'Yazar Yıldırım Ağanoğlu Açıklaması 'Balkanlar Bir Toprak Kaybı Değil Vatan Kaybıdır'
Araştırmacı Yazar Yıldırım Ağanoğlu, “Rumeli Saati” isimli seminerde Osmanlı İmparatorluğu’nun izlerini en iyi şekilde taşıyan şehirlerden biri ve aynı zamanda Bağcılar Belediyesi’yle de kardeş belediye olan Arnavutluk’un Berat şehrini anlattı. Şehri tarihinden coğrafyasına kadar tüm yönleriyle anlatan Ağanoğlu, “Balkanlar bir toprak kaybı değil vatan kaybıdır. Balkanlara gidince oranın Osmanlı’ya dair İstanbul’dan fazla izler taşıdığını göreceksiniz” dedi.
Programın konuğu araştırmacı yazar Yıldırım Ağanoğlu, salonu dolduran öğrencilere Arnavutluk’un Berat şehri hakkında tarihi, coğrafi, siyasi ve ekonomik yapısı hakkında bilgiler verdi.
“Gorica Köprüsü şehri Hristiyan ve Müslüman mahallesi olarak ikiye ayırıyor”
Ağanoğlu, “Bağcılar Belediyesi’nin 40’a yakın kardeş belediyesi var. Bunlardan biri de Arnavutluk’ta bulunan Berat Belediyesi. 65 bin nüfuslu Berat’ın yüz ölçümü 379 kilometrekare. Berat, kayalık bir tepe üzerinde kale olarak kurulan bir şehir. Şehrin ilk ismi Antipatrea, daha sonra Belgrad ismini alıyor. 1417 yılında Osmanlı burayı fethetti. Osmanlıya geçince de diğer Belgrad şehriyle karışmasın diye l ve g harfleri düşürülüyor ve Berat oluyor. Arnavutluk’un en büyük şehriydi. Osmanlı zamanında 30 mahalle, 500 ev, 5 medrese, 26 cami, 17 tekkesi vardı. Osumi nehrinin üzerinde Gorica Köprüsü şehri Hristiyan ve Müslüman mahallesi olarak ikiye ayırıyor. Şehrin geçim kaynağı tarım ve ticaret. Buğday, arpa ve mısır tarımı ön planda ayrıca altın ve gümüşten bardakları da önemli” dedi.
“Balkanlarda birçok şehir Türkiye’den daha Osmanlı kokuyor”
Berat’ın Osmanlı izlerini en iyi taşıyan şehirlerden biri olduğunu belirten Ağanoğlu, “Balkanlarda birçok şehir Türkiye’den daha Osmanlı kokuyor. Osmanlı’yı iki ayağı üzerinde duran bir insan olarak düşünürsek bir ayağı olan Balkanlar’ı kaybedince tek ayağı olan Türkiye üzerine fazla duramadı ve yıkıldı. Yerine de Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Balkanlar, Balkan harbiyle elimizden çıktı. Balkan bir toprak kaybı değil bir vatan kaybı. Balkanlara gidince oranın Osmanlı’ya dair İstanbul’dan fazla izler taşıdığını göreceksiniz. 1945’te Komünist Arnavutluk kuruluyor ve 1990’a kadar baskı rejimi devam ediyor. 90’ların sonunda özgürlük buraya da vuruyor ve demokratik bir ülke haline geliyor. 1961 yılında Berat şehri bir müze şehri haline getirildi.
2008 yılında ise UNESCO Dünya Mirası Koruma Kongresi’nde Berat dünya mirası olarak kabul edildi. Berat’ın en büyük özelliklerinde biri evleri. Yamaca inşa edilmiş evlerden hiçbiri diğerinin görüş mesafesini kapatmıyor. Bu durum günümüz belediyelerine de örnek olsun” diye konuştu.