CHP Genel Başkan Yardımcısı Bingöl Açıklaması

'12 Eylül askeri darbesinin ortaya koyduğu darbe hukukunu mutlaka ve mutlaka yok edilmesi üzerine bir anayasa değişikliğini inşa etmek istediğimizi ve 'Parlamenter sistemi daha güçlü kılarak, parlamenter sistemin içinde bulunduğu olumsuzlukların ortadan kaldıracak bir anlayışla anayasayı değiştirelim' diye her fırsatta gündeme getirdik' 'O darbe hukuku var olduğu sürece ne emekçinin o kutsal emeğinin karşılığı verilir, ne de sınıf sendikacılığı daha güçlü bir hale dönüştürülür'.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, '12 Eylül askeri darbesinin ortaya koyduğu darbe hukukunu mutlaka ve mutlaka yok edilmesi üzerine bir anayasa değişikliğini inşa etmek istediklerini belirterek, '(Parlamenter sistemi daha güçlü kılarak, parlamenter sistemin içinde bulunduğu olumsuzlukların ortadan kaldıracak bir anlayışla anayasayı değiştirelim) diye her fırsatta gündeme getirdik. İşte o darbe hukuku var olduğu sürece ne emekçinin o kutsal emeğinin karşılığı verilir, ne de sınıf sendikacılığı daha güçlü bir hale dönüştürülür.' dedi.

CHP Gebze İlçe Başkanlığınca Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi'nde düzenlenen Emek Çalıştayı'nda konuşan Bingöl, emeğin en yüce değer olduğunu ve onun karşılığının da verilmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye'de 12 Eylül öncesinde işçi sınıfı hareketinin çok önemli bir noktada bulunduğuna dikkati çeken Bingöl, 'Yüz binler emeğin karşılığını almak adına çok büyük eylemler gerçekleştirdiler. Sadece kendi sınıfsal mücadelesi için o eylemler yapılmıyordu. Toplumun bütün kesimlerinin sorunlarına yönelik eylemlere de öncülük ediyordu işçi sınıfı.' diye konuştu.

Bingöl, 12 Eylül askeri darbesinin darbe hukukuyla birlikte nitelikli sendika anlayışını ve emekçinin haklarını teslim etme adına ne varsa yok ettiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

'Türkiye'nin sıcak gündemi anayasa değişikliği. Biz o anayasa değişikliği süreci daha başlamadan önce çok net bir şekilde, biz anayasa değişikliğini parlamenter demokratik sistemi güçlendirmek adına istiyoruz ama bir noktadan hareketle istiyoruz. 12 Eylül askeri darbesinin ortaya koyduğu darbe hukukunu mutlaka ve mutlaka yok edilmesi üzerine bir anayasa değişikliğini inşa etmek istediğimizi ve 'Parlamenter sistemi daha güçlü kılarak, parlamenter sistemin içinde bulunduğu olumsuzlukların ortadan kaldıracak bir anlayışla anayasayı değiştirelim' diye her fırsatta gündeme getirdik. İşte o darbe hukuku var olduğu sürece ne emekçinin o kutsal emeğinin karşılığı verilir, ne de sınıf sendikacılığı daha güçlü bir hale dönüştürülür.'

Yüzünü emekçilerden, ezilenlerden, yoksuldan yana dönen bir iktidar iş başına geldiğinde tüm bu sorunların hepsinin çözüleceğini vurgulayan Bingöl, 'Anayasa değişikliği diye adlandırılan teklifin bir tek karşılığı var. O da birkaç yıldır Türkiye gündemini zaman zaman işgal eden başkanlık sistemi. Şimdi bunu kamufle etmek ve iş birliği kurduklarını rahatlamak adına cumhurbaşkanlığı diye nitelendiriliyor. 'Bakın cumhurbaşkanlığı duruyor, bir başkanlık sistemi söz konusu değil' deseler dahi kral çıplak, bu bir başkanlık sistemidir.' ifadelerini kullandı.

Bingöl, daha önce başkanlık sistemiyle ilgili anayasa değişikliği teklifinin gündemden kalktığına işaret ederek, 'Sayın Bahçeli birden bire 7 Haziran gecesi yaptığı gibi, tıpkı 2002 yılında erken seçim kararını açıkladığı gibi ve parlamentoda bazı kanunlar görüşülürken tepeden inmeci anlayışla can simidi olduğu AKP'ye yeniden can simidi olup başkanlık tartışmasını yeniden Türkiye gündemine oturttu.' sözlerine yer verdi.

Anayasa değişikliği teklifinin çok net bir rejim değişikliği olduğunu savunan Bingöl, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Biz ısrarla bunun bir rejim değişikliği olduğunu söyledikçe 'Zinhar rejim değişikliği değil' diye Sayın Cumhurbaşkanı dahil AKP sözcüleri rejim değişikliği olmaması noktasında algı oluşturmaya çalışıyorlar. Bu net bir şekilde, bal gibi bir rejim değişikliğidir. Bunu her platformda söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz. Bu rejim değişikliği parlamenter demokratik sistemin en iyi işlevi cumhuriyet rejimini tamamen ortadan kaldıran, parlamenter sistemi işlevsizleştiren tekçi bir anlayışı hayata geçirmek üzere gündeme getirilen bir değişikliktir.'

Bingöl, dertlerinin Cumhurbaşkanının şahsı olmadığını belirterek, 'Şahıslar fani. Kim olursa olsun Genel Başkanımızla ilgili olsa dahi kaba bir ifadeyle babamız olsa dahi biz bu rejim değişikliğine karşıyız. Kişilerle ilgili değil bizim tavrımız, rejimin içini boşaltılan, otoriter ve totaliter bir rejime dönüştürülen bu rejim değişikliğine karşıtlıkla ilgilidir.' dedi.

'Bize iftiralar atarak, bizi farklı bir takım görüntülerin içine sokmaya çalışarak bir süreç götürmeye çalışıyorlar.' diyen Bingöl, şunları kaydetti:

'Artık kimse bu tür ayak oyunlarına gelmiyor. Niye? Çünkü bizim dışımızda özgür iradesiyle bu değişikliğe tavır koyan, çok farklı siyasi duruşlar sergileniyor. Merkez sağdan, muhafazakar kesimden pıtrak gibi yeni yeni açıklamalar geliyor. Onlar da bu parlamenter sistemin yaşatılması, bu rejim değişikliğine, o tekçi anlayışa, o giderek otoriterleşecek anlayışa 'Dur' demek üzere çıkıp rahatlıkla düşüncelerini açıklıyorlar. Şimdi çamur atarak, CHP'ye hak etmediği eleştirilerde bulunarak akıllarınca bu hayırlı kampanyanın önünü kesmeye çalışıyorlar.'

Kaynak: AA