Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sert FETÖ mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Büyükelçiler Konferansı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sert FETÖ mesajı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sert FETÖ mesajı
Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

'Binlerce yıllık devlet geleneğine sahip devletimiz için, cumhuriyetin 100. yılı bir mihenk taşıdır. İnşallah 2023 aynı zamanda bizi 2053 ve 2071 vizyonumuza taşıyacak bir sıçrama noktası olacaktır.

Geçtiğimiz yıl yine bu konferasta FETÖ'ye ayrı bir yer vermiştim. Bu şer şebekesinin bir ihanet çizgisine sahip olduğunu ifade etmiştim. 15 Temmuz gecesi yaşananlar endişeleri teyit etmiş, bizi haklı çıkarmıştır. 15 Temmuz ilk ihanet değildir fakat hedefleri uygulayacıları ve sonuçları bakımından en büyük ihanettir. 15 Temmuz gecesi kadını erkeği, genci yaşlısı tüm Türkiye adeta şaha kalktı. Milletimiz iradesine, hükümetine, devletine sahip çıktı. İddianameler tamamlandıkça hem ihanetin büyüklüğünü, hem milletin mücadelesini daha iyi anlıyor ve görüyoruz. Ben şahsen böyle bir aziz milletin evladı olduğum için bununla şeref duyuyorum.

15 Temmuz nasıl içeride hainlerle tan aşıklarını ayırdıysa dışarıda da aynıdır. Dostlarımız için bir turnusol kağıdı oldu. On yıllardır bize insan hakları, özgürlük dersi verenler bekle-gör politikası izlemiştir. Kara gün dostluğunu ilan eden belli ülkerin dışında, destek mesajları darbe girişimi başarısız olduktan sonra gelmeye başlamıştır. Burada empati eksikliğinden bahsetmiyorum, kayıtsızlıktan, umursamazlıktan, darbenin başarılı olmasını ummaktan bahsediyorum.

Aynı ikircikli tavır, darbeciler karşısında aldığımız yasal tedbirler konusunda da devam ediyor. Gözü yaşlı çocuklar, yüreği dağlanmış analar hiçbir şekilde gündeme gelmiyor. Bizim yaşadığımız hadiselerin onda birine dahi maruz kalmayanların aldığı önlemler ortadayken, OHAL ve diğer tedbirler bu çevreler tarafından insafsızca eleştiriliyor. Darbeciler, FETÖ üyeleri, eli kanlı katiller kimi Avrupa ülkelerinde mağdur gibi karşılanmak, kol kanat gerilmektedir. FETÖ'cü ve PKK'lı teröristlere altın tepside bunlar sunuluyor. Dost demeye dilim varmıyor ama en azından müttefik bildiğimiz bu ülkeler için üzülüyoruz. Ülkemizde kara listede olup kaçan FETÖ mensubu ABD'de bir üniversitede rektör olarak atanabiliyor. Bu ne menem iştir. Avrupa değerlerinin ayaklar altına alınmasını kabullenemiyorum.


17-25 Aralık'tan itibaren son 3 yıldır hayata geçirdiğimiz tebirler sayesinde FETÖ ile mücadelede belli mesafe kat etmiştik. 15 Temmuz'dan sonra kamuda FETÖ ile irtibatlı kişileri büyük ölçüde temizledik. 6 ülkede FETÖ okulları kapatıldı. 2 ülkede el konuldu. 7 ülkede ise Türkiye Maarif Vakfı'na devredildi. 40 yıldır sinsi bir kanser hücresi gibi içimizde büyüyen böyle bir örgütle mücadele muhakkak kolay değildir. Uzun zaman ve mesai alacaktır. FETÖ'nün manipülasyonlarına karşı daima mütekayyüz olacağız.

Sadece Charter Schollardan yılda 500 milyon dolar devşiriyor. Bu belli merkezlere dağıtılıyor. PKK, Asala, FETÖ'cüler el ele eylem yapıyorlar. Bu yapının Dışişlerine de sirayet ettiğini biliyorum. Personel sayınız azalsa da mücadeleyi özveriyle yürüttüğünüz için teşekkür ediyorum. Siz gayret gösterdikçe bizden de gereken desteği göreceksiniz. Bu belayı devletimizin ve milletimizin başından defedeceğiz.

Bir yandan FETÖ ile cebelleşirken, PKK ile, DEAŞ'la mücadele ediyoruz. Bunların amacı ülkemizi bir çatışmanın içine çekmektir. Bu örgütler Suriye ve Irak'taki ateşi ülkemize taşımaya çalışıyorlar. Bilhassa ülkemizi turizm yönünden yaralamak istiyorlar. Baız kesimlerden aldıkları açık desteğe rağmen hamd olsun bunu başaramadılar.

Birileri DEAŞ'ın terörü üzerinden İslam düşmanlığı yapıyor. Kimi Batılı siyasetçiler bu istismara sarılmış durumdalar. Avrupalı insanlarımızın ibadethane, işyerlerine yönelik saldırıların arttığına şahit oluyoruz. Açık ve net söylüyorum bunun adı ateşle oynamaktır. Kültürel ırkçılık, endişelerimizi ciddi olarak artırmaktadır. Tüm dünyada barış ve huzurun idamesi için bu çok tehlikelidir.

İslam karşıtlığı ve kültürel ırkçılıkla mücadelede Türk toplumu yalnız değildir. İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığını devletimizin öncelikli gündemine aldık. Dünyanın her yerinde ülkemize ve vatandaşlarımıza karşı şiddeti, terörü ve nefreti teşvik ve ittifak eden ülkelere karşı sivil toplum mücadelesini yürütmeliyiz.

DEAŞ'a karşı kurulan uluslararası koalisyonun ataleti ibretliktir. DEAŞ'la mücadele konusunda müttefiklerimizin sınıfta kaldıklarını söylemek istiyorum. Kurtarılmış bölgelerin oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Masada ve sahada olmaya devam edeceğiz. Irak'taki gelişmelere de kayıtsız kalmayacağız.

Dış politikamızı dar kalıplara, bekle görlere mahkum edemeyiz. Önce tedbir sonra tevekkül diyerek önlem almalı, devrede kalmalı, aktif çaba göstermeliyiz.