Uluslararası Diplomatlar Birliği Zirvesi Başladı
Birleşmiş Milletler (BM) Teşkilatı tarafından tanınan ve temel amacı AB’nin yeni genişleme süreçlerinde aday ülkeleri birliğe hazırlamak olan, Almanya/Köln merkezli Uluslararası Diplomatlar Birliği (DMW) “2017 Zirvesi” GAÜ’de başladı.
Akpınar: “İleriyi hedeflemek bizim için öncelik olmalıdır”
“DMW Summit 2017” adlı uluslararası çağrı ile başlayan zirvenin açılış konuşmasını ev sahibi mahiyeti ile yapan Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkan Yardımcısı Serhat Akpınar, başta Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı olmak üzere, dünyanın çeşitli noktalarından gelerek zirveye katılanlara teşekkür edip konuşmasına başladı.
Akpınar, “Attığımız her adım ve emek, Adamızın ve Ada insanının refahı içindir. Zirve kapsamında aramızda olan iş insanları, bilim insanları, diplomat ve siyasetçilerimizin arasında gerçekleşecek her türlü işbirliği, bizleri daima ileriye taşıyacaktır. İleriyi hedeflemek; biz Kıbrıslı Türkler için öncelik olmalıdır” diye konuştu.
Başkan Meinel: “KKTC için, güçlü olun ve iyimser olun”
Birlik Başkanı Alman Parlamenter Gunther Meinel, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Avrupa içerisinde de ‘çok büyük’ bir yer kazanacağına dair inancını koruduğunu ifade ederek, “Kıbrıs’ta, iki ayrı ülke olmasının iyi bir şey olmadığına inanıyoruz. Avrupa Birliği adına bu sorunu çözmek için katkıda bulunmak istiyoruz. Yine, AB ve kendi hükümetlerimiz adına da şu anki durumu iyi bir seviyeye yükseltmek arzusunu yitirmedik. Olumlu sonuçlar Ada’ya ve özellikle ekonomisine yansıyacaktır. Gelecek yıllarda, daha çok turist olacağına ve bu zirvenin başarı ile sonuçlanacağına eminim. Ancak KKTC için güçlü olun ve gayet iyimser olun. KKTC’nin Avrupa içerisinde de çok büyük bir yer kazanacağına inanıyorum ve hepinize tüm kalbimle güç diliyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı: “AB’ye evet demiş, ancak bir milletin oyu ile de reddedilmiş bir milletiz”
DMW 2017 Zirvesi Açılış Töreni ve ardından gerçekleşen panelde ‘onur konuğu’ olarak yer alarak görüşlerini aktaran Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 2004 yılındaki referandumda ‘bir millet olarak’ Avrupa Birliğine evet dediklerini, ancak Rumların olumsuz yaklaşımları ile ‘başka bir millet’ tarafından reddedildiklerini hatırlatarak başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu noktada bir hususun altını çizmek isterim. Sayın Başkan ifade ettiler ki; Kendileri ve delegasyonu, AB yetkilileri ile konuşarak, buraya geldiler. AB’nin istikrarlı bir şekilde KKTC’yi destekleyeceğini ve bizlerin daha ileriye gitmesinin mümkün olduğu mesajını ilettiler. Ben geri döndüklerinde ve AB yetkilileri ile yeniden konuşmaları için bir bilgi daha vermek istiyorum. Biz, belki de dünyadaki tek örneği oluşturuyoruz. Tekrar ediyorum, 2004 yılındaki referandumda çözüme ve AB’ye evet demiş bir toplumuz. Ancak başka bir milletin oyu ile AB’ye girememiş bir milletiz. Bireysel olarak, bazı yönleri ile ‘Avrupalı’ sayılabiliriz. Avrupa değerlerini benimseyerek, demokratik, laik bir toplum olarak kendilerini Avrupa’nın bir parçası sayan Kıbrıs Türk halkı, maalesef AB’nin nimetlerinden toplum ve devlet olarak faydalanamamaktadır. Bu yardımlar sadece bir tarafa gidiyor, yani Güney Kıbrıs’a yarıyor”
AB Mali Yardım Tüzüğü çerçevesinde yapılan yardımların sorunun tamamının görülmesine yardım etmediğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Akıncı, ihtiyaçlar kıyaslandığında bunun çok düşük bir miktar düzeyinde olduğunu savundu. Müzakereler çerçevesinde oluşturulan birçok komitenin hedeflerini gündeme getiren Akıncı, “ATOK gibi komitelerin hedefi neydi? Hedef, Kıbrıs Türk’ünü ve kurumlarını AB standartlarına yaklaştırmak için çalışmalar yapmak. Müzakereler başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra örneğin; ATOK Komitesi’nin çalışmalarına Rum tarafı engel koydu. Avrupa Birliği de buna uydu. Ada’nın kuzeyinde Avrupa Birliği normlarında, tanımasalar da bir devletin varlığı kimsenin zararına değil, herkesin yararınadır. En başta da komşularımızın yararınadır. Bundan rahatsızlık duyacak hiç kimsenin olmaması gerekir. Tabii, bu ATOK Komitesi çalışır ya da çalışmaz, birileri bize bu yardımı yapar ya da yapmaz ama biz KKTC halkı olarak, tüm kurumlarımız ile hak ettiğimiz çağdaş, demokratik normları her seviyede yaşama geçirmekle de mükellefiz. Bu da bizim sorumluluğumuz. Kendi içimizde de birbirimizi anlayarak, geleceğe ilerlememiz lazımdır” şeklinde konuştu.
“Bu topraklarda bir devletimiz var”
“Kıbrıs Sorunu” hakkında eksik bilgilendirme sonucu döngüsel yanlışlıklar yapan AB yetkililerine net bir şekilde aktarılabilmesi görevini yapacak zirve ve zirveye ev sahipliği yapan GAÜ’yü kutlayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı sözlerini şöyle tamamladı:
“Her zaman söyledim, yine söylüyorum. Evimizin içini ihmal etmeden çözüm olur ya da olmaz. Bu topraklarda bir devletimiz var. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti var. Ve 2 hafta sonra da 34’üncü yaşına giriyor. Tanınır ya da tanınmaz. Bu devlet yapısını üniversiteleri ile diğer kurum ve kuruluşları ile tabi ki; hükümeti, muhalefeti ile meclisi, sivil toplumu ile yerel yönetimleri ile iyi çalışan, iyi hizmet üreten toplumu ile yabancılaşmayan toplumu ile ve iç içe, çok daha ileriye götürmek zorundayız. Bunu başarabilir miyiz? Cevabım evettir. Çünkü bu zamana kadar çok kez başardık. Şu anda içinde olduğumuz GAÜ bunun en güzel örneklerinden biridir. Gelecek hepimiz için daha güzel, daha aydınlık olacaktır. Buna inanarak, yolumuza devam edeceğiz.”