'1980 Darbesi Gibi Her Şeyin İki Saat İçerisinde Biteceğini' Düşünmüş

Malatya'da FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin aralarında generallerin de bulunduğu 76 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, 2. Ordu Komutanlığı nizamiyesinde polis ve jandarmayla çatışan tutuklu Yüzbaşı Kemal Keskin'in ifadelerine, '1980 darbesi gibi her şeyin iki saat içerisinde biteceğini' düşündüğü yansıdı İddianamede, ayrıca Huduti'nin emir subayı Binbaşı Sedat Kaya'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Mayıs 2016'da 2. Ordu Komutanlığını ziyaretinde Cumhurbaşkanlığı korumalarının, Erdoğan'ın kalacağı odada arama yapmak istediği ancak Kaya'nın buna izin vermediği, yapılan görüşmeler sonunda odanın aranabildiği aktarıldı

VOLKAN KAŞİK - Malatya'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimiyle ilgili hazırlanan iddianamede, 2. Ordu Komutanlığı nizamiyesinde polis ve jandarmayla çatışan tutuklu yüzbaşı Kemal Keskin'in, '1980 darbesi gibi her şeyin iki saat içerisinde biteceğini' düşündüğünü ifade ettiği bilgisine yer verildi.

Cumhuriyet Başsavcısı Ergül Yılmaz ve Başsavcıvekili Mehmet Badem tarafından FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin eski 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti ile bazı generaller, subay ve astsubaylar ile erlerin de aralarında bulunduğu 76 kişi hakkında hazırlanan ve 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 165 sayfalık iddianamede, darbe girişiminde yaşananlara ilişkin detaylı bilgiler bulunuyor.

İddianamede, şüpheli Kemal Keskin'in 2. Ordu Komutanlığında Hareket Plan Subayı olarak yüzbaşı rütbesiyle görev yaptığı, darbe girişimi sırasında karargahta bulunduğu, saat 22.00 sıralarında çatışmada ölen Binbaşı Fatih Kılınç'ın şüpheli Kemal Keskin'e, 'Ordunun ülke yönetimine el koyduğunu belirterek, 2. Ordu nizamiyelerinin giriş ve çıkışın olmamasını sağlaması, aksi halde vurabileceğini söylemesi' emrini verdiği bildirildi.

Şüpheli Keskin'in daha sonra nizamiye bölgesine giderek nöbetçi ve görevli askerlere ordunun yönetime el koyduğunu bildirip, emirlerine göre hareket edilmesini söylediği, diğer kapılara da görevlendirmeler yaptığı aktarılan iddianamede, şüphelinin saat 22.00 - 23.00 arasında koğuşlar bölgesinden askerler getirerek nizamiye bölgesinde mevzi aldırdığı belirtildi.

2. Ordu Komutanı ve yanındakilerin nizamiyeden içeri girdikten sonra şüphelinin gerekli tertibatı alarak içeriye kimsenin girmemesini temin ettiğine değinilen iddianamede, Malatya Valisi Mustafa Toprak ve yanındaki İl Emniyet Müdürü Ömer Urhal ile görevlilerin nizamiyeye geldikleri, valinin nizamiye dışında durarak şüpheli Kemal Keskin'e seslenip, içeride olumsuz durumlar olduğu, bu durumu kendisinin de görmek istediğini söylediği ancak şüphelinin valiye bunun mümkün olmayacağı, içeri alamayacağı, nizamiye bölgesini terk etmeleri gerektiğini söylediği, akabinde Malatya Valisi Toprak'ın buradan ayrıldığı bilgilerine yer verildi.

Vali Toprak'ın uzaklaşmasının ardından jandarmaya ait 3 kobra aracının nizamiye önüne gelmesi üzerine şüphelinin araçlarının bulunduğu yeri terk etmesini istediği ve askerlere emir vererek, kendisi de bizzat ateş etmek suretiyle bu araçların tekerlerini patlattığı, çatışma başlaması üzerine de nizamiye bölgesinde mevzi alarak beklediği aktarılan iddianamede, şunlar kaydedildi:

'Emniyet Kuvvetlerinin 'teslim olun' çağrılarına ateşle karşılık verdiği, daha sonra şüpheli Kemal Keskin'in garajlar bölgesini arayarak iki servis aracı getirtip, nizamiye bölgesini kapattığı, bu arada zaman zaman çatışmaların olduğu, Kemal Keskin'in talimat vererek koğuşlar bölgesinden silahlı askerler getirterek nizamiye kapılarında mevzi aldırdığı ve bu hareketliliğin sabah saatlerine kadar devam ettiği, bu çatışmalar sırasında şüphelinin mevzi değiştirirken karnından yaralandığı, ancak yaralanmasına rağmen, tedavisini bir süre yaptırmadığı ve bu bölgede kaldığı, bir müddet sonra geri çekildiği ve buraya gelen ambulans ile yarasını tedavi ettirdiği, daha sonra da askerlere karargah bina bölgesine çekilme emri verdiği, yaralı askerlerin revire gittiği, kendisinin de karargah bölgesine geçtiği, burada diğer şüpheliler ile durumu değerlendirdikleri ve teslim olmaya karar verdikleri ve akabinde kışla içerisine gelen emniyet kuvvetlerine teslim oldukları anlaşılmıştır. Şüpheli alınan beyanında, kendisine bütün emir ve talimatları ölen Binbaşı Fatih Kılıç'ın verdiğini, 2. Ordu Komutanı Adem Huduti ve Kurmay Başkanı Avni Angun'un kendileriyle hareket ettiği, kendilerine aksi bir bilginin gelmediği, 1980 darbesi gibi her şeyin iki saat içerisinde biteceğini düşündüğünü ifade etmiştir.'

İddianamede, dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin 'Darbeye İştirak Edenler' başlıklı el yazısı ile yazdığı listede Kemal Keskin'in de yer aldığı, şüphelinin cep telefonu incelenmesinde telefona gelen darbe yanlısı mesajların bulunduğu belirtildi.

- Huduti, Korgeneral Temel'e 'durumu düzeltiyoruz' demiş

İddianamede, darbe girişimi sırasında Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı olarak görev yapan ve halen 2. Ordu Komutanı olan Korgeneral İsmail Metin Temel'in tanık olarak alınan beyanına da yer verildi.

Temel, beyanında, Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanlığında emre aykırı olarak çıkan Komando Taburlarının Cizre'ye sokulmaması ve gerekirse vurulması emrini kendisinin verdiğini, Adem Huduti'nin bu konuda kendisine verilmiş bir emri olmadığını, Adem Huduti ile yaptığı telefon görüşmesinde 2. Ordu karargahında bir kalkışmanın olduğu, durumu halledeceğini kendisine söylediğini, 'Bir emriniz var mı?' diye sorması üzerine de Huduti'nin 'durumu düzeltiyoruz' dediğini ve herhangi bir yardım talebinin bulunmadığını belirtti.

- Emir subayı, Cumhurbaşkanlığı koruma görevlilerini engellemeye çalışmış

Huduti'nin emir subayı Binbaşı Sedat Kaya'nın ayrıntılı ifadelerinin de yer aldığı iddianamede, şüpheli Kaya'nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mayıs ayında 2. Ordu Komutanlığına ziyareti sırasında, Cumhurbaşkanlığı korumalarına yönelik tutumları aktarıldı.

İddianamede, 'Şüphelinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 7 Mayıs 2016'daki Malatya gezisinde 2. Ordu Komutanlığını ziyareti esnasında Cumhurbaşkanlığı koruma görevlilerinin, Cumhurbaşkanının kalacağı odada arama yapmak istemeleri üzerine, Sedat Kaya'nın bu aramaya izin vermediği ve yapılan görüşmeler sonucunda odanın daha sonra aranabildiği tanık olarak dinlenenlerin beyanlarından anlaşılmıştır.' ifadelerine yer verildi.
Kaynak: AA