, süpürge dediğimiz o temizleyicilerde yedinciyiz. Pazarda değişik bir segment yapısı içerisinde her bir ürün grubunda en iyi durumda bir, en kötü durumda da yedinci sıradayız."

- Ar-Ge sayesinde yeni bir pazar yaratıyoruz"

Kolbaşı, Ar-Ge faaliyetlerinin hem Arzum bünyesinde yer aldığını hem de Ar-Ge konusunda kendilerinin firmanın dışından da çok destek aldıklarını söyledi. Bazı konularda dış kaynak kullanımı yaptıklarını ve dışarıda tasarımcılarla çalıştıklarını belirten Kolbaşı, mühendislik tarafında ürün geliştirme tarafıyla da çok çalışmaları olduğunu söyledi.

Okka'nın, yaklaşık 4 yıllık bir çalışmanın sonucunda 2 milyon dolara yakın bir harcamayla ortaya çıktığını ifade eden Kolbaşı, şunları kaydetti:

"2014 Ekim'de çıktığından beri de gayet başarı getiren bir ürün bizim için. Biz Okka'da yapmış olduğumuz Türk kahvesi bilgimizi, Türk kahvesindeki Ar-Ge birikimimizi Okka Minio'ya taşıdık. Şimdi sırada başka ürünler de geliyor yine Türk kahvesiyle ilgili ona aktarıyoruz. Bu arada tabii ki çay kültürü bizim için önemli, onun için çay makinelerinde gelişmelerimiz var ki son dönemde bir Heptaze diye çay makinesi çıkarttık. Şu anda 10 taneden fazla sadece Arzum'da tanımıyla tanımlayabileceğimiz bize ait ürünler var. 6 bıçaklı bir çubuk blender, çayla suyu birbirinden ayıran bir termos, hiç pil kullanmadan ama yine de dijital olan kendi enerjisini kendi üreten bir banyo baskülü... Bunlar Arzum'un son dönemde Ar-Ge ve karşıdaki, dışarıdaki grupların da desteğiyle ortaya çıkardığımız ürünler.

Mesela Trabzon ekmeğinin orta dilimini kızartabildiğimiz Arzum fırın dediğimiz ekmek kızartma makinesi. Bu dünyada ilktir. Bir Vakfıkebir ekmeğini düşünün, onun orta dilimini hiçbir ekmek kızartma makinesi kızartamaz, bizim Arzum hariç. Hem yemek kültürümüze etki ediyor hem dönüyor baktığınız zaman da dünyada hiç olmayan bir hizmeti sunuyor. İtalyan bunu panini olarak satıyor, Hollandalı bir başkası, kendilerine göre bir yemekleri var ona uygun geliyor onu kızartıyor. Dolayısya böyle bir pazar yaratmış oluyoruz bu Ar-Ge sayesinde çıkarttığımız ürünlerle.

Elektrik süpürgesi tarafında bazı çalışmalarımız var. Son dönemde eylül başı itibarıyla emişi yüksek tutup motorun watt'ını aşağı indirmeniz gerekiyor. Tabii o konuda da çalışmalarımız var, o ürünlerimizi de eylülden beridir piyasaya sunduk, satıyoruz."

- "Arzum borsaya açılırsa iyi bir talep görecektir"

Kolbaşı, yeni ortaklıklar ve şirketin hisse yapısı konusuna yönelik, şöyle konuştu:

"Bir fondayız biz. İlk defa satışımızı 2008'de yaptık. Önce Ashmore bize ortak oldu. 5 yıl kadar ortak kaldık Ashmore'la. 2013'ün aralık ayında Mediterra diye başka bir yatırım ortaklığı bizim için yeni ortaktı ve onlarla beraber götürüyoruz. Şimdi bizim önümüzdeki dönemde şöyle bir gerçek var; bir kere yeni ortağımızla daha 5-6 yıllık süremiz dolmadı. Dolayısıyla önümüzde birkaç yıl daha planlama için süremiz var.

Bundan sonraki süreçte yeni bir yatırım ortaklığı ile tekrar bir evlilik yapıp belki 3. kere yatırım ortaklığına şirketinin yarısını satan bir hikaye olabilir. Çünkü bizim gibi iki kere yatırım ortaklığına satan Türkiye'de 10-15 tane firma ancak var.

Diğer bir konu, özellikle son dönemde İstanbul borsası çok iyi bir performans çıkarıyor. Borsaya açılan firmalarımız iyi bir performans çıkarıyor. Arzum, Türk halkının hemen hemen yüzde 100'ünün tanıdığı, bir şekilde senede 4 milyon adete yakın satışımızla hanelerinde insanların kullandığı, dokunduğu bir ürün. Dolayısıyla Arzum'un borsaya açılırsa iyi bir talep göreceğini düşünüyoruz. Bu yönde görüşler var. Belki böyle hamleler yapılabilir. Ama bunlar için birazcık erken. Bu 2-3 yıllık bir plan, program. Şu anda ortağımızla mutluyuz. Bir 2-3 senemiz daha var."

Türkiye'de şu anda üretici olarak 20'ye yakın firmayla çalıştıklarını kaydeden Kolbaşı, bunların 4'ünün kendilerine münhasır çalıştığını bildirdi. Son 4 veya 5 yıllık periyota bakıldığında üretim faaliyetlerinin Türkiye'de genişlediğini bildiren Kolbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şöyle ki; bizim yerli tedarikçilerimiz pay olarak baktğımızda yüzde 55'ten yüzde 75'e kadar geldiler. Yani yüzde 20'lik bir büyüme oldu. Bu tabi tamamen baktığınız zaman yerli üreticide kapasite artırma anlamına geliyor. İstihdam olarak baktığınız zaman da şu anda bize çalışan bu 20 tane fabrikada yaklaşık 4 bine yakın bir çalışan var. Bunların tabi tamamı bize ait üretim yapmıyor ama yüksek oranda Arzum önemli bir müşteri. Zaten pazarda da ilk 5 marka arasındayız. Dolayısıyla yerli markalar arasında önemli bir pazar payımız var. Yerli üreticilerin de üretim yaptıkları markaların en önemlilerinden biriyiz."

- "ÖTV'nin tamamen kaldırılmasını arzu ediyorum"

Eylül ayı sonunda sona eren Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indirimine ilişkin Kolbaşı, kendi sektörlerinde ÖTV oranının yüzde 6,7 olduğunu belirterek, "Bu indirimin bizim büyümemizde de kendi oranı kadar geleceğini öngördüm ama bu sene ekonominin de pozitif gidişiyle 6,7'den daha fazla etki etti. GFK verilerine ve pazarın geneline baktığımız zaman bu sene adetselde çok rahat gitmiyor, biraz küçülmeler görülüyor pazarda ama cirosalda yüzde 10'un üzerine çıkacak olan bir büyüme gözüküyor. Biz de bunun paralelinde gidiyoruz" diye konuştu.

ÖTV indiriminin sektöre yaradığına işaret eden Kolbaşı, kendilerinin zaten küçük elektrikli ev aletlerinden ÖTV'nin tamamen kaldırılmasını arzu ettiklerini ifade etti. Kolbaşı, "Bununla ilgili yapabildiğim bütün ilişkilerde, Sayın bakanımız olsun, ilgili müsteşarlar veya ilgili kurumlar olsun hepsine bilgi vererek de bunun tamamen kalkmasından yanayım" dedi.
Kaynak: AA