Kırsal Alanda Kadının Güçlendirilmesi Alt Komisyonu
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu bünyesinde oluşturulan alt komisyon, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin faaliyet ve önerilerini dinledi Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı Başkanı Akçar: 'Mevzuatta kadın kooperatifçiliği klasik ticari kooperatifler gibi görülüyor, sermeye kuruluşları gibi algılanıyor. Halbuki bunlar emek kuruluşları. Mevzuatla ilgili sorunların çözülmesi önemli'
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu bünyesinde oluşturulan Kırsal Alanda Kadının Güçlendirilmesi ve Kırsalda Kadın Girişimciliğinin Desteklenmesi Alt Komisyonu, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin faaliyet ve önerilerini dinledi.
Alt Komisyon, AK Parti Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç, başkanlığında toplandı.
Komisyon Başkanı Gözgeç, ülkelerin kalkınmasında tarımsal üretim ve işgücünün verimli hale getirilmesinin hayati öneme sahip olduğunu söyledi.
Kırsal hayatın sürekliliğinin sağlanmasında en önemli rolü kadınların üstlendiğini ifade eden Gözgeç, "Ülkemiz nüfusunun üçte biri kırsalda yaşıyor ve bunun çoğunluğunu da kadınlarımız oluşturuyor. Bu nedenle bizler kırsal alanda kadının güçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu güçlendirmenin başında eğitim, sağlık, kamusal hizmetlere ulaşım, tarımsal üretim, girişimcilik, pazarlama, örgütlenme ve sosyal güvenlik geliyor." dedi.
Çeşitli bakanlıkların bu konularda faaliyetleri bulunduğunu anlatan Gözgeç, bakanlık faaliyetlerine sivil toplum kuruluşlarının da önemli destek verdiğini kaydetti.
- "Dünya nüfusunun yarısının serveti 62 kişinin elinde"
Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı Başkanı Şengül Akçar, yoksul kadınlarla birlikte yaklaşık 30 yıldır süren bir faaliyet ağına sahip olduklarını söyledi.
Sivil toplum kuruluşları olarak amaçlarının Türkiye'nin sorunlarını çözmek olmadığını, iyi örnekler ortaya koyabilmek adına faaliyet yürüttüklerini ifade eden Akçar, şunları kaydetti:
"Yapılan bir araştırmaya göre dünya nüfusunun yarısının serveti 62 kişinin elinde bulunuyor. Böyle bir gelir adaletsizliği var. Gelir dağılımındaki adaletsizlik noktasında insanlar mutsuz oluyor. Türkiye'de de bu eşitsizlik artma yönünde. Türkiye, bakıldığında dünyada insani yardım konusunda başarılı olan ikinci ülke. Yurt dışı kalkınma yardımlarında ise dünyada 11'inci sırada. Bu müthiş bir rakam. Bu sonuçlara bakıldığında, Türkiye'nin kendi içinde yoksulluğun artık söz konusu olmaması lazım."
Akçar, vakıf olarak daha çok şehirlerdeki yoksul kadınlara yönelik faaliyet yürüttüklerini, ancak son 5 yılda bunu kırsala da yaydıklarını belirtti.
En önemli faaliyetleri arasında kadınlar arasında kooperatifleşme çalışmasının öne çıktığına değinen Akçar, bu konunun Avrupa'da sosyal kooperatif kavramına denk düştüğünü vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bu işin Avrupa'da altyapısı mevcut. Sosyal alanlarda devlet ihaleleri bu kooperatiflere verilmekte. Bir nevi pozitif ayrımcılık yapılıyor. Sosyal kooperatifler çok uluslu şirketlerden yüzde 25 daha fazla istihdam yaratıyor. Böyle bir modeli görmezlikten gelemeyiz. Bizim bu fikrimiz tuttu ve vakıf olarak yaptığımız en başarılı iş diyebiliriz. Ancak kadın kooperatifçiliği alanında çok fazla sorun var. Mevzuatta kadın kooperatifçiliği klasik ticari kooperatifler gibi görülüyor, sermeye kuruluşları gibi algılanıyor. Halbuki bunlar emek kuruluşları. Mevzuatla ilgili sorunların çözülmesi önemli."
Kırsalda halk eğitimlerinin ciddiye alınması, bu kurumların istihdama hazır insan üretecekse konuya başka pencereden bakması gerektiğini dile getiren Akçar, "Halk eğitimlerde emek var ama yapılan el işi üretimi kadını ekonomiye dahil etmiyor. Tescilli ürünün pazarlanması önemli. Avrupa'da 2 bin tescilli ürün yer alırken bu rakam Türkiye'de 200. Bu iyi bir şey ama bu ürünlerden 3 tanesi Avrupa'da dolaşabiliyor. Bakıldığında bir sürü ürün ortaya çıkabilir." ifadelerini kullandı.
Girişimci İş Kadınları ve Destekleme Derneği (ANGİKAD) Başkanı Yeşim Belli, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Ankara Temsilcisi Sinem Ulutürk Cimbiş, Kadın ve Demokrasi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Kübra Saruhan, Bursa Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürü Esra Uzun, Anne Çocuk Eğitim Vakfı Temsilcisi Meltem Cantürk ve Hüsnü Özyeğin Vakfı Temsilcisi Murat Bayramoğlu da kırsalda kadının desteklenmesi noktasında yürütülen faaliyetlere ilişkin sunumda bulundu.
Kaynak: AA
Alt Komisyon, AK Parti Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç, başkanlığında toplandı.
Komisyon Başkanı Gözgeç, ülkelerin kalkınmasında tarımsal üretim ve işgücünün verimli hale getirilmesinin hayati öneme sahip olduğunu söyledi.
Kırsal hayatın sürekliliğinin sağlanmasında en önemli rolü kadınların üstlendiğini ifade eden Gözgeç, "Ülkemiz nüfusunun üçte biri kırsalda yaşıyor ve bunun çoğunluğunu da kadınlarımız oluşturuyor. Bu nedenle bizler kırsal alanda kadının güçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu güçlendirmenin başında eğitim, sağlık, kamusal hizmetlere ulaşım, tarımsal üretim, girişimcilik, pazarlama, örgütlenme ve sosyal güvenlik geliyor." dedi.
Çeşitli bakanlıkların bu konularda faaliyetleri bulunduğunu anlatan Gözgeç, bakanlık faaliyetlerine sivil toplum kuruluşlarının da önemli destek verdiğini kaydetti.
- "Dünya nüfusunun yarısının serveti 62 kişinin elinde"
Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı Başkanı Şengül Akçar, yoksul kadınlarla birlikte yaklaşık 30 yıldır süren bir faaliyet ağına sahip olduklarını söyledi.
Sivil toplum kuruluşları olarak amaçlarının Türkiye'nin sorunlarını çözmek olmadığını, iyi örnekler ortaya koyabilmek adına faaliyet yürüttüklerini ifade eden Akçar, şunları kaydetti:
"Yapılan bir araştırmaya göre dünya nüfusunun yarısının serveti 62 kişinin elinde bulunuyor. Böyle bir gelir adaletsizliği var. Gelir dağılımındaki adaletsizlik noktasında insanlar mutsuz oluyor. Türkiye'de de bu eşitsizlik artma yönünde. Türkiye, bakıldığında dünyada insani yardım konusunda başarılı olan ikinci ülke. Yurt dışı kalkınma yardımlarında ise dünyada 11'inci sırada. Bu müthiş bir rakam. Bu sonuçlara bakıldığında, Türkiye'nin kendi içinde yoksulluğun artık söz konusu olmaması lazım."
Akçar, vakıf olarak daha çok şehirlerdeki yoksul kadınlara yönelik faaliyet yürüttüklerini, ancak son 5 yılda bunu kırsala da yaydıklarını belirtti.
En önemli faaliyetleri arasında kadınlar arasında kooperatifleşme çalışmasının öne çıktığına değinen Akçar, bu konunun Avrupa'da sosyal kooperatif kavramına denk düştüğünü vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bu işin Avrupa'da altyapısı mevcut. Sosyal alanlarda devlet ihaleleri bu kooperatiflere verilmekte. Bir nevi pozitif ayrımcılık yapılıyor. Sosyal kooperatifler çok uluslu şirketlerden yüzde 25 daha fazla istihdam yaratıyor. Böyle bir modeli görmezlikten gelemeyiz. Bizim bu fikrimiz tuttu ve vakıf olarak yaptığımız en başarılı iş diyebiliriz. Ancak kadın kooperatifçiliği alanında çok fazla sorun var. Mevzuatta kadın kooperatifçiliği klasik ticari kooperatifler gibi görülüyor, sermeye kuruluşları gibi algılanıyor. Halbuki bunlar emek kuruluşları. Mevzuatla ilgili sorunların çözülmesi önemli."
Kırsalda halk eğitimlerinin ciddiye alınması, bu kurumların istihdama hazır insan üretecekse konuya başka pencereden bakması gerektiğini dile getiren Akçar, "Halk eğitimlerde emek var ama yapılan el işi üretimi kadını ekonomiye dahil etmiyor. Tescilli ürünün pazarlanması önemli. Avrupa'da 2 bin tescilli ürün yer alırken bu rakam Türkiye'de 200. Bu iyi bir şey ama bu ürünlerden 3 tanesi Avrupa'da dolaşabiliyor. Bakıldığında bir sürü ürün ortaya çıkabilir." ifadelerini kullandı.
Girişimci İş Kadınları ve Destekleme Derneği (ANGİKAD) Başkanı Yeşim Belli, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Ankara Temsilcisi Sinem Ulutürk Cimbiş, Kadın ve Demokrasi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Kübra Saruhan, Bursa Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürü Esra Uzun, Anne Çocuk Eğitim Vakfı Temsilcisi Meltem Cantürk ve Hüsnü Özyeğin Vakfı Temsilcisi Murat Bayramoğlu da kırsalda kadının desteklenmesi noktasında yürütülen faaliyetlere ilişkin sunumda bulundu.