Batuhan Yaşar Açıklaması 'Cumhurbaşkanı İle New York Yolunda'

İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde "Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda dünyaya ne mesaj verecek", "Cumhurbaşkanı Erdoğan terör örgütüne ne denilmesini istiyor", "Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’ta nasıl karşılandı, hangi önlemler alındı", "FETÖ’nün hangi tezi çöktü", "Hakan Fidan yol boyunca ne yaptı", "ABD’nin Rusya merakı ne" sorularına cevap aradı.

Batuhan Yaşar Açıklaması 'Cumhurbaşkanı İle New York Yolunda'
Batuhan Yaşar’ın ’Cumhurbaşkanı ile New York yolunda’ başlıklı yazısının tamamı ise şöyle:

"BM toplantıları için İstanbul’dan hareketi öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York gezisinin özünü açıklıyordu:

"Ziyaretimiz kanlı darbe girişiminin ve FETÖ’nün tüm dünya kamuoyuna anlatılması için bir vesile oluşturacaktır.”

Evet, Cumhurbaşkanı bugün BM Genel Kurulu’ndan bütün dünyaya FETÖ mesajı verecek.

"Bizde yaptılar yarın sizde de aynını yaparlar" diyecek.

Cumhurbaşkanının dünyaya seslenişi FETÖ ile sınırlı değil. Başka konular da var tabii ki..

Ama biz tekrar uçağa, o uzun ve 11 saati bulan İstanbul-New York seyahatine dönelim.

Dad, Ayn ve Şın…

Cumhurbaşkanı Erdoğan her gezideki gibi havalandıktan 15-20 dakika sonra bütün uçağı dolaştı, elimizi sıktı.

Bu vesile ile kısa sohbet konuları da çıkmış oldu.

Terör örgütüne "IŞİD" demenin yanlışlığını bir kez daha anlattı.

“Irak Şam İslam Devleti diyorsunuz, aslında burada İslamiyet’e büyük zarar, terör örgütüne de prim verilmiş oluyor” dedi.

Peki DEAŞ mı?..

DAİŞ mi?..

DAEŞ mi?..

Hangisi doğruydu..

Bunu da Arapça alfabeyi kullanarak ve sabırla anlattı..

Belli ki yazarken de söylerken de hata yapmamamızı istiyordu.

Dad, ayn ve şın..

“Ayn”ı ne kadar güzel telaffuz ettiği hepimizin malumu zaten..

Buraya tekrar yazalım doğrusu:

DAEŞ..

“Bütün dünyaya DAEŞ’i öğrettik ama bizde hâlâ IŞİD diyenler var”, diye de ekledi.

Uçuş boyunca çalıştı…

Cumhurbaşkanının bir defa bu geziye çok büyük önem verdiğinin altını çizelim.

Beraberindeki 6 bakan, zaten New York gezisine ne kadar önem verdiğinin en büyük ispatıydı.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı da atlamayalım.

11 saatlik uçuş boyunca yemek araları dışında hep çalıştı.

Hem bakanlar hem de kurmayları ile sürekli toplantı hâlindeydi.

Neredeyse, TUR’un toplantı salonundan hiç ayrılmadı.

BM Genel Kurulu için hazırlıklar, vereceği mesajlar yeniden gözden geçirildi.

İkili görüşmelerinin son programlamaları yapıldı.

Buradan şunu net bir şekilde anlıyoruz ki Cumhurbaşkanı New York’ta da FETÖ için sonuna kadar bastıracak.

Hem Obama hem de Biden’ı sıkıştırmayı sürdürecek.

Adalet ve Dışişleri Bakanları bu yüzden yanında.

ABD Başkanı gibi..

JFK Havaalanına inişin ardından güvenlik tedbirleri dikkat çekiciydi.

Bu kez New York’tan makam aracı kiralanmadı.

FETÖ hassasiyetini göz önüne alan güvenlik ekibi Cumhurbaşkanının iki makam aracını da New York’a getirmişti.

Aynı ABD Başkanlarının yurt dışı ziyaretlerindeki gibi havaalanından biri dolu diğeri boş olan iki araç da aynı anda hareket etti.

Otele gelindiğinde ellerinde Türk Bayraklarıyla coşkulu bir kalabalık Cumhurbaşkanını bekliyordu.

Cumhurbaşkanı otelinin önünde sloganlarla karşılandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da onları bir süre selamladı.

Ardından kalacağı otele geçti.

New York ajandasında boş dakika yok!

11 saatlik yorucu yolculuğun ardından The Peninsula Oteline gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayağının tozuyla, Katar Emiri ile bir araya geldi. Ardından Reuters’a mülakat verdi. Akşam da SETA’nın düzenlediği ve Amerikalı önemli kanaat önderlerinin katıldığı akşam yemeğine katıldı.

New York’tan ayrılacağı güne kadar 15 devlet ve hükümet başkanı ile ikili görüşmeler gerçekleştirecek.

Buna, BM’deki zirveler, yemekler ve STK toplantıları dahil değil.

Reuters’ın dışında NBC ve Bloomberg’e mülakat verecek.

Yahudi temsilcileri ile buluşacak.

ABD’nin üst düzey yatırımcıları ile yuvarlak masada bir araya gelecek.

Her dakika âdeta kapatılmış.

El Bab’a iniyoruz...

Kuşkusuz Cumhurbaşkanı hem BM Genel Kurulu’nda hem de liderlerle ikili görüşmelerinde Suriye ve Fırat Kalkanı operasyonu üzerinde de duracak.

İşin ciddiye alındığında nasıl sonuca varıldığını, terör örgütünün 1000 kilometrekarelik alandan nasıl sökülüp atıldığını anlatacak.

Cerablus’un ve Rai’nin temizlendiğini ve sıranın El-Bab’a geldiğini, Suriye’nin gerçek sahiplerine geri verildiğinin/verileceğinin altını çizecek.

Ama El-Bab, hemen bugünden yarına bitecek bir operasyon değil.

Operasyonun çok ötesinde; El-Bab’ın terörden temizlendikten sonra nasıl yönetileceğinin hazırlıkları da yapılıyor.

Türkiye, BM gündeminin odağına yerleşmiş durumda.

Çin’deki G-20 toplantılarında olduğu gibi..

Türkiye’nin DAEŞ’le yaptığı başarılı mücadele hesapları bozdu.

Başta ABD olmak üzere bütün dünyaya gösterilmiş oldu.

Sadece bu da değil.

FETÖ’nün köpürttüğü “Türkiye, DAEŞ’e destek veriyor” tezi de çöktü.

Algıyı değiştiren adımlar

- İsrail ile normalleşme,

- Rusya ile krizin sonlandırılması,

- Fırat Kalkanı harekâtı ile bütün dikkatler yeniden Türkiye’nin üzerine çevrilmiş durumda.

Kabul etmek gerekir ki Türkiye attığı bu 3 adımla bölgedeki dengeleri yeniden kendi lehine değiştirdi.

ABD’nin Rusya merakı…

Amerikalılar özellikle, Ankara-Moskova yakınlaşmasına odaklanmış durumda.

Ne görüşülüyor, ne yapılıyor çok merak ediyorlar.

“Bizi bilgilendirin” diyorlar.

Hatta ve hatta Rusya ile görüşmelere bizi de dâhil edin, toplantıları üçlü olarak yapalım, diyorlar..

Ayrıca hemen belirtelim ki, ABD ve Rusya’nın Halep’e yönelik anlaşmasında açıklanmayan gizli maddeler Ankara ile paylaşıldı.

Evet, Türkiye atakta..

Olayların üzerine gidiyor.

Eli artık daha güçlü.

Dönüş yolunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soracak çok sorumuz var."
Kaynak: İHA