'Türkiye Kılavuzu, İlk 'Turizm Rehberi' Özelliğini Taşıyor'

Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Avşar: 'Türkiye’yi tanıtmak amacıyla hazırlanan ilk turizm rehberi özelliği taşımaktadır. Kitabın hazırlayıcısı Hüseyin Hilmi Orak, Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı'na katılmış bir gazi, emekli subaydır' 'Amacımız, tıpkı Hüseyin Orak gibi bu millete bir kıymetini iadedir. Önemli bir çalışmayı ihyadır. Tarihimize, kültürümüze bir vefadır' 'Kitabın kapağında, Ankara dışında diğer 13 il daha var. Umarım o iller de şehir tarihleri açısından önemli olan bu çalışmayı bir şekilde yeniden kazanma yoluna giderler'

AYŞE BÜŞRA ERKEÇ - Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zakir Avşar, yayına hazırladığı 'Türkiye Klavuzu, Ankara Kitabı' hakkında, 'Türkiye’yi tanıtmak amacıyla hazırlanan ilk turizm rehberi özelliğini taşımaktadır. Kitabın hazırlayıcısı Hüseyin Hilmi Orak, Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı'na katılmış bir gazi, emekli subaydır.' dedi.

Avşar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 'Türkiye Kılavuzu, Ankara Kitabı' isimli eserde yer alan on dört ilden sadece Ankara kısmının aynen basıldığını söyledi.

Eserin Türkiye'yi tanıtma amacına vurgu yapan Avşar, şunları aktardı:

'Öncelikle belirtmemiz gereken husus kitabın Türkiye’yi tanıtmak amacıyla hazırlanan ilk turizm rehberi özelliğini taşımasıdır.Kitabın hazırlayıcısı Hüseyin Hilmi Orak, Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı'na katılmış bir gazi, emekli subaydır. Birinci Dünya Savaşı başladığında harp okulu öğrencisiyken hemen subay naspedilip, cephelere yollanıyorlar. Irak Cephesine gidiyor, burada İngilizlerle savaşırken yaralanıyor ve esir düşüyor. Hindistan'daki esir kamplarına gidiyorlar. Bir arkadaşı ile birlikte oradan kaçıp Anadolu’ya Milli Mücadele hareketine katılan vatanperver bir insan, çalışkan, ülkesine ve milletine bağlı olduğunu görüyoruz.'

Avşar, kitabın hazırlanma öyküsünün nadide bir özelliği olduğunu dile getirerek, '1936 yılının yaz tatilinde büyüğü 11, küçüğü 9 yaşında iki kızı ve 7 yaşındaki oğlu, sınıflarını geçmiş ve karne hediyesi olarak babalarından kendilerini İstanbul'a göndermelerini istiyorlar. Babaları trenle Türkiye turu öneriyor ve üç çocuk yanlarında büyükler olmadan 1936 yılında iki ay sürecek bir Türkiye turuna çıkıyorlar. Hilmi Orak, bu seyahatte çocuklarının eline Türkiye'yi tanıtacak bir rehber vermek ister bulamaz. Buna üzülür. Kitabın hazırlanma öyküsü böylece başlar.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Kitap, tarihimize, kültürümüze bir vefadır'

Orak'ın kitabı hazırlamasına vesile olan çocuklarının iki aylık seyahatlerini İstanbul'da noktalayıp, dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarafından karşılandığını ifade eden Avşar, çocuklarının eline verebilecek, Türkiye'yi anlatan bir seyahatname bulamadığı için bu kitabı hazırlamayı milli bir vazife olarak gördüğünü, böylece çalışmalara başladığını söyledi.

Avşar, Orak'ın önce Siyasal Bilgiler Okulu'nun hocalarıyla bu işe girişip verim alamayınca Gazi Talim Terbiye'nin hocalarından oluşan bir heyet kurduğunu belirterek, şöyle devam etti:

'Tüm yurt sathında araştırmalar yaptırır. Büyük paralar harcar, ilk cilt çıkar, satmaz ve batar. Diğer ciltlerin hazırlığı yapılmış olmasına rağmen basımı gerçekleşmez. Amacımız, tıpkı Hüseyin Orak gibi bu millete bir kıymetini iadedir. Önemli bir çalışmayı ihyadır. Tarihimize, kültürümüze bir vefadır. Ben kitaptan önemli bir gazeteci büyüğümüz sayın Orhan Karaveli'nin 'Görgü Tanığı' adlı kitabını okuyunca haberdar oldum, peşine düştüm. Sahaftan buldum. Sonra bir tane de kızı hediye etti. Önce Ankara Ticaret Odası’ndan Hüseyin Orak’ın kayıtlarını buldum, sonra bürokrasideki dostlarımın yardımıyla yaşayan aile fertlerine ulaştım. Çok zahmetli bir süreçti. Akabinde Milli Savunma Bakanlığı merhum Hüseyin Orak’ın askerlik hayatı ile ilgili bilgileri verdi. Sonuçta önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile bir belgesel gerçekleştirdik. Şimdi de Ankara kısmını tıpkı basım yaptık.'

- 'Ankara dışında 13 il daha var'

Kitabın hazırlık sürecinde uzun bir arşiv çalışması gerçekleştirdiğini anlatan Avşar, 'Uzun süre TBMM Kütüphanesinde süreli yayınları taradım. Dönemin gazetelerinden küçük seyyahlar ile ilgili haberleri toparladım. Ancak en çok ulaşmak istediğim şey küçük seyyahların seyahatleri esnasında tuttukları defterler idi, maalesef onları bulamadık.' şeklinde konuştu.

Avşar, kitabın önemli bir eser olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

'Kitap şehir tarihi ve kültürü bakımından çok eşsiz bir eser. Bir belge kıymetinde. 1940'lı yılların Ankara'sını anlatıyor. Üstelik çok önemli detaylar veriyor. Bu yönüyle araştırmacılar açısından da önemli bir kaynak. Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne desteği için teşekkür ederim. Ankara kent tarihi açısından bu eseri yayınlamakla gerçekten önemli bir katkı sağladılar. Kitabın kapağında, Ankara dışında diğer 13 il daha var. Umarım o iller de şehir tarihleri açısından önemli olan bu çalışmayı bir şekilde yeniden kazanma yoluna giderler. Ben bir kısmı ile ilgili akademik makaleler yazdım ve o illerin üniversitelerinin dergilerinde veya itibarlı uluslararası akademik dergilerde yayınladım. Ama esas olan tıpkıbasımlarının okuyucuya yeniden kazandırılmasıdır.'

Türkiye'nin Hüseyin Hilmi Orak gibi, adı unutulan, hizmetleri takdirle anılmaya layık pek çok kahraman yetiştirdiğini vurgulayan Avşar, 'Cebeci Askeri Mezarlığı'ndaki ebedi istirahatgahında yatan Hüseyin Orak’ı ve bu çalışmalarda muazzam desteğini gördüğüm merhume kızı Ayşe Sahavet hanımı rahmetle anıyorum. Destek ve yardımını gördüğüm aile fertlerine ve tüm dostlarıma teşekkürlerimi sunuyorum.' dedi.
Kaynak: AA