OMÜ Tüp Bebek Amasya Toplantısı Ve Gezisi

Hastaları Yerinde Ziyaret Etme Projesi kapsamında Sinop ile başlayan tur Amasya ile devam etti. OMÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Davut Güven, Doç. Dr. Bülent Ayaş ve ekibi tarafından yapılan toplantıda hastaların sorunları dinlendi.

Tüp Bebek Ünitesi Sorumlusu Doç. Dr. Davut Güven karşılıklı soru-cevap şeklinde geçen toplantıya dair şunları söyledi: “OMÜ tüp bebek ekibi olarak bu hafta sonu şehzadeler şehri Amasya’yı ziyaret ettik. Amasyalı vatandaşlara bizi karşılamaları ve toplantımıza iştirakleri için teşekkür ederiz. Toplantımızda tüp bebek tedavisindeki gelişmeleri konuşurken Türkiye’de sağlık hizmetlerinin ne kadar ilerlediğini de hep beraber gördük. Ben çocukken gittiğimiz SSK hastanelerinde doktorları bakamayacakları kadar fazla hastanın sıralarda beklediği günlerden hastaları için şehirlerarası yol kat edip toplantılar düzenleyen sağlık çalışanlarına müthiş bir ivme. Bugün tüp bebek alanında çok önemli gelişmeler var ama biz bunların içinden sadece faydası ispatlanmış olanlarını kullanıyoruz. Mesela chip yöntemi denen sperm seçmeyi kolaylaştıran ve en iyiyi bulmamıza yardım eden yöntemi artık bizde kliniğimizde kullanmaktayız. Tabii ki şu anda aşamadığımız sorunlar var. Sperm ya da yumurta yoksa bizim elimiz kolumuz bağlanıyor. Fakat bununla da mücadele etmek için üniversitemiz bünyesinde bir kök hücre merkezi kurduk ve çalışmalara başlıyoruz. Belki birkaç yıl içinde hiç sperm ya da oositi olmayan hastalarımıza da yardım edebileceğiz. Türkiye muhakkak ki çok güçlü bir ülke ve çok yakında sağlık alanında olduğu gibi diğer dallarda da büyük atılımlar yapacak. Amasya’daki toplantımızın ardından belediyenin görevlendirdiği mehtap hanımın misafirperverliğiyle küçük bir gezi yaptık. Amasya’nın harika cevizli haşhaşlı çöreklerini yedik, muhteşem kral kaya mezarlarını görüp hikayelerini dinledik. Ferhat ile Şirin’in hikayesini dinleyip insanoğlunun gücünü ispatlayan Ferhat’ın su yolu için deldiği dağları izledik. Şehrin ortasından geçen dingin huzur verici Yeşilırmak’ı izleyerek çayımızı içtik.”