'4. Obezite Destek Toplantısı'

Obezite ve Metabolizma Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Üstün: 'Türkiye'de şu anda her 3 kişiden birisi fazla kilolu ya da obez grubunda yer alıyor. Obezite cerrahisi gerektirecek ağırlıkta olan hasta sayısının da ortalama 1,5 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor'

Obezite ve Metabolizma Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Murat Üstün, Türkiye'de her 3 kişiden birisi fazla kilolu ya da obez grubunda yer aldığını belirterek, 'Obezite cerrahisi gerektirecek ağırlıkta olan hasta sayısının da ortalama 1,5 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor.' dedi.

Üstün, Obezite ve Metabolizma Cerrahisi Merkezi tarafından düzenlenen '4. Obezite Destek Toplantısı'nda, obezite cerrahisinin güncel gelişimini paylaşmak, hastaların merak ettiği soruları yanıtlamak ve obezite cerrahisi adayı olan hastalara cerrahi hakkında bilgi vermek amacıyla toplandıklarını söyledi.

Uzun yıllardır obezite ve metabolizma cerrahisiyle ilgilendiğini belirten Üstün, obezitenin birçok hastalığı da beraberinde getiren ana hastalık olarak salgın düzeyde arttığına dikkati çekti.

Opr. Dr. Üstün, obezitenin sadece fazla yemek yemekten kaynaklanan bir hastalık olmadığının altını çizerek, hastalıkta genetik, çevresel ve psikolojik faktörlerin etkili olduğunu anlattı.

Obeziteye yakalanmada cinsiyetin de önemli olduğuna işaret eden Üstün, kadınlarda bu hastalığın erkeklere göre daha yüksek oranda görüldüğünü belirtti.

Dünyada 2008'de 400 milyon olan obez sayısının 2015'te 700 milyona ulaştığına dikkati çeken Üstün, şöyle konuştu:

'Türkiye ve dünyada bütün önlemlere rağmen obezite giderek tırmanıyor. Türkiye'de şu anda her 3 kişiden birisi fazla kilolu ya da obez grubunda yer alıyor. Obezite cerrahisi gerektirecek ağırlıkta olan hasta sayısının da ortalama 1,5 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Ülkemizde obezite cerrahisi sayıları giderek artıyor. Obezite cerrahisine ilişkin yıllık en son ulaşılan rakam 6 bin civarında. 1,5 milyon obezite cerrahisinden fayda görebilecek hasta var ancak 6 bin civarında ameliyat yapılıyor. Amerika'da ise yıllık obezite cerrahisi sayısı 190 binlerde. Ülkemizde bu açıdan oldukça gerideyiz. Toplumda obezite cerrahisinin riskli ve tehlikeli bir cerrahi türü olduğu şeklinde bir ön yargı var. Oysa bu ameliyatların riskleri normal bir safra kesesi ameliyatı düzeyindedir.'

Üstün, dengeli beslenmenin önemine dikkati çekerek, günlük fazladan alınan 20 kalorinin yılda 1 kilogram artışa neden olduğunu anlattı.

Obezite ameliyatının uzman kişiler tarafından yapılması gerektiğinin altını çizen Üstün, aksi taktirde hastalarda bazı komplikasyonların ortaya çıkabileceğini söyledi.

Türkiye'de acilen ulusal obezite cerrahisi veri tabanının kurulması gerektiği görüşünü aktaran Üstün, şöyle devam etti:

'Vücut kitle endeksi değeri 40'ın üzerine çıkmış hastalar için kalıcı kilo kaybını sağlayabilen tek yöntem obezite cerrahisidir. Bu ameliyatlarda amacımız, sadece kilo verdirme değil, hastaların hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, uyku apnesi gibi hastalıkları da ortadan kaldırmak. Obezite cerrahisinde başlıca 2 yöntem var. Bunlardan biri tüp mide ameliyatı dediğimiz, mide hacmini küçülttüğümüz aynı zamanda iştah hormonu üzerinde de etkili olan ve hastanın anatomisini de çok değiştirmeden bu etkileri sağlayan bir ameliyat. İkincisi de, mide ile bağırsak arasında bir kısa geçiş oluşturularak gıdaların bir kısmını emilmeden atılmasını sağlayan bir yöntem.'

- 'Obezite cerrahisiyle 2. hayata başladım'

Altı yıl önce obezite ameliyatı geçiren 46 yaşındaki Serap Demirtaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluğunda yakalandığı obezite hastalığını yenmeyi başardığını söyledi. Balık yağları, iştah şurupları, vitamin takviyeleriyle desteklenen bir çocukluk dönemi yaşadığını anlatan Demirtaş, şunları kaydetti:

'Obezite cerrahisi geçirmeden önce 160 kilogramdım. Ölümcül obezite sınırlarına ulaştım. Fazla kilolarım yaşam kalitemi düşüren ve hayatımı son derece olumsuz etkileyen bir problem haline gelmişti. Bu kısır döngüyü kırmaya karar verdim. 27 Ocak 2011 yılında, 158 kiloyla cerrahiye girdim, obezite cerrahisinden sonra yaklaşık 96 kilo vererek hedefime ulaştım. Obezite cerrahisiyle 2. hayata başladım. Operasyondan sonra hiçbir komplikasyonum olmadı. Obez olduğum dönemdeki karaciğer yağlanması, bel fıtığı, baş ağrılarım, uyku apnesi gibi sağlık problemlerim son buldu. İki tane de çocuğum var. Artan enerjiyle hayatımı sürdürüyorum. Her zaman için sağlıklı beslenme ve hareketi artırarak hayatıma devam ediyorum.'

Gıda teknikeri 28 yaşındaki Burcu Kıtar da 'Çocukluğumdan beri kiloluydum. Televizyon ve internette obezite operasyonlarını görünce ameliyat olmaya karar verdim. 120 kiloyla obezite ameliyatına girdim. Ameliyattan sonra herhangi bir rahatsızlığım olmadı. Şu an 60 kiloyum. Rahat yürüyorum ve nefes alıyorum.' diye konuştu.

Kaynak: AA