ECB, Alman Meclisinde Banka Politikalarını Savundu
ECB Başkanı Draghi:'Para politikamız, büyüme ile istihdamı destekliyor ve sonunda enflasyonu hedeflenen yüzde 2’ye yakın seviyeye geri getirecek''Bankaların düşük karlılığındaki ana faktör, ECB politikaları değil'.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, bankanın uyguladığı para politikasının büyüme ile istihdamı desteklediğini ve sonunda enflasyonu hedeflenen yüzde 2’ye yakın seviyeye geri getireceğini söyledi.
Draghi, Almanya’nın başkenti Berlin’deki Federal Meclis’te yaptığı konuşmasında, Federal Meclis'e dört yıl önce geldiğinde krizin doruğunda olduklarını ancak şimdi ise Avro Bölgesi'nin daha iyi bir durumda bulunduğunu dile getirdi.
Fiyat istikrarını korumak için ECB'nin görevi dahilindeki enstrümanları daha önce yapmadığı şekilde kullandığını ve yeni araçlar geliştirdiğini aktaran Draghi, 'Faiz oranlarını çok düşük seviyelere indirdik, bankaların firmalara ve hanelere kredi desteği vermesini sağladık ve büyük ölçekli bir varlık alım programı başladı.' ifadelerini kullandı.
-'Bankalarının düşük karlılığındaki ana faktör, ECB politikaları değil'
Avro Bölgesi'ndeki bankaların düşük karlılığındaki ana faktörün ECB politikaları olmadığını vurgulayan Draghi, düşük karlılığın düşük işletme verimliliğiye yakından ilişkili olduğunu kaydetti.
Draghi, faiz oranlarının uzun süre düşük tutulması durumunda getiri arayışı nedeniyle varlık piyasalarında aşırı değerlenme riski oluşabileceğine dikkati çekerek, 'Yerel gayri menkul piyasalarından doğabilecek finansal istikrara karşı potansiyel riskleri izlememizin nedeni budur. Ancak şu anda Avro Bölgesi ekonomisinde veya Almanya ekonomisinde aşırı ısınma görmüyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.
-'Diğer politika alanları da çok daha kararlı bir biçimde katkı sağlamalı'
Bankanın para politikasının büyüme ile istihdamı desteklediğini ve sonunda enflasyonu hedeflenen yüzde 2’ye yakın seviyeye geri getireceğini belirten Draghi, şunları kaydetti:
'Düşük faiz oranları bugün, gelecekte daha yüksek faiz oranlarına dönüş için gereklidir. Şimdi ihtiyacımız olan şey, aldığımız önlemlerin tam etkisinin göstermesine olanak sağlamaktır. Para politikası önlemlerimizin tam faydalarını görmemiz için, hem ülke hem de Avrupa Birliği seviyesinde diğer politika alanları da çok daha kararlı bir biçimde bize katkı sağlamalı.'
Kaynak: AA
Draghi, Almanya’nın başkenti Berlin’deki Federal Meclis’te yaptığı konuşmasında, Federal Meclis'e dört yıl önce geldiğinde krizin doruğunda olduklarını ancak şimdi ise Avro Bölgesi'nin daha iyi bir durumda bulunduğunu dile getirdi.
Fiyat istikrarını korumak için ECB'nin görevi dahilindeki enstrümanları daha önce yapmadığı şekilde kullandığını ve yeni araçlar geliştirdiğini aktaran Draghi, 'Faiz oranlarını çok düşük seviyelere indirdik, bankaların firmalara ve hanelere kredi desteği vermesini sağladık ve büyük ölçekli bir varlık alım programı başladı.' ifadelerini kullandı.
-'Bankalarının düşük karlılığındaki ana faktör, ECB politikaları değil'
Avro Bölgesi'ndeki bankaların düşük karlılığındaki ana faktörün ECB politikaları olmadığını vurgulayan Draghi, düşük karlılığın düşük işletme verimliliğiye yakından ilişkili olduğunu kaydetti.
Draghi, faiz oranlarının uzun süre düşük tutulması durumunda getiri arayışı nedeniyle varlık piyasalarında aşırı değerlenme riski oluşabileceğine dikkati çekerek, 'Yerel gayri menkul piyasalarından doğabilecek finansal istikrara karşı potansiyel riskleri izlememizin nedeni budur. Ancak şu anda Avro Bölgesi ekonomisinde veya Almanya ekonomisinde aşırı ısınma görmüyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.
-'Diğer politika alanları da çok daha kararlı bir biçimde katkı sağlamalı'
Bankanın para politikasının büyüme ile istihdamı desteklediğini ve sonunda enflasyonu hedeflenen yüzde 2’ye yakın seviyeye geri getireceğini belirten Draghi, şunları kaydetti:
'Düşük faiz oranları bugün, gelecekte daha yüksek faiz oranlarına dönüş için gereklidir. Şimdi ihtiyacımız olan şey, aldığımız önlemlerin tam etkisinin göstermesine olanak sağlamaktır. Para politikası önlemlerimizin tam faydalarını görmemiz için, hem ülke hem de Avrupa Birliği seviyesinde diğer politika alanları da çok daha kararlı bir biçimde bize katkı sağlamalı.'