Aydın'ın Asırlık Çınarı Ayşe Nine

Aydın'ın Koçarlı ilçesinde oğlu ve torunları ile yaşayan 115 yaşındaki Ayşe Aktaş, bir çok hastalık geçirmesine rağmen kendi ihtiyaçlarını tek başına karşılayabiliyor Torununun torununu gören Ayşe nine: 'Allah uzun ömür verdi, ben öyle şunu yedim bunu yedim demem, canım ne istediyse onu yedim, her şey Allah'ın takdiri. Ama Süt ve yoğurdu hayatımdan hiç eksik etmedim' 'Savaş dönemini hatırlıyorum o zamanlar açlık vardı. O zamanlar ekmek yoktu yol yoktu. Savaş zamanları elde hiçbir şey yoktu'

FERDİ UZUN/ŞENER ALEVCİ - Aydın'ın Koçarlı ilçesinde yaşayan resmi olarak 102 ancak gerçekte 115 yaşında olan ve hayatında sütle yoğurdu hiç eksik etmeyen Ayşe Aktaş, torununun torununu görmenin mutluluğunu yaşıyor.

İlçeye 15 kilometre uzaklıktaki Bağcılar Mahallesinde, torunu Yunus Aktaş ile yaşayan Ayşe Aktaş, ilerleyen yaşına rağmen tek başına dışarı çıkıp yürüyerek vakit geçiriyor.

2000 yılında eşi Ali Aktaş'ı kaybettikten sonra hayatı iyice zorlaşan Aktaş'ın en büyük eğlencesi ise ona mutluluk veren torunları oluyor.

5 çocuğu, 13 torunu ve 1 de torununun torunu bulunan Aktaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kimlikteki yaşının 102 olarak göründüğünü, asıl yaşının 115 olduğunu söyledi.

Gençlik dönemini fakirlikle geçirdiğini anlatan Aktaş, 'Evet belki şimdi çok uzun ömürlü yaşadım ama her şey Allah'ın takdiri. Allah uzun ömür verdi, ben öyle şunu yedim bunu yedim demem, canım ne istediyse onu yedim, her şey Allah'ın takdiri. Ama süt ve yoğurdu hayatımdan hiç eksik etmedim. Sonra köy peynirinden de çok yedim. Savaş dönemini hatırlıyorum o zamanlar açlık vardı. O zamanlar ekmek yoktu yol yoktu. Savaş zamanları elde hiçbir şey yoktu. Çok çavdar yedim, arpa unu yedim. Pazarlardan çok aç dönüp eve geldik.' dedi.

Aktaş, sadece savaş döneminde değil gördüğü darbe zamanlarında da yoksullukla mücadele ettiklerini anlatırken 'Ortalık bir karıştı mı açlığımızdan ölürüz. Elimizdeki her şeyi alırlar. Ben o dönemlerin hepsini gördüm. Her şey gidiyordu elden. Bu devlete borcum da alacağım da yok. İyi günüm de vardı kötü günüm de vardı. İkisinde de Allah'a şükür dedim. Aç yattım, susuz gezdim ama her şeye rağmen şükür ettim.' ifadelerini kullandı.

Şimdilerde yaşının verdiği rahatsızlıklarla mücadele ettiğini anlatan Aktaş, torunlarına olan sevgisiyle yaşama tutunduğunu, onların olmadığı zamanlarda kendisini mutsuz hissettiğini söyledi.

Aktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Torunlarımı çok seviyorum. Onlar okula gittiğinde kendimi çok yalnız hissediyorum. Onlarla sohbet edip okullarının nasıl geçtiğini soruyorum. Evet çocuk sevgisi de önemli ama torun sevgisi hele torunun torununu görmek bambaşka bir duygu.'

İki bastonuyla dolaşan dışarıda gezmeyi çok sevdiğini anlatan Aktaş, kimsenin yardımı olmadan gezmeyi daha çok sevdiğini, en yakın arkadaşının iki eline aldığı baston olduğunu sözlerine ekledi.

Torunu Yunus Aktaş da ninesinin bu yaşına rağmen kendileriyle konuşup, dertleşebildiğini canı sıkıldığı zaman komşulara tek başına gezmeye gidebildiğini söyledi. Aktaş, ninesinin özellikle süt ve yoğurdu çok sevdiğini kaydetti.

Kaynak: AA