'Eserlerimde Vazgeçilmezlerim Atatürk Ve Neşet Ertaş'
Kırşehir'de 73 yaşındaki Ali Osman Yurdugüzel, ağaç parçaları ve kullanılmayan eşyaları sanat eserine dönüştürerek, üzerine Atatürk ve bozlak ustası Neşet Ertaş'ın fotoğraflarını işliyor Yurdugüzel: 'Davul kasnağı yapanların, ucundan kesip attıkları tahtaları değerlendiriyorum. Eserlerimde vazgeçilmezlerim Atatürk ve Neşet Ertaş. Onların fotoğraflarını tahta ve kabağın üzerine işlerim'
ABDULLAH YILDIZ - Kırşehir'de 73 yaşındaki emekli Ali Osman Yurdugüzel, ağaç parçaları ve kullanılmayan eşyaları sanat eseri haline getirerek, üzerine Atatürk ve bozlak ustası Neşet Ertaş'ın fotoğraflarını işliyor.
İlkokulu bitirdikten sonra marangoz atölyesinde çırak olarak çalışmaya başlayan, kamyon şoförlüğü, dükkan işletmeciliği ve pazarcılık yapan Yurdugüzel, 1997'de emekliliğe ayrılmasının ardından sanatla uğraşmaya başladı.
Bir arkadaşından taş oymacılığını, başka tanıdığından çeşitli eşyalara boncuk işlemeyi öğrenen Yurdugüzel, televizyondan takip ettiği sanat programıyla kendini geliştirdi.
Yurdugüzel, atık ağaç parçaları, jant kapağı, eski avizeler ve çöpe atılan birçok eşyayı değerlendirerek, süs eşyasına dönüştürüyor. Unutulmaya yüz tutan ve eski zamanlarda kullanılan bazı eşyaların benzerlerini de yapan Yurdugüzel, eserlerini yakınlarına ve çevresindekilere hediye ediyor.
Vaktinin büyük bölümünü atölyeye çevirdiği iki katlı evinin bodrum katında geçiren Ali Osman Yurdugüzel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eserlerinde daha çok atık eşyaları kullandığını söyledi.
Yurdugüzel, "Çöpe atılan malzemeleri değerlendirmek için uğraşırım. Birisi avizeyi çöpe atıyormuş. Ondan aldım. Altına jant kapağı, üstüne de bakır tepsi ayarlayarak sehpa yaptım. Duvarlara taş yapıştıran bir arkadaşım vardı. Onun taşlarının irilerinden seçtim, peribacası maketi yaparak taş işine başladım. Kabaktan kemani, avize yapıyorum." dedi.
- Eserlerine nostaljik görünüm kazandırıyor
Eserlerinde eskiyi canlandırmayı da çok sevdiğini anlatan Yurdugüzel, şunları kaydetti:
"Yaptığım eserlerde eskiyi canlandırmaya çalışırım. El değirmenlerini minyatür olarak taşlardan yaptım. Eskiden ekmek külahları olurdu. Ekmek onun içinde saklanırdı. Eski bir davul kasnağını işleyerek, ekmek külahı yaptım. Kızların çeyiz sandıkları olurdu. Şimdi pek yok. Bir evde gördüm. Ceviz ağacı atıklarından minyatürünü yaptım. Eskiden evlerde bulunan yoğurt yayığını yaptım. Atık tahtalardan yer sinileri, yufka ekmek açmak için büyüklü küçüklü tahta ve oklava yaparım. Yaptığım eşyaların çoğunda atık ahşap tercih ederim."
Kavak ağaçlarının parçaları ile kuruttuğu kabaklara yaptığı silüet portrelerin ilgi gördüğünü belirten Yurdugüzel, "Davul kasnağı yapanların, ucundan kesip attıkları tahtaları değerlendiriyorum. Bunları arkadaşlardan alıp üzerine Neşet Ertaş ve Atatürk fotoğraflarını işliyorum. Altına da bir parça daha tahta ilave ederek, sanat eserine dönüştürüyorum. Eserlerimde vazgeçilmezlerim Atatürk ve Neşet Ertaş. Onların fotoğraflarını tahta ve kabağın üzerine işlerim. Yine o tahtalara Hacivat-Karagöz figürleri yapıyorum." diye konuştu.
Kaynak: AA
İlkokulu bitirdikten sonra marangoz atölyesinde çırak olarak çalışmaya başlayan, kamyon şoförlüğü, dükkan işletmeciliği ve pazarcılık yapan Yurdugüzel, 1997'de emekliliğe ayrılmasının ardından sanatla uğraşmaya başladı.
Bir arkadaşından taş oymacılığını, başka tanıdığından çeşitli eşyalara boncuk işlemeyi öğrenen Yurdugüzel, televizyondan takip ettiği sanat programıyla kendini geliştirdi.
Yurdugüzel, atık ağaç parçaları, jant kapağı, eski avizeler ve çöpe atılan birçok eşyayı değerlendirerek, süs eşyasına dönüştürüyor. Unutulmaya yüz tutan ve eski zamanlarda kullanılan bazı eşyaların benzerlerini de yapan Yurdugüzel, eserlerini yakınlarına ve çevresindekilere hediye ediyor.
Vaktinin büyük bölümünü atölyeye çevirdiği iki katlı evinin bodrum katında geçiren Ali Osman Yurdugüzel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eserlerinde daha çok atık eşyaları kullandığını söyledi.
Yurdugüzel, "Çöpe atılan malzemeleri değerlendirmek için uğraşırım. Birisi avizeyi çöpe atıyormuş. Ondan aldım. Altına jant kapağı, üstüne de bakır tepsi ayarlayarak sehpa yaptım. Duvarlara taş yapıştıran bir arkadaşım vardı. Onun taşlarının irilerinden seçtim, peribacası maketi yaparak taş işine başladım. Kabaktan kemani, avize yapıyorum." dedi.
- Eserlerine nostaljik görünüm kazandırıyor
Eserlerinde eskiyi canlandırmayı da çok sevdiğini anlatan Yurdugüzel, şunları kaydetti:
"Yaptığım eserlerde eskiyi canlandırmaya çalışırım. El değirmenlerini minyatür olarak taşlardan yaptım. Eskiden ekmek külahları olurdu. Ekmek onun içinde saklanırdı. Eski bir davul kasnağını işleyerek, ekmek külahı yaptım. Kızların çeyiz sandıkları olurdu. Şimdi pek yok. Bir evde gördüm. Ceviz ağacı atıklarından minyatürünü yaptım. Eskiden evlerde bulunan yoğurt yayığını yaptım. Atık tahtalardan yer sinileri, yufka ekmek açmak için büyüklü küçüklü tahta ve oklava yaparım. Yaptığım eşyaların çoğunda atık ahşap tercih ederim."
Kavak ağaçlarının parçaları ile kuruttuğu kabaklara yaptığı silüet portrelerin ilgi gördüğünü belirten Yurdugüzel, "Davul kasnağı yapanların, ucundan kesip attıkları tahtaları değerlendiriyorum. Bunları arkadaşlardan alıp üzerine Neşet Ertaş ve Atatürk fotoğraflarını işliyorum. Altına da bir parça daha tahta ilave ederek, sanat eserine dönüştürüyorum. Eserlerimde vazgeçilmezlerim Atatürk ve Neşet Ertaş. Onların fotoğraflarını tahta ve kabağın üzerine işlerim. Yine o tahtalara Hacivat-Karagöz figürleri yapıyorum." diye konuştu.