Artrit Hastalarının Hayatı Belgesel Oldu

Nebil Özgentürk'ün yönetmenliğinde Romatoid Atrit ve Ankilozan Spondilit hastalarının öykülerinden yola çıkılarak hazırlanan 'Bi'çaresizlikten Bi'çareye, hayata sarılmak' belgeseli tanıtıldı Yönetmen Özgentürk: 'Hastalar, bir zamanlar yaşadıkları o dayanılmaz acıları anlattı. Kamera arkasından gözlerindeki o tarifsiz acıyı yakalamaya çalıştık. 35 dakikalık belgeselde umutsuzlukla huzur arasındaki köprüyü izleyeceksiniz'

Nebil Özgentürk’ün yönetmen koltuğuna oturduğu, Romatoid Atrit (RA) ve Ankilozan Spondilit (AS) hastalarının öykülerinden yola çıkılarak hazırlanan "Bi'çaresizlikten Bi'çareye, hayata sarılmak" belgeselinin tanıtımı yapıldı.

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Özbek, bir otelde düzenlenen basın toplantısında, Dünya Artrit Günü dolayısıyla hazırlanan "Bi'çaresizlikten Bi'çareye, hayata sarılmak" konulu belgeselin RA ve AS hastası 6 kişinin hayatını konu edindiğini söyledi.

Artritin, başta küçük eklemler olmak üzere tüm eklemlerde şişlik ve katılığa yol açan, vücut tarafından üretilen iltihabi bir hastalık olduğunu belirten Özbek, "Bu hastalıklar; eğer erkenden tanınır ve gerekli önlemler alınırsa belki de yaşam boyu sürebilecek bir iç savaş gibi düşünülebilir. Inflamatuar artrit grubunda en sık görülen hastalıklar olan Romatoid Artrit (RA) ve Ankilozan Spondilit (AS) bugün, kadın erkek, genç yaşlı demeden hem iş gücü kaybına sebep oluyor hem de yaşam kalitesi düşürerek yaşam süresini kısalttığı için toplumun her kesiminden bireyin hayatını olumsuz etkiliyor." diye konuştu.

Özbek, çocuklar da dahil olmak üzere her yaş ve cinsiyet grubunu etkileyen ınflamatuar artrit grubu hastalıklarından RA'nın Türkiye'de her bin kişiden yaklaşık 5'inde görüldüğünü söyledi.

AS'nin de her bin kişiden 5'inde görüldüğünü dile getiren Özbek, "AS, ilk belirtilerini 15 ile 40 yaşları arasında gösteriyor ve özellikle omurgada neden olduğu iltihaplanma sonucunda kalça ve belin aşağı kısımlarında sabahları ağrı ve tutuklukla ortaya çıkıyor." ifadelerini kullandı.

Bu hastalıklarda erken teşhisin çok önemli olduğunu vurgulayan Özbek, şunları kaydetti:

"Belgesel, RA ve AS hastalıklarının 70’li yıllardan günümüze kadar hem teşhis hem de tedavileri açısından değişime ışık tutuyor. 1970'li yılarda hasta eşinin acılarını ve tedavi sürecini not alan bir hasta yakını belgeselimize ışık tutuyor. RA ve AS, bugün en sık görülen iki romatizmal hastalık. Erken teşhisin hayati önem taşıdığı bu rahatsızlıklardan RA, el bilekleri, elin küçük eklemleri ile dizler, dirsekler, ayak bilekleri ve yine ayağın küçük eklemlerinde bağışıklık sisteminin kendi öz hücrelerine karşı yarattığı iltihaplanmalar sonucu oluyor. AS ise omurga, kuyruk sokumu kemiği ve leğen kemiğini birleştiren eklemleri etkiliyor. Her iki hastalık da geç teşhis ve tedavi edilmesi durumunda ciddi sakatlıklara ve deformasyonlara neden olarak insanlarda önemli derecede iş gücü kaybına neden oluyor, yaşam kalitesinde ve yaşam süresinde azalmaya neden oluyor."

Belgeselin yönetmeni Nebil Özgentürk de çekimler boyunca hastaların gerçek hayat hikayelerine tanık olmanın kendisini duygulandırdığını söyledi.

Özgentürk, belgeselde hayatlarına dokundukları insanların artık daha iyi olduğunu ifade ederek, "Hastalar, bir zamanlar yaşadıkları o dayanılmaz acıları anlattı. Kamera arkasından gözlerindeki o tarifsiz acıyı yakalamaya çalıştık. 35 dakikalık belgeselde umutsuzlukla huzur arasındaki köprüyü izleyeceksiniz. Hasta eşi Pakize Yel'in acılarını kağıda döken Ziya Yel, doktorlara göre hastalığın seyri için notlar aldı belki ama ben orada çok büyük bir aşk gördüm." diye konuştu.

Toplantıda, hayatları belgesele konu edilen hastalar da teşhis ve tedavi süreçlerini anlattı.
Kaynak: AA