Kemençenin Telleri Hayatına Dokundu
Küçük yaşlarda bir düğünde görerek merak sardığı kemençeyi yıllardır üreten Düzceli Ömer Demir, ayrıca düğün ve şenliklerde bu enstrümanı çalarak kazanç elde ediyor Hayatını 'kemençenin üç teli' olarak tanımlayan usta Demir: 'Türküler yazıyorum, içimdeki sıkıntımı, neşemi kemençeyle dile getiriyorum' 'Kemençe yapmak sabır ister, özen göstermek gerekiyor. Alın teri çok önemli'
TAYYİP HOŞBAŞ - Düzceli Ömer Demir, 9 yaşında çalmayı öğrendiği kemençeyi hem üretiyor hem de çeşitli organizasyonlarda çalarak geçimini sağlıyor.
Hayatını "kemençenin üç teli" olarak tanımlayan kemençe ustası ve sanatçısı 26 yaşındaki Ömer Demir için, küçükken gittiği bir düğünde karşılaştığı kemençe büyük anlam taşıyor.
Kalıcı Konutlar Bölgesi'ndeki atölyesinde çocuk yaşlardan beri kemençe üretimi yapan Demir, önce çalmayı daha sonra da üretimi öğrendi.
Kendi çabasıyla yapımını öğrendiği kemençeyi yanından hiç ayırmayan Demir, aynı zamanda eğitimini verdiği enstrümanı Karadeniz düğünlerinde çalıyor.
- "İlk kemençemi parçaladım"
Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kemençe ile bir düğünde tanıştığını söyledi.
"Küçük yaşlarda bir düğünde, üstadın birinin elinde kemençe gördüm." diyen Demir, şöyle konuştu:
"O zaman kendime kemençe yapmak istedim. Bu işin ustası oldum. Köydeki evimizin karşısında boş bir arazi vardı, kendime kerpiçten tuğla yaptım. Saman, toprak ve suyu karıştırıp kendime dükkan yaptım, 11 yaşındaydım o zaman. Dükkanımı kurdum, orada kemençe yapmaya başladım."
Annesinin, hediye aldığı kemençeyi parçalayıp 'Kemençe nasıl yapılır?' sorusuna cevap aradığını kaydeden Demir, "Annem, kemençe merağımı görünce bana ilk kemençemi aldı. Ben de 'Kemençe nasıl yapılır' diyerek, parçaladım, nasıl yapıldığını öğrendim. Daha sonra kendimi geliştirdim. Halen kemençe yapıyorum.
Düğün sırasında kemençe çalan ustayı gördüm, oradan meraklandım. Aslında kemençe yapmak aklımda yoktu. Elektronik cihazlara meraklı olmadığım için hem de bir uğraşım olsun diye girdim bu işe." ifadelerini kullandı.
- "Her yaptığım kemençe, bir öncekinden daha iyi"
Kemençe çalmanın heyecanlı olduğunu vurgulayan Demir, şunları kaydetti:
"Kemençe çalmak çok güzel bir duygu. Düğünlere, yayla şenliklerine gidiyorum. Türküler yazıyorum, içimdeki sıkıntımı, neşemi kemençeyle dile getiriyorum. Anında türkü atabilirim, hiç zorlanmam. İnsanların hevesini, o neşelerini görmek çok güzel bir duygu. Kemençe kursu veriyorum. Şu an çalıyorum ama bunu öğreteceğim birisi yok. Kemençe yapmak sabır ister, özen göstermek gerekiyor. Alın teri çok önemli. 17 senedir bu işin içindeyim. Ama insanlar böyle ustalık isteyen meslekleri artık merak etmiyor. Bu meslek yok oluyor, azim bitti. Sabırla olacak işler bunlar."
"Her yaptığım kemençe, bir öncekinden daha iyi." diyen Demir, bu işin de insanın olgunlaşması gibi olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Hayatını "kemençenin üç teli" olarak tanımlayan kemençe ustası ve sanatçısı 26 yaşındaki Ömer Demir için, küçükken gittiği bir düğünde karşılaştığı kemençe büyük anlam taşıyor.
Kalıcı Konutlar Bölgesi'ndeki atölyesinde çocuk yaşlardan beri kemençe üretimi yapan Demir, önce çalmayı daha sonra da üretimi öğrendi.
Kendi çabasıyla yapımını öğrendiği kemençeyi yanından hiç ayırmayan Demir, aynı zamanda eğitimini verdiği enstrümanı Karadeniz düğünlerinde çalıyor.
- "İlk kemençemi parçaladım"
Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kemençe ile bir düğünde tanıştığını söyledi.
"Küçük yaşlarda bir düğünde, üstadın birinin elinde kemençe gördüm." diyen Demir, şöyle konuştu:
"O zaman kendime kemençe yapmak istedim. Bu işin ustası oldum. Köydeki evimizin karşısında boş bir arazi vardı, kendime kerpiçten tuğla yaptım. Saman, toprak ve suyu karıştırıp kendime dükkan yaptım, 11 yaşındaydım o zaman. Dükkanımı kurdum, orada kemençe yapmaya başladım."
Annesinin, hediye aldığı kemençeyi parçalayıp 'Kemençe nasıl yapılır?' sorusuna cevap aradığını kaydeden Demir, "Annem, kemençe merağımı görünce bana ilk kemençemi aldı. Ben de 'Kemençe nasıl yapılır' diyerek, parçaladım, nasıl yapıldığını öğrendim. Daha sonra kendimi geliştirdim. Halen kemençe yapıyorum.
Düğün sırasında kemençe çalan ustayı gördüm, oradan meraklandım. Aslında kemençe yapmak aklımda yoktu. Elektronik cihazlara meraklı olmadığım için hem de bir uğraşım olsun diye girdim bu işe." ifadelerini kullandı.
- "Her yaptığım kemençe, bir öncekinden daha iyi"
Kemençe çalmanın heyecanlı olduğunu vurgulayan Demir, şunları kaydetti:
"Kemençe çalmak çok güzel bir duygu. Düğünlere, yayla şenliklerine gidiyorum. Türküler yazıyorum, içimdeki sıkıntımı, neşemi kemençeyle dile getiriyorum. Anında türkü atabilirim, hiç zorlanmam. İnsanların hevesini, o neşelerini görmek çok güzel bir duygu. Kemençe kursu veriyorum. Şu an çalıyorum ama bunu öğreteceğim birisi yok. Kemençe yapmak sabır ister, özen göstermek gerekiyor. Alın teri çok önemli. 17 senedir bu işin içindeyim. Ama insanlar böyle ustalık isteyen meslekleri artık merak etmiyor. Bu meslek yok oluyor, azim bitti. Sabırla olacak işler bunlar."
"Her yaptığım kemençe, bir öncekinden daha iyi." diyen Demir, bu işin de insanın olgunlaşması gibi olduğunu sözlerine ekledi.