Ermenek'teki Madencilerin Acısı İlk Günkü Gibi Taze

Karaman'ın Ermenek ilçesinde 18 madencinin hayatını kaybettiği maden faciası 3. yılını doldururken yakınlarını kaybeden ailelerin acıları dinmiyor Rahatsızlığı nedeniyle oğlunun mezarına gidemeyen Gökçe: 'Mezarlığa giderseniz oğluma selam söyleyin' Madenci eşi Tokat: 'Bizim canımız yandı, başka canlar yanmasın. Biz her gün gözyaşımızı ekmeğe dürüp yiyoruz. Benim çocuklarım babasız. Allah kimseyi anasız babasız bırakmasın. İhmaller sebebimiz olmasın' Madenci eşi Gültekin: 'Oğlumun doğum günü eşimin ölüm yıl dönümü. Yaşasaydı oğluna 'Arda' ismini koyacaktı. Biz de hem eşimin adı yaşasın hem de dileği yerine gelsin diye adını Hüseyin Arda koyduk'

MEHMET ÇETİN - Karaman'ın Ermenek ilçesinde 18 madencinin hayatını kaybettiği maden faciası 3. yılını doldururken yakınlarını kaybeden ailelerin acıları azalmıyor.

İlçeye bağlı Pamuklu köyü Cenne mevkisinde 28 Ekim 2014 günü Has Şekerler Madencilik Şirketi'ne ait linyit ocağında meydana gelen maden faciasında 18 madenci mahsur kaldı. Olayın hemen ardından başlayan arama kurtarma çalışmaları 38 gün sürdü. Çalışma sürecinde 18 işçinin cesedi farklı zamanlarda ocaktan çıkartıldı.

Maden kazasının üzerinden 3 yıl geçti, madenci yakınları kaybettiklerinin ardından gözyaşı döküyor.

Kazancı beldesi Gökçeler mahallesinde oturan ve maden faciasında kurtarma çalışmaları sürerken, "Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?" sözleriyle hafızalarda yer alan 76 yaşındaki Ayşe Gökçe, ayaklarındaki rahatsızlığı nedeniyle evladı Tezcan Gökçe'nin mezarına bile gidemiyor. Baba Recep Gökçe'nin zamanının önemli bir bölümü ise oğlunun mezarında geçiyor.

- "Bir kere rüyamda gördüm"

AA muhabirinin evinde ziyaret ettiği Ayşe Gökçe, 3 yıldır hiçbir şeyin değişmediğini söyledi. Oturup kalkıp ağladığını anlatan Gökçe, "Ağlamaktan gözlerim kurudu. Bir kere rüyamda gördüm oğlumu. Pencereden bana 'Anne' diye seslendi. Havalar iyiyken zar zor mezarlığa gidiyordum. Şimdi gidemez oldum. Mezarlığa giderseniz oğluma selam söyleyin. Gitti, oğlum, kıymetlim gitti." diye konuştu.

Oğlunu çok özlediğini belirten baba Gökçe ise "Her gün mezarını ziyaret ediyorum. Yapacak bir şeyimiz yok. Çok yalvarmıştım 'Oğlum madende çalışma' diye. Beni dinlemedi, bu geldi başımıza. Keşke gitmeseydi." dedi.

- "Hem eşimi hem erkek kardeşimi kaybettim"

Eşi Mehmet Tokat'ı kaybettikten sonra 2 çocuğuna hem annelik hem babalık yapan Zeynep Tokat da çok zor günler geçirdiklerini vurguladı. Acılarının ilk günkü gibi taze olduğunu dile getiren Tokat, şöyle devam etti:

"O gün eşimi mutlu şekilde işe uğurladım. Hala onu buradan uğurladığım gibi, gözümün önünden gitmiyor. Akşam olunca onu bekliyorum. Sanki bir gün gelecek gibi hep aklıma gelir. Maden faciası olduğunda çocuklarıma 'Babanızı getireceğim' diye söz vermiştim. Sözümü tutamadım. 22 gün bekledim madenin başında, acaba sağ çıkar mı diye ama çıkamadı. Ben madende hem eşimi hem erkek kardeşimi kaybettim. İki acıyı birden yaşadım. Dayanmak çok zor. Biz bu acıyı 3 yıl önce yaşadık. Bir hafta önce Şırnak'ta yine kaçak bir maden çöktü, 4 yıldır kaçak çalışıyormuş. Orada da ölenler oldu. Önlemler alınsın. Bizim canımız yandı, başka canlar yanmasın. Biz her gün gözyaşımızı ekmeğe dürüp yiyoruz. Benim çocuklarım babasız. Allah kimseyi anasız babasız bırakmasın. İhmaller sebebimiz olmasın."

- Oğlunun doğduğu gün eşini kaybetti

Eşi Hüseyin Gültekin maden ocağında mahsur kaldığı gün hastaneye kaldırılan ve doğum yapan Ayşe Gültekin de evladının babasını hiç göremediğine işaret ederek şunları söyledi:

"Oğlum Hüseyin Arda bugün 3 yaşında. Eşim çocuğumuz olmasını çok istiyordu. Çok sevinçliydi. Galatasaray takımını tutuyordu ve futbolcu Arda'yı çok seviyordu. Oğlumun doğum günü eşimin ölüm yıl dönümü. Yaşasaydı oğluna 'Arda' ismini koyacaktı. Biz de hem eşimin adı yaşasın hem de dileği yerine gelsin diye adını Hüseyin Arda koyduk. İnşallah hayırlı bir evlat olur."
Kaynak: AA