PYD Zindanında Sol Gözünü Kaybetti

Terör örgütü PYD/PKK'nın zindanlarında haksız yere 3 ay boyunca alıkonulan SKDP üyesi Yunus, ev tapusuna el konulup, sol gözünü kaybettikten sonra serbest bırakıldı PYD mağduru Yunus: 'İki gün boyunca sürekli bir şekilde uykusuz bırakılarak soruşturmaya tabi tutuldum.' 'Yazın kavurucu sıcağında, 3 metrekarelik penceresiz bir hücrede 14 gün kaldım.' 'Sağ gözümü kapatıp göremediğimi kendilerine ispatladıktan sonra zahmet edip beni doktora çıkardılar ancak çok geçti. Doktor soldaki gözde görme yetimi kaybettiğimi söyledi.' 'Çaresiz bir şekilde eşimi arayıp, ev tapusunu getirmesini istedim. Evi kendilerine devrettikten sonra serbest bırakıldım.' 'PYD'lilerin, Rojava'da (Suriye'nin kuzeyi) sınır, yol üstünde ve Esed Rejimi'ne ait dairelerin kapı önlerinde nöbet tutmanın dışında başka yetkileri yok.'

İDRİS OKUDUCU - Terör örgütü PYD/PKK'nın zindanlarında haksız yere 90 gün boyunca alıkonulan Suriye Kürdistan Demokrat Partisi (SKDP) üyesi Salah Muhammed Yunus, ev tapusuna el konulup, sol gözünü kaybettikten sonra serbest bırakıldı.

Yunus, alıkonulduğu sırada kaybettiği sol gözü ve diğer sağlık sorunlarının tedavi edilmesi için geldiği Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) Erbil kentinde AA muhabirine PYD'nin zindanlarında yaşadıklarını anlattı.

DAEŞ ile mücadele sırasında hayatını kaybeden Peşmergelerin cenaze törenine katıldıktan sonra 14 Haziran tarihinde Haseke iline bağlı Amude kasabasındaki evinde PYD tarafından evine baskın düzenlenip yaka paça alıkonulduğunu belirten siyasi aktivist Yunus, el ve gözlerinin bağlandıktan sonra Esed Rejimi'ne ait Haseke'den 40 kilometre mesafedeki bir cezaevine götürüldüğünü ifade etti.

Çöl ortasında yer alan ve PYD tarafından kontrol edilen rejim hapishanesinde 14 gün boyunca tek kişilik bir hücrede alıkonulduğunu dile getiren Yunus, yaşadıklarını şöyle anlattı:

'Amude'den Haseke'ye kadar gözlerimi ve ellerimi hiç açmadılar. İki gün boyunca sürekli bir şekilde uykusuz bırakılarak soruşturmaya tabi tutuldum. Kimseyi görmedim ancak sürekli bir şekilde beni Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ajanı olmak ve PYD'nin silahlı militanlarını Irak Kürdistan'ına gönderip Peşmergeler safına geçirmeye çalışmakla itham ettiler. Benimle konuşan kişinin Kürtçe aksanı bizim (Suriye) değil de daha çok Türkiye'deki Kürtlerin aksanına benziyordu. Sordukları soruların hepsi, Peşmerge güçleri ve IKBY ile ilgiliydi. Tüm ithamlarını reddetmeme rağmen kendi bildiklerini okudular.'

Haseke'de alıkonulduğu hapishanede bir gün bile gün ışığını göremediğinin altını çizen Yunus, şöyle devam etti:

'Yazın kavurucu sıcağında, 3 metrekarelik penceresiz bir hücrede 14 gün aldım. Boğucu sıcaktan ölmem için bazen hücrenin kapısını sadece 15 dakika açık bırakıyorlardı. Bu süre zarfında ne banyo yapabildim ne de temel insani ihtiyaçlarımı düzgün bir şekilde karşılayabildim. Kimseyle görüşemedim ve duvarlarla konuşmaya başladım.'

İki gün uykusuz bir şekilde soruşturmaya tabi tutulduktan sonra PYD'nin kendi kurduğu sözde mahkemeye götürüldüğünü söyleyen Yunus, 'Karşımda 4 genci gördüğümde etrafıma bakıp, bu mu mahkeme? diye sordum. Kimse cevap vermedi. Kendi kendime gülüp bu duruma çok üzüldüm. Herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin tutuklandığımı söylediler. Sorularıma cevap bile vermediler.' dedi.

Mahkeme sonrası Kamışlı ilçesinde DAEŞ militanlarının tutulduğu ve teröristlerin gizli hapishanesi olarak tabir edilen cezaevine sevk edildiğini kaydeden Yunus, küçük düşürülmek ve terörist muamelesi görmek için sadece ayakların biraz uzatılabileceği bir koğuşa konulduğunu aktardı.

PYD mağduru Yunus, 'Buradaki hapishanede üç tip tutuklu vardı. Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) üyeleri, DAEŞ teröristleri ve kendilerine itaat etmeyen militanları. Hepimiz beraber salon büyüklüğünde bir koğuşta kalıyorduk. Uyurken ayaklarımı kısmen uzatabiliyordum, çünkü yer çok dar ve alıkonulan kişilerin sayısı ise fazlaydı. Her gün öğlen havanın en sıcak olduğu saatlerde 15 dakika bahçeye çıkıyorduk.' dedi.

Kendisi ve ENKS üyelerinin yalnızca psikolojik işkenceye maruz kaldığı bilgisini de paylaşan Yunus, 'DAEŞ ve diğer tutuklulara ise hem fiziki hem de psikolojik işkence yapılıyordu.' dedi.

- 'Sol gözümle tamamen göremez oldum'

Alıkonulduğu 90 gün boyunca çok kötü şartlarda yaşadığına vurgu yapan Yunus, sol gözünü nasıl kaybettiğini şu sözlerle anlattı:

'Cezaevine konulduğum ilk andan itibaren, sağlık durumumun kötü olduğunu sürekli bir şekilde kendilerine dile getirdim. Ancak beni dinlemediler. Sol gözümün her geçen gün zayıfladığını ve sinir damarlarından dolayı acı çektiğimi söyledim. Bir gün bile beni doktora çıkarmadılar. En sonunda sol gözle tamamen göremez oldum. Sağ gözümü kapatıp göremediğimi kendilerine ispatladıktan sonra zahmet edip beni doktora çıkardılar ancak çok geçti. Doktor soldaki gözde görme yetimi kaybettiğimi söyledi.'

- 'Evimin tapusuna el koyup, serbest bıraktılar'

'Gözümü kaybettikten sonra, doktor ivedi bir şekilde tedavi olmam gerektiğini PYD'lilere belirtti.' diyen Yunus, 'Sözde mahkemeye tekrar götürüldüm. Sağlık durumumun kötü olmasından dolayı şartlı tahliye edileceğimi ancak ev tapusuna el koyacaklarını söylediler. Çaresiz bir şekilde eşimi arayıp, ev tapusunu getirmesini istedim. Evi kendilerine devrettikten sonra serbest bırakıldım.' dedi.

Serbest bırakıldıktan sonra Amude kasabasındaki evine gittiğini daha sonra ise ENKS'nin yardımıyla IKBY'ye geçtiğini belirten Yunus, sözlerini şu şekilde tamamladı:

'PYD'lilerin, Rojava'da sınır, yol üstünde ve Esed rejimi'ne ait dairelerin kapı önlerinde nöbet tutmanın dışında başka yetkileri yok. Bu zihniyete sahip insanların herhangi bir gelecek vadetmesi mümkün değil.'

Kaynak: AA