'Türkiye Otomobil Üretebilir 'Marka' Olmak Şartıyla'

SubBrand Marka ve Reklam Ajansı Başkanı Mustafa Solmaz, Türkiye gelişen ekonomisi ile artık eskiden olduğu gibi içine kapanık kendi ekseninde yaşayan bir ülke olmadığını söyledi.

Solmaz, Türkiye’nin üreten ve küreselleşen bir kimlikle dünya devleri arasında kendine sağlam adımlarla kalıcı yerler edinme yarışında olan bir ülke olduğunu vurgulayarak, "Bundan 20 yıl önce üretim yok diye sıkıntı yaşanırken bugün üretim anlamında dünyanın en gelişmiş teknolojilerine ve tesislerine ev sahipliği yapmaya başladık. Fakat gözlemlerimiz bu güçlü üretim potansiyelinin dünya ekonomisinin markalaşma tarafında zayıf kaldığı yönünde. Üretim sorunu giderilse de binlerce hatta milyonlarca üreticinin olduğu pazarlarda bu ürünleri “Kime ve Nasıl Satacağız” sorusunun cevabını muhakkak üretimden önce ya da eşzamanlı olarak ortaya koymamız zorunludur. Üretim aşamasına geçmeden üretim tesisleri ile ilgili çalışmalardan önce ya da eş zamanlı bu ürün/hizmetin pazar dinamiklerini, fiyat, dağıtım, tutundurma ve en hayati olanını yani ‘Marka’ çalışmalarını da ortaya koymamız gerekmektedir. Dünyanın en gelişmiş ekonomileri bu şekilde büyümekte ve global pazarlara hakim olmaktadır. Eskiden üretim farklı olmak ya da eşsiz olmak için bir yol iken bu gün gelişmiş ekonomiler dünya pazarlarını ‘Marka’ ile fethediyor ve eşsizlik/karlılık avantajını bu şekilde yakalıyor” dedi.



Türkiye otomobil de dahil bir çok sanayii üretimini yapabilecek kapasiteye ve güce sahip olduğunun altını çizen Solmaz, "Türkiye otomobil üretebilir mi? Bunun cevabı kesinlikle evettir. Üretim anlamında devlet destekli ya da desteksiz sanayicilerimiz bunu başarabilir fakat insanların özellikle kafasını kurcalayan en önemli soru bu otomobilin ‘Markası nasıl oluşacak ve dünya markaları ile nasıl rekabet edecek?’ yani biz bu otomobili üretip kime ve nasıl satacağız? Dünya markaları bunu nasıl başarıyor? Yüksek rekabet ortamında pazarın dinamiklerine uygun bir marka nasıl oluşturuluyor? Bu noktada dünya devlerinin otomobil markalarının ve diğer büyük markaların gücünün arkasında bizim uzmanlık alanımız olan ’Bilinçaltı Marka’ oluşturma ve tutundurma çalışmalarının yattığının, marka oluşturmanın uluslararası düzeyde insan odaklı beyin temelli çalışmalar barındırdığının altını kalın çizgilerle çizelim. Böylece tüm insanların ortak noktası beynin dünyayı algılama şekline uygun oluşturulacak markalar ve bu markaların marka kimliği ile uyumlu tanıtımlar sadece Türkiye’de üretilecek bir yerli otomobili değil herhangi bir üretim veya hizmeti de dünya ligine çıkarabilir" şeklinde konuştu.



Mustafa Solmaz, sanayi ve hizmet üretimi anlamında sadece üretim planlaması yapmak, günümüz gelişmiş ve küreselleşmiş olan pazarlarında yol haritasının şirketleri çıkmaz sokaklara sürükleyeceği gerçeğinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek, "Yapacağımız üretim planlamasına marka planlamasını da eklememiz yatırımımızın çapının ve gücünün nerelere ulaşabileceğini bize söyler yani ne kadar sürdürülebilir bir yatırımımız olduğunu. Ama bu noktada markanın logo, görsel, kurumsal kimlik ya da reklam olmadığını bir kez daha ısrarla belirtmekte fayda var. Biz SubBrand olarak iddia ediyoruz ki; insan beyninin çalışmasına uygun oluşturulacak gerçek bir marka ile Türkiye’de üretilen yerli otomobilin ya da herhangi bir mal/hizmetin dünya ligine yükselmesi işten bile değil. Fakat marka olmazsa üretimin dolayısıyla ekonominin geleceği bizlere göre eksik kalacak ve kafalardaki ’Kime/Nasıl’ soruları haklı olmakla birlikte cevapsız sorular olarak kalmaya devam edecek" dedi.