120 Yıldır Bildiklerini Aktarıyorlar

Diyarbakır’ın simge isimlerinden biri hale gelen Baharatçı Kör Yusuf, 120 yıldır insanlara bitkisel çözümler sunuyor.

120 Yıldır Bildiklerini Aktarıyorlar
Bitkisel çözümleriyle sadece Diyarbakır’da değil Türkiye’de de adını duyuran Baharatçı Kör Yusuf, 120 yıllık geçmişiyle Merkez Sur ilçesinde hizmet vermeye devam ediyor. Bildiklerini insanlara aktardıklarını belirten iş yeri sahibi Süleyman Onur, “120 senedir aktarlık yapıyoruz. Dededen gelen bir mesleğimiz ve icra etmeye çalışıyoruz. İnsanlara elimizden geldiği kadarıyla şifa dağıtmak, bildiğimizi insanlara aktarmaya çalışıyoruz. Aktarlığın esas temeli de bu zaten. Bildiğimiz ve denenmiş ilaçların tavsiyesinde bulunuyoruz. İnsanlara denenmemiş hiçbir ilacı sunmuyoruz” dedi.



“Annesinin hazırladığı özel karışımı müşterilerine sunuyor”

Annesinin ismini verdikleri çayın özellikle bu sıralar salgın haline gelen gribe iyi geldiğini belirten Onur, “Hacı Nahide Çayı dediğimiz rahmetli annemin hazırladığı bir çay vardı. Bizlere devamlı içirirdi. Onun adına karışım hazırladık. Onu tavsiyede bulunuyoruz. İçerisinde ıhlamur, tarçın, zencefil, karanfil, ekşi çayı ve kuşburnu var. Bunları özel gramajla karıştırarak insanlara tavsiyede bulunuyoruz. Zamanında kullanıldığında astım, bronşit, öksürük, soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklara iyi geliyor. Kış aylarında kullanılan ıhlamur, adaçayı, zencefil, tarçın, karanfil gibi bitkiler hem bağışıklık sistemini güçlendiriyor hem de soğuk algınlığına, öksürüğe, bronşite çok iyi gelen bitkilerdir. İnsanların bunlardan fayda sağladığını görüyoruz. Bunların kaynatılarak içilmesinde çok büyük fayda var. Belirli miktarlarda kaynatarak içenler çok büyük bir fayda görüyor. Diyarbakır’a özgü bizim bir takım baharat çeşnisi dediğimiz karışımlar var. Izgara sosu, köfte harcı, salata sosu, zeytin sosu, kahvaltılık çemen gibi besinleri bizim damak zevkimizle hazırlayıp müşterilerimize sunuyoruz. Bu baharatları yurdun her tarafına gönderiyoruz. Bitki çok geniş olduğu için anlatmakla bitmiyor. Günün her saatinde kullanılabilen otlarımız da vardır. Adaçayı, dağçayı, papatya gibi bitkiler günlük kullanabilen bitkilerdir” diye konuştu.



“Bitkilerin yüzde 90’ı Lice’den geliyor”

Lice’nin dağlık kesiminde çok büyük bir bitki örtüsü olduğunu kaydeden Onur, şunları kaydetti:

“Yüzde 90 bitkilerimiz oradan geliyor. Ayrıca Türkiye’nin her tarafından olduğu gibi Hindistan’dan da getirdiğimiz bitkiler vardır. Umut tacirliğinden uzak olduğumuz için insanlara bitki önerebiliyoruz. Şu an kanserli hastalara verdiğimiz Avrupa’da doktorların uyguladığı kendir yağı var. Onu öneriyoruz. Bir takım bağışıklık sistemini kuvvetlendirici ilaçları öneriyoruz. Yine bizim bu bölgede Lice tarafında çıkan bir bitki olan botav hem sarılık hastalığına karaciğerde hem de kanserli hastalara verdiğimiz bir ot. Botavın ince kılcal damarları açıcı ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirici özelliği de var. Botavla birlikte bağışıklık sisteminin güçlendirici kanserli hastalara önerdiğimiz birçok bitkimiz var. Reishi mantarı, ginseng, arı sütü, bal, polen gibi ürünleri öneriyoruz. Son zamanlarda kendir yağı Avrupa’da doktorların hastalara tedavi amaçlı uyguladığı bir yağ. Sadece kanserli değil tüm hastalara şifa dağıtmaya çalışıyoruz.”

“Doktor tavsiyesiyle gelen hastalar var”

Bazı hastaların doktor tavsiyesiyle geldiğini aktaran Onur, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eskiden doktorlar bitkilerle tedaviyi ön görmüyordu. Şimdi yavaş yavaş bitkilerin de insan vücudundaki faydalarını gördükçe önerilerde bulunuyorlar. Tabi her şeyin bir dozajı vardır. Dozunda kullanıldığı zaman faydası görülür. İşi iyi bilen gerçekten mesleğini icra edebilen insanlarla temasa girip alıp, bu bitkileri kullandıkları zaman faydasını görüyorlar.”
Kaynak: İHA