Üsküdar Üniversitesi Akademik Yıl Açılışı
Sağlık Bakanı Demircan: 'Mevcut düzenlemede bizim yetiştirdiğimiz insan gücümüz, verimli bir şekilde hizmete katılmada zorlanıyor. Kurallar var, 'Ya üniversitedesin ya dışarıdasın' diye daraltmışız alanı. Halbuki esnek bir çalışma modeli geliştirmek mümkün, üzerinde çalışıyoruz. İnsan gücünü en verimli şekilde istihdam edecek modeli geliştiriyoruz' 'Hasta memnuniyeti yüzde 75'lerde, o zaman çalışanın memnuniyetinin tekrar gözden geçirilmesi lazım. Elbette ki hasta memnuniyeti de 75'te kalmamalı, 90'ları geçmesi lazım, ama '75'in yükselebilmesi için hizmeti verenin memnuniyetinin yükselebilmesi lazım' dedik'
Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, "Mevcut düzenlemede bizim yetiştirdiğimiz insan gücümüz, verimli bir şekilde hizmete katılmada zorlanıyor. Kurallar var, 'Ya üniversitedesin ya dışarıdasın' diye daraltmışız alanı. Halbuki esnek bir çalışma modeli geliştirmek mümkün, üzerinde çalışıyoruz. İnsan gücünü en verimli şekilde istihdam edecek modeli geliştiriyoruz." dedi.
Demircan, Üsküdar Üniversitesi 2017-2018 Akademik Yılı açılış törenindeki konuşmasında, Türkiye'nin çok değerli ancak zor bir coğrafyada yer aldığına işaret ederek, "Biz, bu coğrafyanın kıymetini bilen, özgür yaşamanın ne olduğunu bilen, onun diyetini ödeyen milletin çocuklarıyız. Bu, sadece fiziki bir mücadeleyle olmuyor. Mücadelenin önemli ayaklarından biri, gücü size temin edecek olan en önemli unsur bilgi. Bilgiye hakimseniz, bilgi üretebiliyorsanız, bilgiyi teknolojiye dönüştürebiliyorsanız, gücü elde edersiniz. Gücü insanlığın lehine kullanmış medeniyetin mensupları olarak gücü elde etmek kadar tabii bir çalışmamız olamaz." diye konuştu.
Türkiye'de üniversite bulunmayan il kalmadığını hatırlatan Demircan, şunları söyledi:
"Üniversitelerimiz araştırma merkezleri haline gelmeli, bilgi üretimi ve bilginin ürüne dönüşmesi için öncülük etmeli. Üniversite aynı zamanda iş dünyasıyla piyasayla hayatla bağlantısını kurmalı. Türkiye bu istikamette yürüyor. Eğitim alanında Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi arzuladığımız noktayı, çok önemli mesafeler arzuladığımız için yakalayamamış görünüyoruz ama dileriz ki kısa zamanda bunlar da yakalanacak. Türkiye bu istikamette bütçe kaynaklarını en ciddi şekilde, birinci sırada eğitime ayırıyor. Sağlık bile eğitimin seviyesinde değil. Eğitimin grafiği sürekli yükseliyor, oran olarak artıyor her geçen yıl, sağlığın grafiği bir yerden sonra düz gidiyor. Sağlık olarak Gayrisafi Milli Hasıla içerisinde yüzde 5'i ancak ayırıyoruz, eğitimde bu yüzde 7'leri buluyor. Bu da şunu gösteriyor, bu coğrafyada artık bir istikamete yöneldik, gücümüzü birleştireceğiz, ülkemizde milli birliğimizi, beraberliğimizi bozmadan geleceğe taşıyacağız."
- "Yükün ağırlığı nereye kaydı ona da bakmak zorundaydık"
Sağlık Bakanı Demircan, son 15 yılda sağlıkta yapılan dönüşüme ilişkin bilgi verirken, şöyle devam etti:
"15 yılın sonunda sağlıktaki dönüşüm evet, peşinden de gelişim, kalite ve sürdürülebilirlik geliyor. Şu anda Dünya Sağlık Örgütünün yayımladığı istatistiki değerlendirmelerde kişi başı sağlığa harcadığımız para bin dolar civarında. Bu sağlık harcamasıyla elde ettiğimiz sonuç kıyaslandığında 5- 6 bin dolar harcayanların elde ettiği seviyenin üzerindeyiz. Bu, güzel bir şey ancak bu güzel neticeyi elde ederken acaba yükün ağırlığı nereye kaydı ona da bakmak zorundaydık. Bir diğer grafikte de şunu görüyoruz, hemşire, doktor sayımız OECD ortalamasının altında, sıralamada sonlardayız. Bu sayıya, bu insan gücüne rağmen, harcadığımız paranın düşüklüğüne rağmen, elde ettiğimiz sonucun yüksekliği bize bir şey söylüyor. O da şu, ağırlıklı olarak sağlık çalışanı kaldırıyor bu yükü. Hasta memnuniyeti yüzde 75'lerde, o zaman çalışanın memnuniyetinin tekrar gözden geçirilmesi lazım. Elbette ki hasta memnuniyeti de 75'te kalmamalı, 90'ları geçmesi lazım, ama '75'in yükselebilmesi için hizmeti verenin memnuniyetinin yükselebilmesi lazım' dedik. Sağlıktaki hedeflerimizden bir tanesi sağlık çalışanlarının OECD normlarına, ortalamaya doğru sayısının artırılması. Ülkenin gayrisafi milli hasılasını hep beraber yükselttiğimiz zaman sağlıkta harcadığımız rakam da büyüyecek, personel istihdamımız gelişecek."
Mecburi hizmet kuraları öncesinde kadro açılması gereken yerleri belirleme çalışması yapılırken, pratisyen hekim sayısındaki açığın gelecek 5-6 yıl içinde kapanacağını gördüklerini anlatan Demircan, "Üniversitelerimiz yeterli sayıda mezun vermeye başladı ama uzman hekim açığımız var. O açığın kapanması kolay değil çünkü tıpta da gelişmeler devam ediyor. Uzmanlık alanındaki ihtiyacı karşılayabilmek için TUS kadrolarını 6 binden 8 bine çıkardık. Hem üniversitelerin kadro ihtiyacı karşılanmış olacak hem de attığımız bu adımın etkisini 5 yıl sonra göreceğiz." değerlendirmesini yaptı.
Demircan, insan unsurunun en verimli şekilde hizmete katılmasını sağlayacak düzenlemeler yapılması gerektiğine dikkati çekerek, "Üç şey var elimizde mekan, donanım ve insan unsurumuz. Mevcut düzenlemede bizim yetiştirdiğimiz insan gücümüz, verimli bir şekilde hizmete katılmada zorlanıyor. Kurallar var, 'Ya üniversitedesin ya dışarıdasın' diye daraltmışız alanı. Halbuki esnek bir çalışma modeli geliştirmek mümkün, üzerinde çalışıyoruz. Biz, 80 milyonluk bir ülkeyiz. Bu hastaneler bu milletin, içine konulan donanımları bu millet ödüyor, yetişmiş insan gücü de bu milletin insan gücü. Sağlığı yönetenler olarak görevimiz, milletimizin hizmetine bu mekanları, bu donanımı ve bu insan gücünü en verimli şekilde sunmak. İnsan gücünü en verimli şekilde istihdam edecek modeli geliştiriyoruz." diye konuştu.
- Akademisyenlere cübbeleri giydirildi
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da üniversitenin 4 fakülte, bir sağlık hizmetleri yüksek okulu, 5 enstitüde 35 lisans, 56 ön lisans, 30 yüksek lisans ve 5 doktora programı bulunduğunu kaydederek, 350'yi aşkın akademik kadroyla öğrencileri tam donanımlı yetiştirmeyi hedeflerken, ailesine ve topluma yararlı, yüksek değerlere sahip iyi insan olmaları için çalıştıklarını belirtti.
Açılış programında, doçentlik ve profesörlük unvanı alan akademisyenlere cübbelerinin giydirildiği Akademik Yükseliş Unvan Takdim Töreni gerçekleştirildi.
Törenin sonunda Tarhan, Bakan Demircan'a hediye takdim etti.
Kaynak: AA
Demircan, Üsküdar Üniversitesi 2017-2018 Akademik Yılı açılış törenindeki konuşmasında, Türkiye'nin çok değerli ancak zor bir coğrafyada yer aldığına işaret ederek, "Biz, bu coğrafyanın kıymetini bilen, özgür yaşamanın ne olduğunu bilen, onun diyetini ödeyen milletin çocuklarıyız. Bu, sadece fiziki bir mücadeleyle olmuyor. Mücadelenin önemli ayaklarından biri, gücü size temin edecek olan en önemli unsur bilgi. Bilgiye hakimseniz, bilgi üretebiliyorsanız, bilgiyi teknolojiye dönüştürebiliyorsanız, gücü elde edersiniz. Gücü insanlığın lehine kullanmış medeniyetin mensupları olarak gücü elde etmek kadar tabii bir çalışmamız olamaz." diye konuştu.
Türkiye'de üniversite bulunmayan il kalmadığını hatırlatan Demircan, şunları söyledi:
"Üniversitelerimiz araştırma merkezleri haline gelmeli, bilgi üretimi ve bilginin ürüne dönüşmesi için öncülük etmeli. Üniversite aynı zamanda iş dünyasıyla piyasayla hayatla bağlantısını kurmalı. Türkiye bu istikamette yürüyor. Eğitim alanında Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi arzuladığımız noktayı, çok önemli mesafeler arzuladığımız için yakalayamamış görünüyoruz ama dileriz ki kısa zamanda bunlar da yakalanacak. Türkiye bu istikamette bütçe kaynaklarını en ciddi şekilde, birinci sırada eğitime ayırıyor. Sağlık bile eğitimin seviyesinde değil. Eğitimin grafiği sürekli yükseliyor, oran olarak artıyor her geçen yıl, sağlığın grafiği bir yerden sonra düz gidiyor. Sağlık olarak Gayrisafi Milli Hasıla içerisinde yüzde 5'i ancak ayırıyoruz, eğitimde bu yüzde 7'leri buluyor. Bu da şunu gösteriyor, bu coğrafyada artık bir istikamete yöneldik, gücümüzü birleştireceğiz, ülkemizde milli birliğimizi, beraberliğimizi bozmadan geleceğe taşıyacağız."
- "Yükün ağırlığı nereye kaydı ona da bakmak zorundaydık"
Sağlık Bakanı Demircan, son 15 yılda sağlıkta yapılan dönüşüme ilişkin bilgi verirken, şöyle devam etti:
"15 yılın sonunda sağlıktaki dönüşüm evet, peşinden de gelişim, kalite ve sürdürülebilirlik geliyor. Şu anda Dünya Sağlık Örgütünün yayımladığı istatistiki değerlendirmelerde kişi başı sağlığa harcadığımız para bin dolar civarında. Bu sağlık harcamasıyla elde ettiğimiz sonuç kıyaslandığında 5- 6 bin dolar harcayanların elde ettiği seviyenin üzerindeyiz. Bu, güzel bir şey ancak bu güzel neticeyi elde ederken acaba yükün ağırlığı nereye kaydı ona da bakmak zorundaydık. Bir diğer grafikte de şunu görüyoruz, hemşire, doktor sayımız OECD ortalamasının altında, sıralamada sonlardayız. Bu sayıya, bu insan gücüne rağmen, harcadığımız paranın düşüklüğüne rağmen, elde ettiğimiz sonucun yüksekliği bize bir şey söylüyor. O da şu, ağırlıklı olarak sağlık çalışanı kaldırıyor bu yükü. Hasta memnuniyeti yüzde 75'lerde, o zaman çalışanın memnuniyetinin tekrar gözden geçirilmesi lazım. Elbette ki hasta memnuniyeti de 75'te kalmamalı, 90'ları geçmesi lazım, ama '75'in yükselebilmesi için hizmeti verenin memnuniyetinin yükselebilmesi lazım' dedik. Sağlıktaki hedeflerimizden bir tanesi sağlık çalışanlarının OECD normlarına, ortalamaya doğru sayısının artırılması. Ülkenin gayrisafi milli hasılasını hep beraber yükselttiğimiz zaman sağlıkta harcadığımız rakam da büyüyecek, personel istihdamımız gelişecek."
Mecburi hizmet kuraları öncesinde kadro açılması gereken yerleri belirleme çalışması yapılırken, pratisyen hekim sayısındaki açığın gelecek 5-6 yıl içinde kapanacağını gördüklerini anlatan Demircan, "Üniversitelerimiz yeterli sayıda mezun vermeye başladı ama uzman hekim açığımız var. O açığın kapanması kolay değil çünkü tıpta da gelişmeler devam ediyor. Uzmanlık alanındaki ihtiyacı karşılayabilmek için TUS kadrolarını 6 binden 8 bine çıkardık. Hem üniversitelerin kadro ihtiyacı karşılanmış olacak hem de attığımız bu adımın etkisini 5 yıl sonra göreceğiz." değerlendirmesini yaptı.
Demircan, insan unsurunun en verimli şekilde hizmete katılmasını sağlayacak düzenlemeler yapılması gerektiğine dikkati çekerek, "Üç şey var elimizde mekan, donanım ve insan unsurumuz. Mevcut düzenlemede bizim yetiştirdiğimiz insan gücümüz, verimli bir şekilde hizmete katılmada zorlanıyor. Kurallar var, 'Ya üniversitedesin ya dışarıdasın' diye daraltmışız alanı. Halbuki esnek bir çalışma modeli geliştirmek mümkün, üzerinde çalışıyoruz. Biz, 80 milyonluk bir ülkeyiz. Bu hastaneler bu milletin, içine konulan donanımları bu millet ödüyor, yetişmiş insan gücü de bu milletin insan gücü. Sağlığı yönetenler olarak görevimiz, milletimizin hizmetine bu mekanları, bu donanımı ve bu insan gücünü en verimli şekilde sunmak. İnsan gücünü en verimli şekilde istihdam edecek modeli geliştiriyoruz." diye konuştu.
- Akademisyenlere cübbeleri giydirildi
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da üniversitenin 4 fakülte, bir sağlık hizmetleri yüksek okulu, 5 enstitüde 35 lisans, 56 ön lisans, 30 yüksek lisans ve 5 doktora programı bulunduğunu kaydederek, 350'yi aşkın akademik kadroyla öğrencileri tam donanımlı yetiştirmeyi hedeflerken, ailesine ve topluma yararlı, yüksek değerlere sahip iyi insan olmaları için çalıştıklarını belirtti.
Açılış programında, doçentlik ve profesörlük unvanı alan akademisyenlere cübbelerinin giydirildiği Akademik Yükseliş Unvan Takdim Töreni gerçekleştirildi.
Törenin sonunda Tarhan, Bakan Demircan'a hediye takdim etti.