Araştırmacı Yazar Adnan Yılmaz, Türkmen Abdal Geleneğini Yazdı

Araştırmacı yazar Adnan Yılmaz, Türkmen abdal geleneğini yazdı.

Araştırmacı Yazar Adnan Yılmaz, Türkmen Abdal Geleneğini Yazdı
Abdal geleneğinin en önemli temsilcilerinden merhum Neşet Ertaş’ın hayatını anlatan ve abdal geleneğinin çıkış noktasını özetleyen araştırmacı yazar Yılmaz, abdalların dede korkut, hoca Ahmet yesevi, döneminin halk geleneğinden olduğunu söyledi.



İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada Yılmaz, “Baba İlyas, torunu Aşık Paşa, ‘Babailer’ Kırım’da kıyama uğrayınca sindiler. Kardeşi Menteş’i bu isyanlarda kaybeden Hacı Bektaş gizlice geldi, kondu Kırşehir topraklarına, Ahi Evran’la kara gün dostları oldular.Biri köy bir de şehir üretmenlerinin başı oldu. Babailik, Bektaşiliğe büründü.”dedi.

Osmanlı döneminde Anadolu’da türkiyü günah sayıp sürdürenleri mezhep dışı gören kadı zedelerle tasavvufçuların çatıştığını ifade eden araştırmacı yazar Yılmaz, “Celali İsyanları’yla çalkanırken Anadolu, Pir Sultan kaldırdı sazını bu gelenekten Anadolu’da türküyü şarkıyı ‘günah’ sayıp, bunu sürdürenleri hak mezhep dışı gören kadı zadelerle, tasavvufçular çatıştı.

Abdal adı zaman içinde aşağılanan bir sıfata dönüştürüldü. Çalgıyı türküyü günah sayanların tepeden dayattığı Sünni taassup şarkıyı türküyü abdallara havale etmişti.

Tarihe ‘Kadı zadeler’ adıyla geçen ve şeriat açısından katı bir yol tutan âlimlerle ‘tasavvufçular’ arasındaki çekişmede, Osmanlı idarecilerine sırtını dayayan kadı zadelerin sözü geçer oldu.

Anadolu halkında çeşitli sebeplerle oluşan; Sünnî taassup adeta çalgıyı, türküyü Abdallara havale etmişti. Abdallar da doğal olarak kendilerine terk edilen Türk Halk Müziği’nin ve oyun kültürünün doğal taşıyıcıları oldular.”diye konuştu.

Abdal Ozan Geleneği”nin, Türkiye Çapında Tanınan Temsilcisi Olarak, Neşet Ertaş

Yazdıklarını sazla söyleyen şairler tarih boyunca sık sık Kadızadeler’in menfi propagandalarına hedef olmuş ve adeta dışlanmış olmalarına rağmen, büyük şehirlerde, kahvelerde, meclislerde ve konaklarda sevilen ve aranılan zümreler olmuşlardır. Diyen araştırmacı yazar Yılmaz Ertaş dönemini şöyle anlattı:

“Yine bu gruba dâhil, pek şiir yazmayan fakat diğer âşıkların tabiat, aşk, yoksulluk, göç, savaş, iskân, gurbet gibi konuların işlendiği duygu dolu ve toplumsal konuları içeren şiirlerini besteleyip çalarak ve usta yorumlarıyla geniş halk kitlelerine sevdiren Abdallar olmuştur ve bunlar bugün de özellikle Kırşehir’de canlı olarak varlıklarını korumaktadırlar.

Anadolu Abdalları dendiğinde karşımıza duru, bozulmamış, bakir bir topluluk olarak Kırşehir Abdalları çıkmaktadır. Öyle ki; şartların ‘düğün çalgıcısı’ yaptığı, kendileriyle bağdaşıklığı bulunmayan başkaca zümrelerin de ‘Abdal’ adıyla anılmasından rahatsızlık duymaktadırlar.

Bulduk ve Yusuf ustalardan Muharrem Ertaş’a, Hacı Taşan’dan Çekiç Ali’ye, intikal eden bu gelenek, günümüzde Abdal ozanlardan, Türkiye çapında tanınan temsilcisi olarak, Neşet Ertaş’la devam etmiştir.”

Yılmaz’ın ünlü bozlak ustası Ertaş’ı abdal geleneği içerisinde ele alan anadolu abdalları adlı bir de eseri bulunuyor.
Kaynak: İHA