İhlas Eğitim Kurumları '15 Temmuz Şehitlerini Yâd Etme' Programı Düzenlendi

İhlas Eğitim Kurumları’nda "15 Temmuz Şehitlerini Yâd Etme" programı gerçekleştirildi. Darbe gecesi yaşananların anlatıldığı programa 15 Temmuz gazileri konuk oldu.

İhlas Eğitim Kurumları '15 Temmuz Şehitlerini Yâd Etme' Programı Düzenlendi
İhlas Eğitim Kurumları Beylikdüzü kampüsünde “15 Temmuz Şehitlerini Yâd Etme” programı düzenlendi.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan etkinlik Kuran-ı Kerim Tilaveti ile devam etti. Programa 15 Temmuz gazilerinden Vahide Şefkatlioğlu ve Fatih Öztürk konuk oldu. Duygusal anların yaşandığı programda, gaziler 15 Temmuz’a dair anılarını anlattı. Öğrencilerin şiirler okuduğu, darbe girişimi ile ilgili videoların gösterildiği etkinlikte şehitler yâd edildi.

“Bu vatan için bir kere değil bin kere ölünür”

15 Temmuz gecesi şehit olan Mehmet Şefik Şefkatlioğlu’nun eşi 15 Temmuz gazisi Vahide Şefkatlioğlu o geceyi şu sözlerle anlattı:

“15 Temmuz gecesi uyuyordum, kardeşim telefon açtı ve darbe olduğunu söyledi.

Yataktan fırladım aklıma direk Suriye geldi. Ağlayarak içeri gittim eşime darbe olduğunu söyledim. Televizyonu açtık birkaç tane kanal gösteriyordu. Sonra bir tane komutanın rehin alındığını ve dışarı çıkma yasağının olduğunu söylediler. Hemen dışarı koştuk. Atış alanına doğru emniyetin oraya gittik. Yürekli imanlı gençlerin olduğunu gördüm. Daha sonra havalimanına doğru yürümeye başladık. Eşim bana eve git dedi.

Ölmek var dönmek yok bu yoldan artık dedim. Otobana çıktık baktığımızda her yer kıpkırmızıydı. Bayraklardan tankların geleceğini hiç tahmin edemezdik. Bir anda ateş ediliyor dediler. Eşim bariyerlerin üzerinden atlayalım dedi.

Eşime ben alttan geçeceğim sen üstten atla dedim. Eşim bariyerlerin üzerine bacağına attı ben elimi alttan koyduğumda tank üstümüzden geçti. O anda ’Allah’ dedim. Bir sıcaklık hissettim ve gözlerim kapandı ama hafızamı kaybetmedim. Bir gencin ablayı kurtaralım diye bağırışını duydum. Beni bir arabaya koydular. Bacaklarımın sallandığını hissediyordum. Uyandığımda doktorlar bacağımın bir tanesinin kesileceğini söylediler. Tabi ki bir şey söyleyemedim. Uyandığımda bacağımın bana söylenenden daha üstten kesildiğini gördüm. 11 ay diğer bacağımı kurtarmaya çalıştılar. Eşimi sorduğumda eşimin yaşadığını durumunun benden daha kötü olduğunu söylediler. 1 buçuk ay eşimin öldüğünü söylemediler bana. Sen güçlüsün, 3 tane çocuğun var. Sen her şeyin üstesinden gelirsin diye konuştular. Bu sefer şüphelenmeye başladım. En son bir akşam oğlum geldiğinde babasını görmek istediğimi söyledim. Bir kâğıttan bahsettiler. Bunun ölüm kâğıdı olduğunu anladım. Ben 11 ay eşimin mezarlığını göremedim. Bu vatan için bir kere değil bin kere ölünür.”

“Kanlı gece değil, şanlı gece”

Hiçbir zaman pişmanlık duymadığını vurgulayan Şefkatlioğlu, “Eşimin şehit olduğunu bildiğim için onun gururunu taşıyorum. Allah böyle bir mertebe, şeref verdiği için onur duyuyorum. Vatan sağ olsun. Ben o geceyi kanlı gece değil şanlı gece olarak anıyorum. Biz vatanımızı kurtardık. Allah bundan sonra böyle acılar göstermesin. Bundan sonra bizim ve gençlerin daha çok sahip çıkması gerekiyor” diye konuştu.

Fatih Sultan Mehmet şuuruyla hainlerin karşısına dikildik”

3 çocuk babası 15 Temmuz gazisi Fatih Öztürk ise o gece yaşananları şu sözlerle dile getirdi:

“O hain darbenin yapıldığı gece eve gittiğimde saat 10 buçuk civarındaydı. Haberlerde gördüm ve hemen evden çıktım. Allahın lütfuyla bir kanaat oluşmuştu darbe yapılacağına dair. Ümraniye’ye gidip oradan da Çengelköy’e uğradım. Çengelköy’de arkadaşları telkin ettikten sonra Ümraniye’ye dönüp oradan da olay yerine gittik. Olay yerine gittiğimizde yoğun bir ateş vardı. 8-10 arkadaş gittik. İlerleyen saatlerde önümüz boş ve askerler ateş ediyorlardı. Halkın elinde bayraklarla ‘Allah-u Ekber’ demekten başka hiç bir şey yapmadığı esnada sürekli ateş ettiler. Ateş esnasında bende bacağımdan vuruldum. Mermi önden girip arkadan çıktı. Hastaneye götürdüler beni. Acil müdahale yapıldıktan sonra başka bir hastaneye sevk edildim. Olayın kabul edilebilir, anlaşılabilir hiçbir yanı yok. Tarihimizde insanların iktidarı beğenmeyip karşı çıkması olmuştur. Ama ihanete rağmen çıkıp hiçbir halkı katletmemişlerdir. Biz orada vatanımızı, dinimizi, evlatlarımızı, namusumuzu ve seçtiğimiz iradeyi savunduk. Biz bunu kahramanlık olsun diye yapmadık, Fatih Sultan Mehmet nasıl bir şuurla İstanbul’u fethettiyse bizde aynı şuurla bu hainlerin karşısına dikildik.”
Kaynak: İHA