AB Bakanı Çelik AA'ya Konuştu

Çelik: (1) 'Avrupa'nın tarihi bizsiz yazılamayacağı gibi Avrupa'nın geleceği de bizsiz olmaz' 'AB meselesi, bizim onlardan talep ettiğimiz, onların da nazlandığı bir mesele duygusundan çıkarılmalıdır' 'AB'yi destekleyen bütün partiler, Türkiye düşmanlığı yaptığı andan itibaren oy kaybeder. Çünkü orada AB ve Türkiye düşmanı orijinal partiler var, aşırı sağcılar. Orijinalin yerine hiç kimse kopyasıyla uğraşmaz' '(PKK'nın Avrupa'daki faaliyetleri) Şunu mu demek istiyor birileri, 'Bizimle ilişkileriniz iyi olmazsa biz de burada PKK'yı himaye ederiz' mi? PKK onlara hiçbir şekilde pozitif bir katkı olarak dönmeyecektir. Palazlandığı zaman, bu bölgede yaptığı işleri orada da yapmaya başlayacaktır' '(Belçika mahkemesinin PKK kararı) Bu maalesef dünyanın kötü alışkanlıklarının yeniden dirilmesidir. Yani herkesin diğerine karşı bir terör örgütünü himaye ettiği dünya düzeninin ne kadar kötü sonuçlar ortaya çıkardığı hep beraber görüldü'

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ilişkileriyle ilgili, "Avrupa'nın tarihi bizsiz yazılamayacağı gibi Avrupa'nın geleceği de bizsiz olmaz." diye konuştu.

Bakan Çelik, gündeme ilişkin konuları AA muhabirine değerlendirdi.

Türkiye'nin büyük bir devlet olduğunun altını çizen Çelik, Türkiye'nin Gümrük Birliği Anlaşması'nı yaptığında AB'ye üye olması durumunda Avrupa'nın bugün yaşadığı hiçbir sorunu yaşamayacağına işaret etti. Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"AB meselesi, bizim onlardan talep ettiğimiz, onların da nazlandığı bir mesele duygusundan çıkarılmalıdır. Bu mesele şudur, kim ne derse desin biz büyük bir Avrupa devletiyiz, Ortadoğu, Asya, Akdeniz ve Karadeniz devleti olmamızın yanı sıra. Yüz yıldır da bir Avrupa demokrasisiyiz. Avrupa'nın tarihi bizsiz yazılamayacağı gibi Avrupa'nın geleceği de bizsiz olmaz."

- "Türkiye düşmanlığı yapan oy kaybeder"

Almanya'da seçimlerin ardından kurulacak yeni hükümetle iki ülke ilişkilerinin normalleşme umudunun sorulması üzerine Çelik, Almanya'da seçim sürecinde çoğunlukla Türkiye'nin konuşulduğunu hatırlattı.

Seçimlerde başbakan adayı olan Sosyal Demokrat Parti (SPD) lideri Martin Schulz'un büyük bir başarısızlığa imza attığını söyleyen Çelik, "Kurumların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru hakkı olsa, SPD 'Schulz'u bana niye genel başkan yaptınız' diye AİHM'e başvurabilir. Bu kadar net ve hazin bir tablodur." değerlendirmesinde bulundu.

Seçimlerden birinci parti çıkan Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı ve Başbakan Angela Merkel'in de Schulz'un kışkırtmasıyla Türkiye ile ilgili ifadeler sarf ettiğini dile getiren Çelik, sonuç olarak merkez sağ ve sol partilerin oy kaybettiğini anımsattı. Çelik, şunları kaydetti:

"Türkiye düşmanlığı yapanların gerçek ajandası, AB düşmanlığıdır. AB düşmanlığı yapamadıkları için en üste Türkiye düşmanlığı, İslamofobi, anti-semitizmi koyuyorlar. Dolayısıyla AB'yi destekleyen bütün partiler, Türkiye düşmanlığı yaptığı andan itibaren oy kaybeder. Çünkü orada AB ve Türkiye düşmanı orijinal partiler var, aşırı sağcılar. Orijinalin yerine hiç kimse kopyasıyla uğraşmaz."

Almanya'da kurulacak koalisyonun "Türkiye ile nasıl ilerleyebiliriz" değil, "Türkiye ile ilişkileri nasıl kilitleyebiliriz" yaklaşımı içinde olduğunu belirten Çelik, seçim öncesi yapılan bütün uyarılara rağmen ortaya böyle bir tablo çıkmasından dolayı Türkiye ile ilişkiler bağlamında hiç umutlu olmadığını söyledi.

- Alman polisinin PKK ile ilgili paylaşımı

Frankfurt polisinin resmi Twitter hesabından, terör örgütü PKK'nın etkinliğine ilişkin yapılan paylaşımı gösteren Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Diyor ki burada 'Bugün sizler için görevdeyiz, tema Öcalan ve Kürdistan'. Öcalan terör örgütü elebaşı... Resmi polis gücünün Twitter hesabından böyle bir paylaşım... Bununla ilgili ne kadar çok şeye şahit oluyoruz. Türkiye'nin seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın kafasına silah dayanmış 'Diktatörlüğü öldür' diyen bir resim orada polis arabalarının gözü önünde, böyle bir tablo ortaya çıkıyor. Ne denmek isteniyor bize? Şunu mu demek istiyor birileri, 'Yani sizin bizimle ilişkileriniz iyi olmazsa biz de burada PKK'yı himaye ederiz' mi? PKK onlara hiçbir şekilde pozitif bir katkı olarak dönmeyecektir. Bir müddet sonra palazlandığı zaman, bu bölgede yaptığı işleri orada da yapmaya başlayacaktır. Aynı geçmişte yaşadığımız bir takım sıkıntılı tabloları Avrupa içerisinde PKK'nın faaliyetleri olarak göreceğiz."

PKK unsurlarının kolaylıkla DEAŞ'a dönüşebileceği ya da iş birliği yapabileceği uyarısında bulunan Çelik, Türkiye karşıtlığı güderken Avrupa'daki toplumsal düzeni sabote edecek çok büyük bir sıkıntıya kapı açıldığına işaret etti.

- "Terör örgütleri konusunda çifte standart olmaz"

PKK'nın özellikle Almanya ve Belçika'daki hareket serbestliğine işaret edilerek Türkiye'ye PKK üzerinden bir mesaj verilmek istenip istenmediğinin sorulması üzerine Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"Bu bir kere olmuyor, 5 kere, 10 kere, 100 kere oluyor. Tabii Belçika'da daha vahim bir tablo ortaya çıktı. Belçika'daki mahkeme 36 PKK üyesinin, bağlı özel ve tüzel kişinin terör örgütü üyeliğinden yargılanamayacağına hükmetti. Şimdi bu yargı kararı düzeyinde alınmış en vahim kararlardan bir tanesi. PKK, AB tarafından terör örgütü olarak tanınıyor. Aynı şekilde sloganlarının, bayrağının kullanılması, Öcalan posterinin açılması yasaktır, suçtur. Ama buna rağmen Avrupa meydanlarında rahatlıkla bunları görebiliyorsunuz. Belçika'da ise açık bir şekilde göz yumma, himaye etme şeklinde bir tavır var. Bu mahkeme kararıyla da ortaya çıktı. Yani bir mahkeme AB'nin terör örgütü olarak saydığı unsuru nasıl yargılayamaz? Veya bunların terör örgütü üyeliğinden yargılanamayacağına nasıl karar veriyor? Buradaki terör örgütü üyeliğinden yargılanamaz sözünün altına iyi bakmak lazım. Eğer terör örgütü üyeliğinden yargılanamaz diye bakıyorsa, o zaman buna böyle bir kurtuluş mücadelesi veren meşru bir güç gibi bakıyor anlamına gelir.

Bu da maalesef dünyanın kötü alışkanlıklarının yeniden dirilmesidir. Yani herkesin bir diğerine karşı bir terör örgütünü himaye ettiği dünya düzeninin ne kadar kötü sonuçlar ortaya çıkardığı hep beraber görüldü. Belçika'nın ve Almanya'nın bu konuda sağduyulu olmasını bekliyoruz. Terör örgütleri konusunda çifte standart olmaz."

(Sürecek)
Kaynak: AA