Almanya'daki NSU Davası

Davanın baş sanığı Zschaepe hakkında 'ruhsal açıdan sağlıklı olduğu ve cezai sorumluluğu' bulunduğu tespiti yapıldı.

Almanya'da 2000-2007 yılları arasında 8'i Türk 10 kişiyi öldürmekle suçlanan aşırı sağcı terör örgütü Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) davasında baş sanık Beate Zschaepe'nin 'ruhsal bozukluğu' olmadığı ve cezai sorumluluğu bulunduğu bildirildi.

Zschaepe'nin ruh sağlığı hakkında hazırlanan ve avukatlarının itirazı üzerine daha önce açıklanması ertelenen raporun ön değerlendirmesi mahkemeye sunuldu.

Psikiyatrist Henning Sass tarafından hazırlanan ön psikiyatrik değerlendirmede, Zschaepe’nin cezai ehliyetinin bulunduğu, ruhsal açıdan sağlıklı olduğu ifade edildi.

Zschaepe'nin konuşmayı reddettiği psikiyatrist Sass, değerlendirmesini sanığın verdiği sözlü ve yazılı ifadelerini, mahkemedeki davranışlarını, diğer tanıkların ifadelerini ve kapsamlı dosyayı inceleyerek hazırladı.

Sass, Zschaepe'nin cinayetlere ve saldırılara ilişkin verdiği tepkiyi ise samimi bulmadığını, sözlerinde gerçek pişmanlık ya da suçluluk görmediğini ifade etti.

Zschaepe, 10 cinayet, 2 bombalı saldırı ve 15 soygundan dolayı yargılanıyor. Mahkeme suçlu olduğuna karar verirse Zschaepe'ye ömür boyu hapis cezası verilebilecek.

Beate Zschaepe, NSU'nun şu anda hayatta olmayan iki üyesi Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt’ın cinayetleri kabul ettiklerini fakat kendisine cinayetleri işledikten sonra bilgi verdiklerini iddia ediyor. Kendisinin planlamada ve cinayetlerin işlenmesinde görev almadığını ileri süren Zschaepe, suçlamaları reddediyor.

Psikiyatrist Sass'ın ön raporundaki değerlendirmeleri bugünkü duruşmada sunulacak kapsamlı raporla kesinlik kazanacak.

NSU üyeleri, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk, 10 kişiyi öldürmek, bombalı saldırılar gerçekleştirmek ve banka soygunları yapmakla suçlanıyor. Mayıs 2013'ten beri Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde görülen davada, Beate Zschaepe ile örgüte yardım ve yataklık yapmakla suçlanan 4 kişi yargılanıyor.

Örgütün üyeleri olduğu iddia edilen Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de banka soygunu gerçekleştirdikten sonra polisin takibinden kurtulmak için saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, ikilinin intihar ettiği öne sürülmüştü.

Kaynak: AA