Harflerde Ayna Görüntüsü Algısında 'Disleksi' Şüphesi

Özellikle ayna görüntüsü algıları nedeniyle 'd, p, b', 'h, y', 'm, n' harfleri ile '6, 9', '12, 21' gibi rakamları, şekilleri ve sesleri benzeyen harfleri ve sözcükleri karıştıran çocuklarda disleksi şüphesinin akla getirilebileceğine dikkat çekildi Disleksi Öğrenme Güçlüğü Derneği Başkan Yardımcısı Oğuz: 'Bu çocuklarda, yön bozukluğu olduğu için hangi tarafa bakan sesin hangisi olduğunu ayırt edemiyor. Görüntüyü sabitlemekte de sıkıntı yaşayabiliyorlar. Bazen üç boyutlu görüyorlar''Dislektik çocuklarda zeka sorunu yoktur. Bilgiyi farklı şekilde işlemleme vardır' Dr. Şarda: 'Çocukların zeka performansları normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen ortaya çıkan akademik başarı, bununla uyuşmuyor. Farkı burada fark edebilirler. Çok zeki olduğunu düşündükleri bir çocuk, eğer bunları başaramıyorsa burada uyanık olmak gerekiyor'

Özellikle ayna görüntüsü algıları nedeniyle "d, p, b", "h, y", "m, n" harfleri ile "6, 9", "12, 21" gibi rakamları, şekilleri ve sesleri benzeyen harfleri ve sözcükleri karıştıran çocuklarda disleksi şüphesinin akla getirilebileceğine dikkat çekildi.

Disleksi Öğrenme Güçlüğü Derneği Başkan Yardımcısı Müberra Oğuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyadaki her 100 çocuktan yaklaşık 5'inin dislektik olduğunu belirtti.

Disleksinin, zekası normal ya da normalin üzerinde olan bireylerin dinleme, anlama, düşünce, kendini ifade etme, okuma, yazma ve matematik becerilerinde zekalarına göre daha düşük performans göstermeleri ile ortaya çıktığına işaret eden Oğuz, disleksinin bir öğrenme güçlüğü olarak tanımlanabileceğini bildirdi.

Oğuz, herkes tarafından çok akıllı oldukları fark edilen dislektik çocukların yanlış okuma, kötü yazma, ödev yapmaya karşı isteksizlik gibi davranışlar sergilediklerini dile getirdi.

- "Hangi tarafa bakan sesin hangisi olduğunu ayırt edemiyor"

Sağlıklı olmasına rağmen, yaşıtlarına göre geç konuşan, kelimeleri yanlış telaffuz eden, kavramları karıştıran çocuklarda, disleksinin akla gelmesi gerektiğine dikkati çeken Oğuz, şöyle devam etti:

"Alet kullanmada güçlük, daire, üçgen, kare gibi basit şekilleri düzgün çizememe gibi durumlarda da disleksi düşünülmelidir. Şekilleri ve sesleri benzeyen harfleri, sayıları ve sözcükleri karıştırıp yanlış okuyup, yanlış yazabilirler. Özellikle ayna algıları nedeniyle "d, p, b", "h, y", "m, n" harfleri ile 6, 9, 12, 21 gibi rakamları çok karıştırırlar. 'Çok, koç', 'ev, ve' gibi birbirine benzeyen kelimeler de sıklıkla karışır. Bu çocuklarda, yön bozukluğu olduğu için hangi tarafa bakan sesin hangisi olduğunu ayırt edemiyor. Görüntüyü sabitlemekte de sıkıntı yaşayabiliyorlar. Bazen üç boyutlu görüyorlar. Onlar gibi göremediğimiz için tam nasıl olduğunu anlatmak çok zor. Matematikte ileri yaşlarda parmakla hesap yaparlar. Sağ ve solu karıştırırlar. Dikkat ve bellek sorunları vardır. Zamanı ve günleri karıştırırlar. Kişilerin isimlerini, numaraları hafızalarında tutmada zorluk çekerler."

- Erken dönemde tanı önemli

Her dislektik çocukta bu belirtilerin tümünün görülmeyebileceğini aktaran Oğuz, bu çocukların çok akıllı ama aklını derse vermeyen çocuklar olarak algılanabileceklerini, ancak onlarda zeka sorununun bulunmadığını vurguladı.

Müberra Oğuz, "Onlarda bilgiyi farklı şekilde işlemleme vardır. Dislektik bireyler bilgiyi kalıp olarak almaz, çok iyi düşünürler, farklı fikirler üretirler, buluşlar yaparlar, zeki ve yaratıcıdırlar. Bilgiyi ezberlemez, sorgularlar, problemleri farklı yollarla çözerler." diye konuştu.

Dislektik çocukların bir veya birkaç alanda üstün yetenekleri bulunabileceğine değinen Oğuz, özel ilgi alanlarında beklenenin üzerinde bilgiye sahip olduklarında üstün beceri göstereceklerini bildirdi.

Oğuz, dislekside erken dönemde tanı konulmasının ve zaman kaybetmeden tedavi sürecinin başlaması gerektiğini kaydetti.

- Oğlunun dil ve aşçılıktaki yeteneği ortaya çıktı

Oğluna tanı konulmasının ardından açtığı merkez ile disleksi ile mücadele eden ve bu konuda ailelere ve çocuklara danışmanlık yapan Doktor Selma Şarda ise kişinin normal veya üstün zeka düzeyinde olmasına rağmen, okuma, yazma ve dil becerilerinde problem yaşamasına sebep olan özel öğrenme bozukluğunun disleksi olduğunu ifade etti.

Disleksinin dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren bir öğrenme bozukluğu olduğuna işaret eden Şarda, ilkokula başlayan disleksili çocukların eğitim alabilecek zihinsel gelişimi henüz tamamlanmadığı için okumada, yazmada ve matematiksel işlemleri kavramada zorluk çektiğini anlattı.

Dislektiklerin zeka düzeyleri düşük olmadığı gibi özel yeteneklere de sahip olabileceklerini dile getiren Şarda, şöyle devam etti:

"Okuma güçlüğünde özellikle harfleri, sesleri tanımakta, gördüğü sesi çıkarmakta zorlanan, okumayı birleştirmeye başladıklarında hece ekleyen ya da hece atlayan veya yanlış ses çıkaran çocuklarda mutlaka disleksi akılda bulundurulmalıdır. Bu çocuklarda yazı yazma, matematik güçlüğü de görülebiliyor. Sağını solunu karıştırırlar."

- "Uyanık olmak gerekiyor"

Disleksili çocukların pek çok alanda sorun yaşayabildiğini belirten Şarda, "Çocukların zeka performansları normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen ortaya çıkan akademik başarı, bununla uyuşmuyor. Farkı burada fark edebilirler. Çok zeki olduğunu düşündükleri bir çocuk, eğer bunları başaramıyorsa burada uyanık olmak gerekiyor." ifadesini kullandı.

Şarda, disleksi konusunda tüm okulların bağlı olduğu rehberlik araştırma merkezlerinden bu konuda rahatlıkla destek alınabileceğini söyledi.

Disleksiye bir hastalık olarak bakılmaması gerektiğine dikkati çeken Şarda, bunun özel eğitimle aşılabileceğini, disleksinin derecelerinin olduğunu ve becerilerin en az 1 yıllık bir süre sonunda kazandırılabileceğini bildirdi.

Şarda, 17 yaşındaki oğlunun çok kolay dil öğrenme yeteneğinin keşfedildiğini belirterek, iyi seviyede İngilizce, orta seviyede de Rusça ve Almanca bilen çocuğunun, ayrıca çok güzel yemek yaptığını belirterek, "Belki oğlum, dil bilen çok iyi bir aşçı olabilir." dedi.

Kaynak: AA