Veresiye Aldığı Tencere Tavayla Sektöründe Marka Oldu

Nevşehir'de, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla sermayesi olmadan, mutfak malzemelerini dahi veresiye alarak küçük bir işletme açan Aysel Yazgan, iş hayatının 9. yılında turistlerin vazgeçilmez mekanı haline gelen iki restoranın sahibi oldu Yazgan: 'Benim en güzel yaptığım iş yemek yapmaktı. Küçük bir yer açtım, hem yemek yaptım hem bulaşıkları yıkadım. Çocuklarım garsonluk yaptı. Zamanla orası artık bize küçük gelmeye başladı, daha büyük bir yer kiraladım. Borç alarak, sıkıntı çekerek, imkanlarımızı sonuna kadar zorlayarak eksikleri gidermeye ve başarılı olmaya çalıştım'

BEHÇET ALKAN - Çocuklarına bakmak ve geçimini sağlamak amacıyla Ankara'dan geldiği Nevşehir'de borçlanarak açtığı küçük bir dönerci dükkanıyla iş hayatına atılan Aysel Yazgan, 10 kişinin çalıştığı iki restoranıyla Kapadokya bölgesinin gözde işletmecilerinden biri haline geldi.

Ankara'dan 3 çocuğunu yanına alıp 9 yıl önce iş bulma umuduyla Göreme'ye yerleşen Yazgan, yerli ve yabancı turistlere Anadolu mutfağından lezzetlerin ikram edildiği iki restoran işletiyor.

Restoranına gelen konuklarını kapıda karşılayıp onlarla sohbet eden Yazgan (50), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2008 yılında beldede atıl bir dükkanı kirasının düşük olması dolayısıyla tutup imkanı ölçüsünde tadilatını yaptırdığını ve döner ekmek satmaya başladığını aktardı.

Yemek yapmayı sevdiği için dükkanını restorana dönüştürme yönündeki kararının ardından bir mağazadan taksitle ödemek üzere servis malzemeleri aldığını belirten Yazgan, açtığı restoranda kendisinin aşçılık ve bulaşıkçılık, çocuklarının ise garsonluk yaptığını aktardı. Yazgan, kısa sürede müşterilerinin memnuniyetini kazanarak bölgede adından bahsedilen kaliteyi yakaladığını söyledi.

Yazgan, küçük kızının sokaktan geçen turistlere "Annemin yaptığı yemeklerden tatmak ister misiniz?" davetlerinden ilham alarak restorana "My Mother's" ismini verdiğini, işlerinin memnun edici seviyeye ulaşmasıyla iki yıl önce de ev yemekleri tarzındaki "Aysel'in mutfağı" adlı ikinci restoranını açtığını belirtti.

İşletmesinde çalışacak kişileri ihtiyaç sahiplerinden seçtiğini dile getiren Yazgan, 10 kişiyi istihdam ettiğini, bu sayının turizm sezonunda arttığını ifade etti.

Yazgan, "Benim en güzel yaptığım iş yemek yapmaktı. Küçük bir yer açtım hem yemek yaptım hem bulaşıkları yıkadım. Çocuklarım garsonluk yaptı. Zamanla orası artık bize küçük gelmeye başladı, daha büyük bir yer kiraladım. Borç alarak, sıkıntı çekerek, imkanlarımızı sonuna kadar zorlayarak eksikleri gidermeye ve başarılı olmaya çalıştım." dedi.

İş yeri açarken sermayesinin olmadığını vurgulayan Yazgan, iş hayatına büyük borç yükü altına girdiğini, zorlukları aşmak için mücadele verdiğini ve başardığını ifade ederek, şunları dile getirdi:

"Günlerce gözyaşı döktüm, ekonomik sorunları aşmamız gerekiyordu. Borç yükü altında birşeyler yapmaya çalışırken, Ankara'da büyük bir firmaya gittim, 'Ben bir işletme açacağım, kaşığım, çatalım, tencerem hiçbir şeyim yok. Bana bunları veresiye verin, çalışıp ödeyeceğim.' dedim. Firma sahibi ise 'Sizin cesaretinize hayran kaldım. Buyurun ne isterseniz alın.' dedi. Oradan borçla eksiklerimi aldım. Kazandık ve zamanla borcumuzu ödedik. Daha sonra yemek malzemelerini de hep borçla aldık, kazandık ödedik. Zaman içinde bütün borçlarımızı hallettik, işlerimizi yoluna koyduk."

Restorana gelenleri müşteri değil misafir kabul ettiğini ve en iyi şekilde ağırlamak için çaba gösterdiğini anlatan Yazgan, ev hanımlarına tavsiyede bulunarak, başarıya ulaşmaktaki kilit rolün işe cesaretle başlamak olduğunu dile getirdi.
Kaynak: AA