Medeniyetler İttifakı İstanbul Konferansları
Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Kurulu Başkanı Prof. Dr. Karlığa: 'Türkiye, bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçiyor. Bu süreç eminim ki Türkiye'nin büyük bir güç halinde dünyada ortaya çıkmasına sebep olabilecektir'
Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa, Türkiye'nin bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini belirterek, 'Bu süreç eminim ki Türkiye'nin büyük bir güç halinde dünyada ortaya çıkmasına sebep olabilecektir.' dedi.
Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Kurulu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Uluslararası Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MED-AR) iş birliğiyle hazırlanan Medeniyetler İttifakı İstanbul Konferanslarının dördüncüsü 'Yeni Türkiye ve Yeni Medeniyet Algısı' başlığıyla Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Türkiye'nin değişip geliştiğini, son 15 yılda büyük adımlar atıldığını ifade eden Karlığa 'Şimdi bunun tacı olarak anayasamızı değiştiriyoruz ve cumhurbaşkanlığı sistemine geçiyoruz. Yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemin en büyük sonuçlarını sahip olduğumuz medeniyet konseptini yeniden canlandırmak, yeniden hem ülkemiz insanına öz güven verecek şekilde anlatmak hem de dünyaya anlatmak teşkil etmektedir.' diye konuştu.
Türkiye'nin değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini vurgulayan Karlığa, 'Bu süreç eminim ki Türkiye'nin büyük bir güç halinde dünyada ortaya çıkmasına sebep olabilecektir. 300 yıldır dünyaya hakim olan Batı medeniyetinin insanlığa, yakın zamanda en tipik örneği olarak Suriye'de ve karşılaştığımız terör eylemlerinde ne acı sonuçları olduğunu görüyoruz. İnsanlığın bugün yeni bir medeniyet algısına, konseptine ihtiyacı var. Bu ihtiyacı da dünyada sağlayabilecek tek ülke Türkiye'dir.' diye konuştu.
'Son 13 yılda yapılan büyük değişimler, bunların başlangıcıydı, ama yeni anayasa ve yeni medeniyet algısı, Türkiye'yi dünyaya taşıyacak bir dinamizm getirecektir.' diyen Karlığa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde kurulan Medeniyetler İttifakı'nın küresel insanlık projesi olduğuna değindi.
Karlığa, şöyle devam etti:
'Aradan 10 yıl geçmeden bu ittifaka, dünyanın 128 ülkesi ve 28 uluslararası kuruluş dahil oldu. Medeniyetler çatışması, Büyük Ortadoğu Projesi ve toplumları birbirine düşüren birtakım şer ittifaklarına karşı medeni bir cevap vermenin aracı olarak Medeniyetler İttifakı girişimi başlatıldı. Bütün dünyada yankıları yavaş yürümektedir çünkü Birleşmiş Milletler'in hantal yapısı ister istemez o kurumun içine de yansımaktadır. Türkiye olarak biz bu hantallığın ötesinde, aynı zamana yeni bir medeniyet algısı oluşturmak için de gayret sarf ediyoruz. Geçen yüzyılların medeniyet anlayışı, özellikle emperyalizm, aydınlanma, pozitivizm ve oryantalizm tarafından şekillendirilmiş, tamamen Batı odaklı bir anlayış. Halbuki medeniyet bütün insanlığın ortak malıdır, ortak mirasıdır, bu mirasta da en büyük paya sahip olan milletlerden birisi biziz. Bunu doğru anlamak, anlatmak ve ortaya koymak zorundayız. Bu bakımdan yeni bir medeniyet algısı geliştirmek mecburiyetindeyiz.'
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran da Türkiye ekonomik anlamda kalkınırken ve aktif bir dış politika yürütürken, bunun kimlik çerçevesinin de çizilmesi gerektiğini, bunun kapsayıcı bir medeniyet algısıyla beraber yürüdüğünü belirterek 'Türkiye'nin son 3-4 yıldır bölgesel ve ülke içinde belli başlı sorunlarla karşı karşıya kaldığını kaydeden Duran, 'Bugün için Türkiye, bir siyasal dönüşümü konuşuyor. Bu siyasal dönüşüm, Türkiye'nin hem istikrar meselelerini hem demokratikleşme meselesine cevap verecek olan bir sistem dönüşümüdür, adı da cumhurbaşkanlığı sistemi dönüşümüdür.' dedi.
Duran, cumhurbaşkanlığı sisteminin, bir yönüyle Türkiye'nin vesayetçi yapısının ortadan kaldırılması, diğer bir yönüyle de millet iradesinin yeni bir hükümet formuyla şekillenmesi olduğunu dile getirerek, 'Hem Türkiye'yi bir arada tutma, bir arada yaşama önerisi olarak hem güçlü, etkin yönetim arayışı olarak cumhurbaşkanlığı sisteminin yeni Türkiye söylemiyle çok yakından alakalı olduğu kanaatindeyim.' diye konuştu.
Kaynak: AA
Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Kurulu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Uluslararası Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MED-AR) iş birliğiyle hazırlanan Medeniyetler İttifakı İstanbul Konferanslarının dördüncüsü 'Yeni Türkiye ve Yeni Medeniyet Algısı' başlığıyla Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Türkiye'nin değişip geliştiğini, son 15 yılda büyük adımlar atıldığını ifade eden Karlığa 'Şimdi bunun tacı olarak anayasamızı değiştiriyoruz ve cumhurbaşkanlığı sistemine geçiyoruz. Yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemin en büyük sonuçlarını sahip olduğumuz medeniyet konseptini yeniden canlandırmak, yeniden hem ülkemiz insanına öz güven verecek şekilde anlatmak hem de dünyaya anlatmak teşkil etmektedir.' diye konuştu.
Türkiye'nin değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini vurgulayan Karlığa, 'Bu süreç eminim ki Türkiye'nin büyük bir güç halinde dünyada ortaya çıkmasına sebep olabilecektir. 300 yıldır dünyaya hakim olan Batı medeniyetinin insanlığa, yakın zamanda en tipik örneği olarak Suriye'de ve karşılaştığımız terör eylemlerinde ne acı sonuçları olduğunu görüyoruz. İnsanlığın bugün yeni bir medeniyet algısına, konseptine ihtiyacı var. Bu ihtiyacı da dünyada sağlayabilecek tek ülke Türkiye'dir.' diye konuştu.
'Son 13 yılda yapılan büyük değişimler, bunların başlangıcıydı, ama yeni anayasa ve yeni medeniyet algısı, Türkiye'yi dünyaya taşıyacak bir dinamizm getirecektir.' diyen Karlığa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde kurulan Medeniyetler İttifakı'nın küresel insanlık projesi olduğuna değindi.
Karlığa, şöyle devam etti:
'Aradan 10 yıl geçmeden bu ittifaka, dünyanın 128 ülkesi ve 28 uluslararası kuruluş dahil oldu. Medeniyetler çatışması, Büyük Ortadoğu Projesi ve toplumları birbirine düşüren birtakım şer ittifaklarına karşı medeni bir cevap vermenin aracı olarak Medeniyetler İttifakı girişimi başlatıldı. Bütün dünyada yankıları yavaş yürümektedir çünkü Birleşmiş Milletler'in hantal yapısı ister istemez o kurumun içine de yansımaktadır. Türkiye olarak biz bu hantallığın ötesinde, aynı zamana yeni bir medeniyet algısı oluşturmak için de gayret sarf ediyoruz. Geçen yüzyılların medeniyet anlayışı, özellikle emperyalizm, aydınlanma, pozitivizm ve oryantalizm tarafından şekillendirilmiş, tamamen Batı odaklı bir anlayış. Halbuki medeniyet bütün insanlığın ortak malıdır, ortak mirasıdır, bu mirasta da en büyük paya sahip olan milletlerden birisi biziz. Bunu doğru anlamak, anlatmak ve ortaya koymak zorundayız. Bu bakımdan yeni bir medeniyet algısı geliştirmek mecburiyetindeyiz.'
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran da Türkiye ekonomik anlamda kalkınırken ve aktif bir dış politika yürütürken, bunun kimlik çerçevesinin de çizilmesi gerektiğini, bunun kapsayıcı bir medeniyet algısıyla beraber yürüdüğünü belirterek 'Türkiye'nin son 3-4 yıldır bölgesel ve ülke içinde belli başlı sorunlarla karşı karşıya kaldığını kaydeden Duran, 'Bugün için Türkiye, bir siyasal dönüşümü konuşuyor. Bu siyasal dönüşüm, Türkiye'nin hem istikrar meselelerini hem demokratikleşme meselesine cevap verecek olan bir sistem dönüşümüdür, adı da cumhurbaşkanlığı sistemi dönüşümüdür.' dedi.
Duran, cumhurbaşkanlığı sisteminin, bir yönüyle Türkiye'nin vesayetçi yapısının ortadan kaldırılması, diğer bir yönüyle de millet iradesinin yeni bir hükümet formuyla şekillenmesi olduğunu dile getirerek, 'Hem Türkiye'yi bir arada tutma, bir arada yaşama önerisi olarak hem güçlü, etkin yönetim arayışı olarak cumhurbaşkanlığı sisteminin yeni Türkiye söylemiyle çok yakından alakalı olduğu kanaatindeyim.' diye konuştu.