Beypazarı'nda Telkari Sanatını Geliştirmeye Çalışıyorlar

Başkentin tarihi ve turistik ilçesi Beypazarı'nda gümüşü dantel gibi işleyen telkari ustaları bu sanatı geliştirmek için çaba sarf ediyor Telkari ustası Işık: 'Yurdumuzda yok olmaya yüz tutmuş sanat kollarımızın canlandırılmasında Beypazarı'nın örnek olduğunu görüyoruz' Gümüş işleme ustası Ünlü: 'Arkadan yetişen çırak, kalfa olmayınca bir noktaya gelindiğinde bu el sanatları bitecek. Birçok arkadaş el sanatıyla yaptığı işleri değil de döküm işlerini satmaya başladı. Bu da gümüş işlemeciliğine, el sanatına darbe vuruyor'

Ankara'nın tarihi ve turistik ilçesi Beypazarı'nda, gümüşün dantel gibi işlendiği telkari sanatını ustaları geliştirmeye çabalıyor.

"Tel durumundaki gümüşü, altını örerek veya bir şey üzerine kakarak yapılan iş" olarak tanımlanan ancak altının pahalı olması nedeniyle daha çok gümüşün kullanıldığı telkari, ilçede önemli sanat dallarından biri.

Gümüş ve telkari ustası Orhan Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuk denecek yaşta gümüş işleme ustasının yanına çırak verildiğini ve bugün meslekte 40. yılını tamamladığını söyledi.

Beypazarı denilince gümüş, gümüş denilince de akla telkarinin geldiğini anlatan Işık, burada gümüş işleme sanatı tarihinin 13. yüzyıla kadar gittiğini hatırlattı. Işık, şöyle konuştu:

"Tarih boyunca önemli ticaret yolları üzerinde bulunan ve geçmişte çok önemli pazarların kurulduğu Beypazarı ilçesinde herhangi bir gümüş madeni yoktur. Eskiden olduğu gibi bugün de gümüş başka illerden getirilir. Daha çok süs eşyaları ve takılarının yapıldığı gözlemlenmektedir. Külçe halinde getirilen gümüş birçok safhalardan geçirilerek işlenir. Kullanılan teknik telkaridir. Eritilip tel haline getirilen gümüş, haddeden geçirilerek inceltilir. Hemen hemen saf halde olduğu için kolayca bükülür. Sanatkar, küçük el aletleri kullanarak telleri istediği şekilde keser ve kıvırır. Parçaları birbirine gümüş kaynak kullanarak kaynatır ve eserini ortaya çıkarır."

- "İlçede yüzlerce kişi bu sanat dalında çalışıyor"

Bugün ilçede planlı güzel bir çarşı içinde gümüş ustalarının bir araya toplandığını dile getiren Işık, şöyle devam etti:

"Gümüş işlemeciliği, büyük sabır gerektiren bir çalışmadır. El emeği göz nuru olarak, dikkat ve özenli işçilik gerektiren bir teknikle çalışılır. Yurdumuzda yok olmaya yüz tutmuş sanat kollarımızın canlandırılmasında Beypazarı'nın örnek olduğunu görüyoruz."

- Telkari işlemeli ibrikler

Işık, telkaride tel ne kadar ince olursa takının değerinin de o kadar arttığını vurgulayarak, "Ham maddesi altın ve gümüştür. Altın pahalı olduğundan genellikle gümüş kullanılır. Gümüş takı çeşitleri kemer, kolye, iğne, başlık ve tılsım olarak sıralanabilir. Telkarideki motifler, tabiatın Türk-İslam düşüncesi ile yorumlanışını ve Türk zevkini aksettirir. Görüldüğü gibi, ibriklerin yapımı aylarımızı aldı. Bunlar da 400-500 gram dolayında 925 gram gümüş kullanıldı."

- "Eskiden çırak çok olurdu. Şimdi çırak bulunmuyor"

Eski Kuyumcular ve Bakırcılar Odası Başkanı olan gümüş işleme ustası Hüsnü Ünlü de el sanatlarının gereken değeri görmesi gerektiğini belirterek, gümüş işlemecilğinin yok olup gitmemesi için çabaladıklarını kaydetti.

Gümüş işiyle uğraşan atölye ve satış mağazasının 60 dolayında bulunduğunu, eskiden bu sayının çok daha fazla olduğunu aktaran Ünlü, şunları aktardı:

"Eskiden gümüş atölyelerinde çalışan da çoktu. Birçok usta emekli oldu, işi bıraktı. Eskiden çırak çok olurdu. Şimdi çırak bulunmuyor. Kimse de çocuğunu çıraklığa vermiyor. Arkadan yetişen çırak, kalfa da olmayınca bir noktaya gelindiğinde bu el sanatları bitecek. Birçok arkadaş el sanatıyla yaptığı işleri değil de döküm işlerini satmaya başladı. Bu da gümüş işlemeciliğine, el sanatına darbe vuruyor."

Kaynak: AA