Arjantin'deki Ara Seçim
Seçimin galibi Devlet Başkanı Macri'nin desteklediği merkez sağ koalisyon hükümeti oldu.
Arjantin'de, iki kanatlı Ulusal Kongre üyelerinden bir kısmının yenileneceği ara seçimin galibi iktidardaki merkez sağ koalisyonu oldu.
BBC'nin haberine göre, Ulusal Kongre'deki milletvekillerinin bir bölümünü seçmek üzere sandık başına giden halkın tercihi, Arjantin Devlet Başkanı Mauricio Macri'nin desteklediği merkez sağ koalisyonu yönünde oldu.
Ülkede, 33 milyondan fazla kişi, 72 üyeli Senatonun 24 üyesini ve 257 üyeli Temsilciler Meclisinin 127 üyesini yeniden belirlemek üzere oy kullandı.
Macri'nin desteklediği "Değişelim" Koalisyonu (Cambiemos), ülkedeki 23 eyaletten 13'ünde zafer kazandı.
Macri, yaptığı açıklamada, "Çok şeyin değişebildiğini, bunu yapabildiğimizi gördük. Değişimden güç aldık, korkunun üstesinden geldik. Hakikat bize eşlik etti." dedi.
Diğer yandan, eski Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner'in partisi de Buenos Aires'deki Senato yarışında açık ara farkla ikinci oldu. Kirchner, böylelikle Senato'daki sandalyesini garanti altına aldı.
Kirchner, taraftarlarına teşekkür ederek, partisinin, Macri'nin ekonomik ajandasına karşı sıkı bir muhalefet olmayı sürdüreceğini belirtti.
Ülkede Senato üyeleri 6 yıllığına seçiliyor. 2 yılda bir yapılan seçimlerde sandalyelerin 3'te 1'i değişiyor. Temsilciler Meclisi üyeleri ise 4 yıllığına seçiliyor ve her 2 yılda bir sandalyelerin yarısı yenileniyor.
Her bir eyaletin ve özerk Buenos Aires kentinin 3’er senatörü bulunuyor.
Eski Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner, geçen yıl nisan ayında, devlet başkanlığı döneminde Arjantin Merkez Bankasının 15 milyar dolar tutarındaki vadeli sözleşmelerini bilinmeyen kişilere düşük fiyatlarla sattığı iddiasıyla açılan soruşturmada ifade vermişti.
Arjantin'de mahkeme, geçen yılın sonunda, Kirchner hakkında, 1994 yılında Buenos Aires'te 85 kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırılarının arkasında olduğu iddia edilen İranlı yetkilileri akladığı gerekçesiyle yeniden soruşturma başlatılmasını talep etmişti.
Kirchner, görevini kötüye kullandığı yönündeki suçlamaları birçok kez reddetmiş ve Devlet Başkanı Macri'yi politik baskı yapmakla suçlamıştı.
Kaynak: AA
BBC'nin haberine göre, Ulusal Kongre'deki milletvekillerinin bir bölümünü seçmek üzere sandık başına giden halkın tercihi, Arjantin Devlet Başkanı Mauricio Macri'nin desteklediği merkez sağ koalisyonu yönünde oldu.
Ülkede, 33 milyondan fazla kişi, 72 üyeli Senatonun 24 üyesini ve 257 üyeli Temsilciler Meclisinin 127 üyesini yeniden belirlemek üzere oy kullandı.
Macri'nin desteklediği "Değişelim" Koalisyonu (Cambiemos), ülkedeki 23 eyaletten 13'ünde zafer kazandı.
Macri, yaptığı açıklamada, "Çok şeyin değişebildiğini, bunu yapabildiğimizi gördük. Değişimden güç aldık, korkunun üstesinden geldik. Hakikat bize eşlik etti." dedi.
Diğer yandan, eski Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner'in partisi de Buenos Aires'deki Senato yarışında açık ara farkla ikinci oldu. Kirchner, böylelikle Senato'daki sandalyesini garanti altına aldı.
Kirchner, taraftarlarına teşekkür ederek, partisinin, Macri'nin ekonomik ajandasına karşı sıkı bir muhalefet olmayı sürdüreceğini belirtti.
Ülkede Senato üyeleri 6 yıllığına seçiliyor. 2 yılda bir yapılan seçimlerde sandalyelerin 3'te 1'i değişiyor. Temsilciler Meclisi üyeleri ise 4 yıllığına seçiliyor ve her 2 yılda bir sandalyelerin yarısı yenileniyor.
Her bir eyaletin ve özerk Buenos Aires kentinin 3’er senatörü bulunuyor.
Eski Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner, geçen yıl nisan ayında, devlet başkanlığı döneminde Arjantin Merkez Bankasının 15 milyar dolar tutarındaki vadeli sözleşmelerini bilinmeyen kişilere düşük fiyatlarla sattığı iddiasıyla açılan soruşturmada ifade vermişti.
Arjantin'de mahkeme, geçen yılın sonunda, Kirchner hakkında, 1994 yılında Buenos Aires'te 85 kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırılarının arkasında olduğu iddia edilen İranlı yetkilileri akladığı gerekçesiyle yeniden soruşturma başlatılmasını talep etmişti.
Kirchner, görevini kötüye kullandığı yönündeki suçlamaları birçok kez reddetmiş ve Devlet Başkanı Macri'yi politik baskı yapmakla suçlamıştı.