21 Eylül Dünya Alzhimer Günü
Van Halk Sağlığı İl Müdürü Yakup İmren, 21 Eylül Dünya Alzhimer Günü nedeniyle mesaj yayımladı.
İmren, mesajında Alzheimer hastalığının bunama tiplerinden biri olduğunu, beyin hücrelerinin zamanından önce ölmesi ve küçülerek aktivitesini kaybetmesinden kaynaklanan bir hastalık olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin, 2050 yılında dünyada en fazla Alzheimer hastası olacak 4 ülkeden biri olacağını savunan İmren, Alzheimer'ın bellekte, öğrenme, konuşma, akıl yürütme, yargılama, iletişim ve günlük yaşam etkinliklerini sürdürme yetilerinde, kademeli olarak yıkıma ve davranışlarda değişikliklere yol açan ilerleyici bir beyin hastalığı olduğunu kaydetti.
Alzheimer'ın her yıl dünyaya maliyetinin yaklaşık 600 milyar dolar olduğunu kaydeden İmren, şöyle konuştu:
'Yaş, Alzheimer için temel risk faktörünü oluşturuyor. 65 yaş öncesinde nadir olarak ortaya çıkan hastalık, 90 yaşında bin kişiden 65’inde görülüyor. Alzheimer, eğitim ve ekonomik kazanç durumu düşük kişilerde iki kat daha fazla görülüyor. Depresyon ve geçmişte kafa travması öyküsü varlığı artırıcı bir risk faktörü olabiliyor.'
Alzheimer'ın kadınların uzun yaşamalarıyla ilgili olarak risk faktörünü arttırabildiğini anlatan İmren, şöyle devam etti:
'Alzheimer'ı azaltıcı faktörler arasında eğitim ve yüksek sosyoekonomik konum sayılabilir. Ülkemizde yapılan hesaplamalara göre yaklaşık 400 bin Alzheimer hastası var. Bu hastaların aileleri de hesaba katıldığında çok geniş bir kitleyi ilgilendiren ve halk sağlığı sorununa dönüşen bir hastalık olduğu açıktır. Alzheimer hasta yakınlarında bu yıl yapılan bir araştırmaya göre hastaların yüzde 75'i hastalık hakkında bilgi sahibi değil ve hastaya bakım verenlerin yüzde 27'sinde ciddi depresyon ve tükenme mevcuttur. Alzheimer hastalarının en az yüzde 50'si tanı ya da tedavi almadan hayatını kaybetmektedir.'
İmren, ülkede yapılan bir çalışmaya göre yaşayan ve çalışmaya katılan bin 400 kişinin yüzde 83'ü yaşlanınca bunamayı normal olarak gördüğünü ifade eden İmren, şunları kaydetti:
'Halen hasta ve hasta yakınlarını bilgilendirme toplantılarına sistematik bilgi desteğine, tam zamanlı veya gündüz bakım evlerine, daha fazla sayıda eğitimli bakım personeline evde bakım hizmetlerinin geliştirilmesine, hastalara ilaç dışı tedavi olanaklarının sağlanmasına, hastaların hayat kalitesini artıracak destek ürünlerinin sağlanmasına, hasta yakınlarına psikolojik destek sağlanmasına ihtiyaçları vardır.'
Kaynak: AA
Türkiye'nin, 2050 yılında dünyada en fazla Alzheimer hastası olacak 4 ülkeden biri olacağını savunan İmren, Alzheimer'ın bellekte, öğrenme, konuşma, akıl yürütme, yargılama, iletişim ve günlük yaşam etkinliklerini sürdürme yetilerinde, kademeli olarak yıkıma ve davranışlarda değişikliklere yol açan ilerleyici bir beyin hastalığı olduğunu kaydetti.
Alzheimer'ın her yıl dünyaya maliyetinin yaklaşık 600 milyar dolar olduğunu kaydeden İmren, şöyle konuştu:
'Yaş, Alzheimer için temel risk faktörünü oluşturuyor. 65 yaş öncesinde nadir olarak ortaya çıkan hastalık, 90 yaşında bin kişiden 65’inde görülüyor. Alzheimer, eğitim ve ekonomik kazanç durumu düşük kişilerde iki kat daha fazla görülüyor. Depresyon ve geçmişte kafa travması öyküsü varlığı artırıcı bir risk faktörü olabiliyor.'
Alzheimer'ın kadınların uzun yaşamalarıyla ilgili olarak risk faktörünü arttırabildiğini anlatan İmren, şöyle devam etti:
'Alzheimer'ı azaltıcı faktörler arasında eğitim ve yüksek sosyoekonomik konum sayılabilir. Ülkemizde yapılan hesaplamalara göre yaklaşık 400 bin Alzheimer hastası var. Bu hastaların aileleri de hesaba katıldığında çok geniş bir kitleyi ilgilendiren ve halk sağlığı sorununa dönüşen bir hastalık olduğu açıktır. Alzheimer hasta yakınlarında bu yıl yapılan bir araştırmaya göre hastaların yüzde 75'i hastalık hakkında bilgi sahibi değil ve hastaya bakım verenlerin yüzde 27'sinde ciddi depresyon ve tükenme mevcuttur. Alzheimer hastalarının en az yüzde 50'si tanı ya da tedavi almadan hayatını kaybetmektedir.'
İmren, ülkede yapılan bir çalışmaya göre yaşayan ve çalışmaya katılan bin 400 kişinin yüzde 83'ü yaşlanınca bunamayı normal olarak gördüğünü ifade eden İmren, şunları kaydetti:
'Halen hasta ve hasta yakınlarını bilgilendirme toplantılarına sistematik bilgi desteğine, tam zamanlı veya gündüz bakım evlerine, daha fazla sayıda eğitimli bakım personeline evde bakım hizmetlerinin geliştirilmesine, hastalara ilaç dışı tedavi olanaklarının sağlanmasına, hastaların hayat kalitesini artıracak destek ürünlerinin sağlanmasına, hasta yakınlarına psikolojik destek sağlanmasına ihtiyaçları vardır.'