HÜDAPAR Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Açıklaması
'Türkiye'nin de 15 Temmuz'dan sonra hem iç siyasette hem de dış siyasette dost ve düşman tanımlaması yaparken, bunu milat olarak kabul etmesi gerekiyor'.
Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, 'Türkiye'nin de 15 Temmuz'dan sonra hem iç siyasette hem de dış siyasette dost ve düşman tanımlaması yaparken, bunu milat olarak kabul etmesi gerekiyor.' dedi.
Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde partisinin ilçe başkanlığı tarafından düzenlenen programlara katılan Yavuz, sınır hattında incelemede bulundu.
Yavuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada 15 Temmuz darbe girişiminin akamete uğraması ve özellikle Amerika'nın darbedeki rolünün ortaya çıkmasıyla, Amerika'nın bu konuda Türkiye'ye karşı elinin zayıfladığını belirtti.
15 Temmuz darbe girişimiyle Türkiye'nin dost ve düşmanlarının da ortaya çıktığını anlatan Yavuz, 'Türkiye'de meydana gelen darbelerde dış desteğin olduğunu artık sağır sultan bile biliyor. Sokakta yürüyen 5 yaşındaki bir çocuk bile biliyor. Amerika'nın bu darbede direk olarak rol aldığını hep beraber müşahede ettik. Dolayısıyla Türkiye'nin de 15 Temmuz'dan sonra hem iç siyasette hem de dış siyasette dost ve düşman tanımlaması yaparken, bunu milat olarak kabul etmesi gerekiyor. Kendilerini Türkiye'nin dostu veya Suriye'nin dostu olarak ilan eden ve başını ABD'nin çekmiş olduğu bu bölge için sömürgeciliği de öngören devletlerin de aslında düşman oldukları ortaya çıkmış, geriye AK Parti iktidarının, siyasal iktidarın bu gerçeklere göre adım atması kalıyor. Umarım bu doğrultuda adım atar ve Türkiye'de bir normalleşme meydana gelir.' değerlendirmesinde bulundu.
Cerablus’taki 'Fırat Kalkanı Harekatı'nı Türkiye'nin Suriye politikasının bir sonucu olarak gördüklerine işaret eden Yavuz, şunları söyledi:
'Cerablus-Azez hattında Türkiye'nin öteden beri bir güvenlikli bölge oluşturma fikri vardı. Burayı DAEŞ unsurlarından temizlemek ve PYD'nin buraya girmesine engel olmak ve Suriye'den Türkiye'ye göç eden göçmenleri buraya yerleştirmek. Fakat düşünce Amerika tarafından kabul görmedi. Ama 15 Temmuz darbe girişiminin akamete uğraması ve özellikle Amerika'nın darbedeki rolünün ortaya çıkmasıyla Amerika'nın bu konuda Türkiye'ye karşı elinin zayıfladığını müşahede ettik. Türkiye'nin de dış politikasındaki çeşitliliği arttırma kapsamında Rusya'ya ve İran'a yakınlaşmasıyla beraber Türkiye'nin de eli güçlendi. Tüm bu gerekçelerle beraber Rusya ve İran'la koordineli bir şekilde Cerablus operasyonu başladı.'
Türkiye'nin Cerablus'taki harekatı sürdürürken çok dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Yavuz, 'Kuşkusuz biz her ülkenin sınır güvenliğini korumasını tabii bir hakkı olarak görüyoruz. Ancak Suriye sahası mayınlı tarla gibi. Çok dikkatli hareket edilmesi gerekiyor. Orada başka felaketlerin kapısını aralayacak adımlardan şiddetle uzaklaşılması gerekiyor. Bunu bir sonuç olarak gördüğümüz için sebeplerin ortadan kaldırılmasına yönelik icraatların yapılması gerekiyor.' ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde partisinin ilçe başkanlığı tarafından düzenlenen programlara katılan Yavuz, sınır hattında incelemede bulundu.
Yavuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada 15 Temmuz darbe girişiminin akamete uğraması ve özellikle Amerika'nın darbedeki rolünün ortaya çıkmasıyla, Amerika'nın bu konuda Türkiye'ye karşı elinin zayıfladığını belirtti.
15 Temmuz darbe girişimiyle Türkiye'nin dost ve düşmanlarının da ortaya çıktığını anlatan Yavuz, 'Türkiye'de meydana gelen darbelerde dış desteğin olduğunu artık sağır sultan bile biliyor. Sokakta yürüyen 5 yaşındaki bir çocuk bile biliyor. Amerika'nın bu darbede direk olarak rol aldığını hep beraber müşahede ettik. Dolayısıyla Türkiye'nin de 15 Temmuz'dan sonra hem iç siyasette hem de dış siyasette dost ve düşman tanımlaması yaparken, bunu milat olarak kabul etmesi gerekiyor. Kendilerini Türkiye'nin dostu veya Suriye'nin dostu olarak ilan eden ve başını ABD'nin çekmiş olduğu bu bölge için sömürgeciliği de öngören devletlerin de aslında düşman oldukları ortaya çıkmış, geriye AK Parti iktidarının, siyasal iktidarın bu gerçeklere göre adım atması kalıyor. Umarım bu doğrultuda adım atar ve Türkiye'de bir normalleşme meydana gelir.' değerlendirmesinde bulundu.
Cerablus’taki 'Fırat Kalkanı Harekatı'nı Türkiye'nin Suriye politikasının bir sonucu olarak gördüklerine işaret eden Yavuz, şunları söyledi:
'Cerablus-Azez hattında Türkiye'nin öteden beri bir güvenlikli bölge oluşturma fikri vardı. Burayı DAEŞ unsurlarından temizlemek ve PYD'nin buraya girmesine engel olmak ve Suriye'den Türkiye'ye göç eden göçmenleri buraya yerleştirmek. Fakat düşünce Amerika tarafından kabul görmedi. Ama 15 Temmuz darbe girişiminin akamete uğraması ve özellikle Amerika'nın darbedeki rolünün ortaya çıkmasıyla Amerika'nın bu konuda Türkiye'ye karşı elinin zayıfladığını müşahede ettik. Türkiye'nin de dış politikasındaki çeşitliliği arttırma kapsamında Rusya'ya ve İran'a yakınlaşmasıyla beraber Türkiye'nin de eli güçlendi. Tüm bu gerekçelerle beraber Rusya ve İran'la koordineli bir şekilde Cerablus operasyonu başladı.'
Türkiye'nin Cerablus'taki harekatı sürdürürken çok dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Yavuz, 'Kuşkusuz biz her ülkenin sınır güvenliğini korumasını tabii bir hakkı olarak görüyoruz. Ancak Suriye sahası mayınlı tarla gibi. Çok dikkatli hareket edilmesi gerekiyor. Orada başka felaketlerin kapısını aralayacak adımlardan şiddetle uzaklaşılması gerekiyor. Bunu bir sonuç olarak gördüğümüz için sebeplerin ortadan kaldırılmasına yönelik icraatların yapılması gerekiyor.' ifadesini kullandı.