Kanın Hayat Veren 'Zorlu Yolculuğu'

Kazalarda, bazı hastalık veya büyük ameliyatlarda ihtiyaç duyulan kan, sanıldığından daha zorlu bir süreçte, bağışçıdan alımından laboratuvarlardaki analiz sürecine kadar önemli aşamalardan geçerek hastanelere ulaşıyor Hastalara ulaşması için zamanla yarışan Türk Kızılayı çalışanları, acil durumlarda önce kendileri kan veriyor Türk Kızılayı Batı Akdeniz Bölge Kan Merkezi Müdürü Uyanık: 'Kadavradan organ bağışı çıktığı zaman bile teyakkuz haline geçiyoruz. Çıkan organın 8 saat içinde nakledilmesi gerekiyor. Biz o 8 saat boyunca alarm durumunda oluyoruz'

AYŞE YILDIZ - Kazalarda, bazı hastalık veya büyük ameliyatlarda ihtiyaç duyulan kan, sanıldığından daha zorlu bir süreçte, bağışçıdan alımından laboratuvarlardaki analiz sürecine kadar önemli aşamalardan geçerek hastanelere ulaştırılıyor.

Türkiye genelinde her yıl milyonlarca ünite kan toplayarak hastalara şifa dağıtan Türk Kızılayı, Batı Akdeniz'de de gönüllülerin yaptığı bağışlarla çalışmalarını sürdürüyor.

Antalya, Isparta ve Burdur illerini kapsayan Türk Kızılayı Batı Akdeniz Bölge Kan Merkezindeki ekipler, sabah erken saatlerde tıbbi malzemeleri hazırlayarak yola koyuluyor.

Talep edilen yerlerde duruma göre çadır ve sedye kuran ekipler, ön analizlerin ardından bağışçılardan kan toplama işlemine başlıyor. Toplanan kanlar günün sonunda Batı Akdeniz Kan Merkezi Bölge Müdürlüğü bünyesindeki son teknolojiyle donatılan laboratuvarlarda incelenerek, eritrosit süspansiyonu, taze donmuş plazma ve trombosit olarak üç ürüne ayrıştırılıyor.

Eritrosit süspansiyonunun 42 gün, taze donmuş plazmanın 3 yıl, trombosit kanın da 5 gün ömrü bulunuyor. Kullanılmayan kanlar bekleme süresi dolduktan sonra imha ediliyor.

2015 yılında 89 bin 530 ünite, 2016'da da 103 bin 508 ünite kan alan Türk Kızılayı Batı Akdeniz Bölge Kan Merkezi, 2017 yılında bölgede 108 bin ünite kan almayı hedefliyor. Geçen yıl ocak ayının ilk on gününde bin 706 ünite kan toplayan ekipler, Türk Kızılayının çağrısıyla başlatılan kampanya sayesinde bu yılın ilk on gününde 3 bin 658 ünite kan topladı.

- 'Bir kan, üç can diyoruz'

Merkezin Müdürü Haluk Uyanık AA muhabirini yaptığı açıklamada, vatandaşların kan merkezlerine veya mobil ekiplere giderek, kan değerlerine bakıldıktan sonra kan alımının yapıldığını söyledi.

Toplanan kanları laboratuvarlarda karantinaya aldıklarını ifade eden Uyanık, '(Bir kan, üç can) diyoruz. Bir ünite kan ayrı ayrı üç kişiye hayat veriyor. Burada laboratuvarda üç ürün haline getirilen kanlar, Ankara'da İstanbul, İzmir ve Erzurum'da dört büyük merkezde kanların testleri çalışılıyor. Online olarak bize bir gün içerisinde sonuçları alıp, eğer kanda bir şey tespit edilirse imhaya yollanıyor, onun dışında kanlar hastanelere teslim ediliyor.' dedi.

Antalya, Isparta ve Burdur illerindeki hastanelere kan gönderdiklerinin altını çizen Uyanık, Türk Kızılayının geçen yıl Türkiye genelinde 2 milyon 141 bin 766 ünite kan aldığını belirtti. Kızılayın stoklarının düşmesinden sonra başlatılan kampanya ile kritik stok seviyesini aştıklarını ve rekorlar kırdıklarını vurgulayan Uyanık, kanın acil değil sürekli ihtiyaç olduğunu aktardı.

- 'Her organ naklinde alarma geçiyoruz'

Uyanık, bölge olarak 140 personelle görev yaptıklarını, bütün çalışanların aynı zamanda kan bağışçısı olduğunu, acil durumlarda ilk olarak kendi personellerinin kan verdiğini dile getirdi.

En fazla bağışın ilk ve sonbahar aylarında olduğuna dikkati çeken Uyanık, bağışların ocak, şubat, temmuz ile ağustos aylarında düştüğünü ve bunun tamamen psikolojik olduğunu ifade etti.

Kadavradan organ bağışı olduğu zaman teyakkuz haline geçtiklerini vurgulayan Uyanık, 'Çıkan organın sekiz saat içinde nakledilmesi gerekiyor. O sekiz saat bizim için çok önemli, hepimiz alarma geçiyoruz o kanı yetiştirmek için.' diye konuştu.

Kan alımında görevli Dr. Adem Sönmez de kişinin bağışçı olabilmesi için detayı analizlerden geçtiğini, sağlık ve genel durumunu önemsediklerini aktardı.

Bağışçılardan Mustafa Kılcı (46) da 10 yıldır düzenli olarak kan verdiğini söyledi.
Kaynak: AA