Barışan'dan Vali Yavuz'a Teşekkür

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Muş Şube Başkanı Mahir Barışan, okul önlerinde güvenlik tedbirlerinin arttırılmasını olumlu bulduklarını belirterek Vali Seddar Yavuz’a teşekkür etti.

Barışan'dan Vali Yavuz'a Teşekkür
Eğitim öğretim yılıyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Mahir Barışan, yeni müfredatın Türkiye’nin yapı taşı olması gerektiğini söyledi.

4+4+4 eğitim sistemiyle arzulanan sonuçların elde edilebilmesi, insanımızın sahip olduğu ahlaki ve toplumsal değerlerin, müfredatın yeniden belirlenmesi noktasında öncelikle göz önüne alınması, temel belirleyici etken olmasıyla mümkün olabileceğini vurgulayan Barışan, "Çünkü değerler, düşünme ve zihni muhakemede birer araç olarak kullanılmak, kişilerin dikkatini istenen, yararlı ve önemli görülen kültür nesneleri üzerinde odaklaştırmak, ideal düşünme ve davranma yollarını göstermek gibi fonksiyonları icra etmektedir. İnsan davranışlarını belirleme ve insan karakterini geliştirme noktasında oynadıkları bu çok önemli rol nedeniyle toplumun sahip olduğu bu değerlerin yeni nesle aktarılması, belirli bir düzen, iç tutarlılık ve bir sistem dâhilinde verilmesini gerektirmektedir" dedi.

"Konu gerçekte basit bir müfredat değişikliğinin ötesinde bir öneme sahiptir" diyen Barışan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İdeolojik endoktrinasyon aracılığıyla tek tip fertler yetiştirmeyi hedefleyen bir toplumsal mühendislik projesinin eğitim sistemine biçtiği işlevin, demokratik ve çoğulcu bir toplum tarafından kabul edilebilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, temel eğitimden yükseköğretime, eğitim ve öğretimin her kademesinde çoğulcu düşünmeyi ve farklılıklara saygıyı, empatiyi hedefleyen bir müfredat değişikliği zorunludur. Yeni müfredat, biçimi ve muhtevasıyla akıllı, bilgili, ahlaklı, vicdanlı, özgür, ekip çalışmasını bilen, başaran, cesur, araştırmacı, soran, sorgulayan fertler yetiştirmeyi amaçlamalıdır. Bu konuda ivedilikle adım atılmalıdır. Bunun yanı sıra, kitap içerikleri de toplumun değer yargıları göz önünde bulundurularak bir an evvel güncellenmelidir."

Öğretmenliğin itibarının korunması ve öğretmene karşı şiddetin cezalandırılması gerektiğini belirten Barışan, "Öğretmenlerimiz, çocuklarımız ve gençlerimiz için iyi insanın, güzel ahlakın canlı fotoğrafı olmak durumundadır. Sadece öğreten değil, değerleri yaşayan ve yaşatan bir kimlik olarak öğrencilerinin karşısına çıkmalıdır. Öğrencisi, insan olmanın değerini öncelikle öğretmenlerimiz üzerinden yaşamalıdır. Adil olmayı, işinin hakkını vermeyi, iş ahlakını, hakça paylaşmayı, birlikte yaşamayı ve huzuru birlikte oluşturmayı, sınıfta ve okulda öğretmenimizden görmelidir. Böylesi bir öğretmen profili için öncelikle öğretmenimizin toplumdaki saygınlığının ve itibarının, bu hedef doğrultusunda oluşması ve korunması gerekiyor. Öğretmenlerimizin mali, sosyal ve özlük hakları, çalışma şartları bu itibar ve saygıyı oluşturacak biçimde düzenlenmeli ve geliştirilmelidir. Öğretmenlerimize karşı şiddet, bugün okullarımızda yaygın bir sorun halini almıştır. Maalesef öğretmenlerimiz saldırılara karşı savunmasızdır. Eğitim öğretim kurumlarında yeterli güvenlik tedbirleri alınmamakta, sorumluluk öğretmenlere ve yöneticilere bırakılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimcilere yönelik her saldırının sıkı takipçisi olmalıdır. Bakanlık, Hukuk Müşavirliği kanalıyla yargıya intikal etmiş davalarda kendi personelinin yanında olduğunu göstermeli; nerede duracağı belli olmayan bu şiddet olaylarının bir an önce son bulması için gereğini yapmalıdır" ifadelerini kullandı.

Karma eğitim konusuna da değinen Barışan, eğitim ortamlarında tek cinsiyetli ve karma olmak üzere farklı uygulama biçimlerinin hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Barışan, "Tüm gelişmiş ülkelerde sorgulanan ve bilimsel araştırma sonuçlarıyla da yüzyılın pedagojik yanlışı olarak nitelendirilen karma eğitim mecburiyetine son verilmelidir. Pedagojik unsurun, insan hakları hukuku bağlamında karma eğitimin iki boyutunun olduğu görülmektedir. Birincisi, ebeveynin çocuğunun eğitimini belirleme/seçme hakkı; ikincisi, çocuğun kendisini ilgilendiren her konuda görüş açıklama hakkıdır. Bu itibarla ebeveynlere ve çocuklara tek cinsiyetli eğitim görme konusunda sınıf ya da eğitim kurumu bazında seçim hakkı tanıyacak bir sistem hukukun gereğidir. Toplumun beklenti ve taleplerine cevap verecek şekilde kız, erkek ve karma olmak üzere farklı uygulama biçimlerinin hayata geçirilmesi için düzenleme yapılmalıdır" diye konuştu.

Okul önlerinde alınan tedbirlerle ilgili Vali Seddar Yavuz’a teşekkür eden Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Mahir Barışan, "Sayın Valimiz Seddar Yavuz, ilimize atandığından beri Muş halkı ve kamu çalışanları kendilerini daha bir rahat ve güvende hissetmeye başladılar. Çünkü Vali Bey’in bütün uygulamaları devletin hem kudret elini hem de şefkat elini göstermeye yöneliktir. Özellikle gençlerin, işsizlerin istihdamına yönelik projeleri ve kariyer günleri kapsamında okulları dolaşmaları, zaman zaman STK ve derneklere yönelik çalışmaları gerçekten ses getirici halk ile devlet arasındaki kaynaştırmayı güçlendirici çalışmalardır. Hele hele okulların açılması ile aldığı önleyici ve rahatlayıcı tedbirler, uygulamalar biz okul yöneticilerini, öğretmenleri, öğrencileri ve velileri fevkalade rahatlatmış, devletin müşfikliğini bir kez daha göstermiştir. Özellikle okul önlerinde, çevresinde okul ile ilişiği olmayan kişilere yönelik cezai müeyyideleri işleme koyması; bonzai, hap, uyuşturucu tacirlerinin okul çevresinden uzaklaşmalarında büyük bir etken olmuştur. Bu durum eğitim kurumlarında hizmet edenlerin daha rahat çalışmalarını, hizmet görenlerinde daha güvenli bir şekilde okula gelmelerini ve çocuklarını endişesiz bir şekilde okula göndermelerini sağlayacaktır. ’Önce güvenlik sonra eğitim’ sloganını yerleştirmek için çaba gösteren Vali Beye ilimizdeki tüm idareci, öğretmen, öğrenciler adına Eğitim-Bir-Sen olarak teşekkür ediyoruz" şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA