Bolu'da FETÖ'nün Adliye Yapılanması Davası

Haklarında dava açılan 5'i tutuklu 20 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Bolu Adliyesi yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında 5'i tutuklu 20 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Bolu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmaya, haklarında "terör örgütü üyeliği" suçlaması ile dava açılan tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı. Duruşma sanıkların dinlenmesi ile devam etti.

Savunmasında üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen tutuksuz sanık İ.G, kendisinin vatana ihanet eden bu terör örgütüne üye olmadığını ve hiçbir zaman desteklemediğini ileri sürdü.

"Fetullah Gülen alçağının da arkasından gitmedim. Emir ve talimat almadım. Hain terör örgütünü lanetliyorum." diyen sanık, "Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi'nin FETÖ'yü ilk defa terör örgütü sıfatıyla anan davanın sanığı olan oğlum S.G. Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden 2008’de mezun oldu. Bu süreçte ekonomik sorunlar yaşadım. Hamallık yaparak ve tabakhanede çalışarak nafakamı temin etmeye çalıştım. Oğlum okuduğu dönemde bana devlet yurdunda kaldığını söylemişti. Ben maddi sorunlar nedeniyle gidemediğimden nerde kaldığını öğrenemedim. Halbuki bunların yanında kalmış. Okulu da bitirememiş. Oğlumun o dönemde örgütle irtibatlı olup olmadığını bilemiyorum." şeklinde konuştu.

İ.G. suçun şahsiliği ilkesi doğrultusunda oğlunun suçunun ona ait olduğunu belirterek, "Oğlum bir suç işlemiş dahi olsa bu durum kendisini bağlar. Onun eyleminin benim hakkımda hukuki yaptırıma dahil olmaması gerekir. Hakkımdaki iddianın oğlumun hain yapının Ağrı’daki okullarında çalışmasından kaynaklandığını düşünmekteyim. Oğlumun suçlu olması beni de suçlu yapmayacağı kanaatindeyim." ifadesini kullandı.

- "Dindar olmakla cemaatçi olmayı eşit görüyorsunuz"

Aynı dava kapsamında eşi ve oğluyla yargılanan tutuklu sanık Nizamettin Başaran da üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek, Bank Asya'daki hesabını Kamboçya’ya eğitim için giden kızının ihtiyaçlarını gidermek için açtığını öne sürdü.

Örgüt bağlantısı dolayısıyla KHK ile kapatılan vakıfta çalıştığını kabul eden Başaran, "Vakfın örgüte müzahir olup olamadığını bilmiyorum. Ben sertifika aldım. Vakıf adına işletmelerin ilk kurulum aşamasında organizasyon yapıyordum. O şekilde çalışmıştım." dedi.

Mahkeme Başkanı Seyfi Han'ın "Bu vakıf örgüte müzahir miydi?" sorusu üzerine Başaran, "KHK ile kapandı. Örgüte müzahir mi bilmiyorum. Yani zaten besmele çekilerek yapıldığı için yapanın herhangi bir cemaatten olması gerekiyordu. O işi yapanın bir cemaatten olmama şansı yok. Çünkü besmele çekmek gerekiyor." cevabını verdi.

Bunun üzerine Seyfi Han, "Ne alakası var. Müslüman olan herkes besmele çekmiyor mu? Dindar olmakla cemaatçi olmayı eşit görüyorsunuz. O yüzden başımıza bunlar geliyor." ifadesini kullandı.

Tutuklu Sanık Ömer Temurok da hiçbir terör örgütü ile irtibatlı olmadığını savundu.

Aleyhine beyanda bulunan şahısların iddialarını kabul etmediğini dile getiren Temurok, "Tanık O.D, benim 'hocaefendi istesin tüm malvarlığımı satar ona veririm' dediğimi söylemiş. Benim maddi durumum çok kötü. Ben babama bile yardım etmeyen birisiyim. Bunu söylemem mümkün değildir." şeklinde konuştu.

Duruşmaya, diğer sanıkların da dinlenmesi için yarına kadar ara verildi.

Kaynak: AA